Çok ararsınız!

A -
A +
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk tarihinde çok önemli bir şahsiyet olarak yerini aldı. Ne derseniz deyin. Yiğidi öldürün hakkını verin. Hizmetleri saymakla bitmez. En sonuncusunu 15 Temmuz akşamı yaptı. Halkı sokağa çağırdı, ülkeyi batmaktan kurtardı.. Seveni de var sevmeyeni de. Seveni daha çok sevmeyeni daha az. Başarılarını alkışlayanlar da var, hasetten çatlayanlar da. O da bizim gibi etten kemikten.. Duyguları var, tutkuları var.. Bazen sinirlenir, önüne geleni devirir.. Bazen sevinir, yüreklerde güller açar. 15 yıldan beri hem Türkiye’nin, hem dünyanın gündeminde ilk sırada. Siyasetiyle, tecrübesiyle, kararlı duruşuyla, çalışkanlığıyla, özverisiyle, azmiyle hep en önde. Medya çukurundakiler onu yiye yiye bitiremedi. Erdoğan’la yatıyorlar, Erdoğan’la kalkıyorlar. Kaşını şöyle çattı, başını böyle çevirdi, şunu söyledi, bunu yaptı, bunu yıktı diyerek ağızlarında sakız gibi çiğniyorlar. Ne tek adamlığı kaldı, ne diktatörlüğü, ne padişahlığı. Bütün sermayeleri Erdoğan. Onu eleştirdikleri için patronlarından maaş alıyorlar. Önce yurt dışındaki düşmanlarımıza yalan haberleri servis ediyor. Sonra filan gazete şunu yazdı diye haber yapıyorlar. Gazeteci kimliğiyle dolaşan mahlukların ömrü böyle geçiyor. Şimdi referandumda Evet çıkacağını gördüler, "Erdoğan vefat ederse ne olacak? Ülkeyi kim yönetecek? Onun yerine kim geçecek? Ülkenin hâli n’olacak?" demeye başladılar. Tayyip Erdoğan da her insan gibi fani.. Ömrü bittiği anda o da ahirete gidecek. Senin gibi, benim gibi, herkes gibi. Onun yerine kimin geleceğini halk belirleyecek. Birileri aday olacak. Halk da seçecek. Kimi seçerse başkan odur. Buna kimsenin diyeceği yoktur. Zannediyorlar ki, Erdoğan saltanat sürmek için cumhurbaşkanlığı sistemini istiyor. Siz sırça köşkte oturup, puronuzu tüttürüp viskinizi zıkkımlanırken, o toplantıdan toplantıya koşuyor, ter döküyor, vatanı için gecesini gündüzüne katıyor, biliyor musunuz? Bilmezsiniz.. İşinize gelmeyeni hiç bilmezsiniz, görmezsiniz, yazmazsınız. Günde 3 saat uykuyla, kravatlı, tıraşlı, takım elbiseli, hem içeride hem dışarıda Türkiye’nin nasıl temsil edildiğini anlayamazsınız. O, sizin rahat uyumanız için, çoluk çocuğunuzun geleceğini inşa etmek için çırpınıyor. Yemiyor, içmiyor, yurdun dört bir tarafını dolaşıyor. Fakirin evinde misafir oluyor, şehid cenazesine katılıyor, tarihî toplantılar düzenliyor. Konuşuyor, anlatıyor. Hep ülkesi için, hep o canından çok sevdiği halkı için. Böyle bir fedakârlık nasıl yapılır? Aşkla.. Vatan aşkıyla. Bu herkesin sahip olacağı bir haslet değil. Allah vergisi.. Cumhurbaşkanımız gıdasını, gayretini, cesaretini, bu aşktan alıyor. İşte bunun için dağları delip geçiyor, aynı Ferhat gibi.. 16 Nisan'da âşık olduğu bu halk ona çok büyük ödül verecek. Yeni sisteme EVET diyecek. Ondan sonra yeni bir güneş doğacak. Erdoğan son nefesini verirse, kurtulur, ama ülkenin altı üstüne gelir. Yatın kalkın onun kıymetini bilin. O olmazsa hiçbir şey olmaz demiyorum, olur ama yarım olur. Onun gibisini asla bulamazsınız. Çok ararsınız. Bizi kendine alıştırdı, onu hiçbir zaman unutamayız. Allah hayırlı, sağlıklı, huzurlu uzun ömürler ihsan eylesin... Sayın Cumhurbaşkanıma bir sözüm var. Mitinglerde halka anayasa değişikliğini anlatmak için dil dökmenize gerek yok. Onlara şunu sorun: Bugüne kadar size verdiğim sözleri tuttum mu? Bana güveniyor musunuz? Beni seviyor musunuz? Alacağınız cevap size yeter!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.