Çıban!
4 Şubat 2017 02:00
Enflasyon sepetinde önemli yer tutan sebze meyve fiyatları sürekli yükseliyor. Kış şartlarının ağırlaşması buna sebep gösteriliyor. Ulaşımda aksama var deniyor. Külliyen yalan!.. Yıllardan beri aynı sözü duyarız. Aracıları çıkarın fiyatlar ucuzlar diye.. Her sene bakanlık yönetmelik yayınlar, kararlar alır.. Ama bunların hiçbiri uygulanmaz.. Niye? Çünkü masa başındaki tedbirler fiilî hayata uymuyor? Faturayı vatandaş ödüyor. En büyük darbeyi ise üretici yiyor. Garipler soğuk sıcak demeden aylarca uğraşıyor, ekiyor, suluyor, biçiyor, topluyor, pazara getiriyor. Eline geçen para borcunu karşılamıyor. Tarla fiyatıyla sofra fiyatı arasında en az 4 kat fark var...
Tarımda kendi kendine yeten bir ülkeyiz. Dört mevsimin bir arada yaşandığı Türkiye'de istenilen yerli tarım ürününü 12 ay boyunca bulmak mümkün. Yılın yarısında tarla ürünleri, geri kalan kısmında ise sera ürünleri tüketiyoruz. Türkiye topraklarının yaklaşık üçte birinde tarım yapılıyor. 20 milyonu aşkın tarım nüfusuyla dört mevsim üretim yapan Türkiye; yüzlerce üründe tüketim fazlası veriyor. İç pazardan artakalan ürünleri ise dünyanın dört bir yanına ihraç ediyor. Bu tabloya bakıldığında Türkiye'nin çok ucuza tüketim yapması gerekiyor değil mi? Ancak tarladan sofraya uzanan süreçte ne üretici memnun ne de tüketici. Peki bu durumda milyonlarca çiftçi ailesinin alın teri boşa mı akıyor? Kimin cebi haksız kazançla doluyor?..
Üretici fiyatları ile çarşı pazar fiyatları arasında 5 kata varan fahiş fiyat farkı, az sayıda komisyoncunun cebine gidiyor.. Bu farkta lojistik maliyetin payı ne kadar? Market zincirleri bu işin neresinde? Son haftalarda sebze meyve fiyatlarının aşırı artış göstermesi tamamen aracıların oyunu.. Fiyat düşmesin diye ürünü depoda saklıyorlar. Az mal yüksek fiyat, politikasıyla herkesin gözü önünde ceplerini dolduruyorlar. Kooperatifler bu işi çözmek için yeterli değil. Zaten olanlar da anlamını yitirmiş. Üreticiler örgütlü değil. Dev alışveriş merkezleri ürünü zaten tarladan yetişmeden satın alıyor. Peki bu adaletsizlik nasıl sona erecek?..
Çok net söylüyorum. Devlet el koymadan bu iş çö-zü-le-mez.. Ürünü çiftçiden devlet satın alacak, toptancıya satacak. Bu kadar basit.. Bu işte parayı veren düdüğü çalar.. Devlet parayı verecek, vatandaşın hakkı korunacak. Bunun için ne gerekiyorsa bir an önce yapılmalı. Kanuni düzenleme, kararname, yönetmelik, neye ihtiyaç varsa, çıkarılmalı.. Aracı vurgunu ancak böyle önlenir. Bu işte kâr gözetilmez.. Devlet üreticinin malını aldığı fiyata SADECE MASRAF parası ekleyip hal şirketlerine satacak. Onları da çok yakından izleyecek. Fiyatları kendi belirlediği oranda arttırmalarına izin verecek. Bakın bu işin sonu nereye varacak biliyor musunuz? Sebze meyve ucuzlayınca, enflasyon düşecek. Enflasyon düşünce faizler gevşeyecek. Faizdeki gerileme, iş dünyasını rahatlatacak. Üretim ucuzlayacak. Tüketim artacak. Türkiye hızla büyüyecek. İşte bu resmi aracı bozuyor, temizleyin bu çıbanı, halk nefes alsın!
Tarımda kendi kendine yeten bir ülkeyiz. Dört mevsimin bir arada yaşandığı Türkiye'de istenilen yerli tarım ürününü 12 ay boyunca bulmak mümkün. Yılın yarısında tarla ürünleri, geri kalan kısmında ise sera ürünleri tüketiyoruz. Türkiye topraklarının yaklaşık üçte birinde tarım yapılıyor. 20 milyonu aşkın tarım nüfusuyla dört mevsim üretim yapan Türkiye; yüzlerce üründe tüketim fazlası veriyor. İç pazardan artakalan ürünleri ise dünyanın dört bir yanına ihraç ediyor. Bu tabloya bakıldığında Türkiye'nin çok ucuza tüketim yapması gerekiyor değil mi? Ancak tarladan sofraya uzanan süreçte ne üretici memnun ne de tüketici. Peki bu durumda milyonlarca çiftçi ailesinin alın teri boşa mı akıyor? Kimin cebi haksız kazançla doluyor?..
Üretici fiyatları ile çarşı pazar fiyatları arasında 5 kata varan fahiş fiyat farkı, az sayıda komisyoncunun cebine gidiyor.. Bu farkta lojistik maliyetin payı ne kadar? Market zincirleri bu işin neresinde? Son haftalarda sebze meyve fiyatlarının aşırı artış göstermesi tamamen aracıların oyunu.. Fiyat düşmesin diye ürünü depoda saklıyorlar. Az mal yüksek fiyat, politikasıyla herkesin gözü önünde ceplerini dolduruyorlar. Kooperatifler bu işi çözmek için yeterli değil. Zaten olanlar da anlamını yitirmiş. Üreticiler örgütlü değil. Dev alışveriş merkezleri ürünü zaten tarladan yetişmeden satın alıyor. Peki bu adaletsizlik nasıl sona erecek?..
Çok net söylüyorum. Devlet el koymadan bu iş çö-zü-le-mez.. Ürünü çiftçiden devlet satın alacak, toptancıya satacak. Bu kadar basit.. Bu işte parayı veren düdüğü çalar.. Devlet parayı verecek, vatandaşın hakkı korunacak. Bunun için ne gerekiyorsa bir an önce yapılmalı. Kanuni düzenleme, kararname, yönetmelik, neye ihtiyaç varsa, çıkarılmalı.. Aracı vurgunu ancak böyle önlenir. Bu işte kâr gözetilmez.. Devlet üreticinin malını aldığı fiyata SADECE MASRAF parası ekleyip hal şirketlerine satacak. Onları da çok yakından izleyecek. Fiyatları kendi belirlediği oranda arttırmalarına izin verecek. Bakın bu işin sonu nereye varacak biliyor musunuz? Sebze meyve ucuzlayınca, enflasyon düşecek. Enflasyon düşünce faizler gevşeyecek. Faizdeki gerileme, iş dünyasını rahatlatacak. Üretim ucuzlayacak. Tüketim artacak. Türkiye hızla büyüyecek. İşte bu resmi aracı bozuyor, temizleyin bu çıbanı, halk nefes alsın!