Neden?

A -
A +
Türkiye, savunma sanayiinde müthiş bir ilerleme gösteriyor. Geçen sene 1.7 milyar dolar tutarındaki ihracatın bu yıl 6 milyar doları aşması bekleniyor. Bugün itibariyle elimizde 35 milyar doları bulan 400’den fazla proje var. İş dünyasının önde gelen isimleri, savunma sanayiinde üretime geçerek çok büyük kazanç sağlıyor. Büyük sanayi gruplarıyla birlikte 5 bin KOBİ savunma sektörüne yedek parça üretiyor. Ankara’da 730 hektar alan üzerinde uzay ve havacılık ihtisas organize sanayi sitesi kuruluyor. Normal şartlarda ihraç ettiğimiz malların kilo başına değeri 1.5 dolar iken, silah sanayiinde bu rakam 30 doları aşıyor. Nitelikli ve katma değeri yüksek ürünler dünyada âdeta kapışılıyor. Neden? Benzerleriyle aynı kalitede ve çok daha ucuz olduğu için. Türk savunma sanayi son yıllarda yaptığı atakla birçok alanda başarılı projeler gerçekleştirmeyi başardı. Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı 2023 hedefleri arasında yer alan millî tank, millî uçak ve millî uydu projeleri devletin büyük kararlılığı ile devam ediyor. Türkiye'nin bölgesinde liderlik iddiasını artıracak ve terörle mücadelede ordunun gücünü katlayacak projeler karşısında gelişmiş ülkeler küçük dillerini yutuyor, bize çelme takmak için bütün kozlarını oynuyor. İşte bakın terör örgütü YPG en modern silahlarla donatılarak Türkiye’ye gözdağı verilmek isteniyor. Bu konuya bugün Washington’da son nokta konulacak. ABD’ye "kesin tercihini yap" denecek: “Ya biz, ya terörist” denilecek. ABD ve Rusya ekonomisinin bel kemiği savunma sanayii.. ABD’nin yıllık silah ihracatından elde ettiği gelir net olarak bilinmiyor, zira devlet sırrı olarak net olarak açıklanmıyor. 50 milyar dolardan tutun 200 milyar dolara kadar rakamlar konuşuluyor. Ama size en canlı bir örnek vereyim. Siz buradan çok rahat bir sonuç çıkarabilirsiniz. Başkan Trump gelecek hafta Riyad’da 100 milyar dolarlık silah anlaşmasını imzalayacak. Sadece Suudi Arabistan’a satılan rakam bu.. Orta Doğu’daki ateşin neden sönmediği net bir şekilde anlaşılıyor değil mi?
           ***
Türkiye’de korkunç trafik kazaları yaşanıyor. Hem de çift yönlü yollarda.. İşte en son örneği Muğla’da yaşadık... Muğla-Marmaris karayolunun Sakar Geçidi mevkiindeki virajlı rampada bir tur otobüsü devrildi. Kazada 24 kişi hayatını kaybederken 10 kişi ağır yaralandı. Ölenlerin çoğu Anneler Günü gezisi için İzmir’den yola çıkan hanım kardeşlerimiz. Bakın trafik ehliyeti vermek için adaylara en zor teknik sorular yöneltiliyor bunu başaranlar direksiyon imtihanında çok zorlu bir sınavdan geçiyor. Başaranlar sürücü belgesine kavuşuyor. Sonra yollara çıkıyor açıyor pencereyi, yakıyor sigarayı basıyor gaza.. Rüzgâr gibi uçuyor, arabaları solluyor, ama işte yukarıda gördüğünüz gibi aşırı hız nedeniyle sert virajda araba kontrolden çıkıyor, uçuruma yuvarlanıyor. Hurdaya dönen araçtan cansız bedenler çıkıyor. Altını çizerek söylüyorum, ehliyet imtihanına girenlerin ayrıca akıl ve ruh raporu almaları gerekiyor. Ayrıca uzman psikologlar tarafından beyinleri yıkandıktan sonra ellerine "güvenilir sürücü olmaya hak kazanmıştır" diye diploma vermek gerekiyor. Buna uygun olmayanlar istediği kadar teknik bilgi ve sürücü kabiliyetine sahip olsun, ASLA ehliyet almamalı. Ruh hastası şoförlerle dolu bir şehirde yaşıyoruz. İnanın yolda yürürken, durakta otobüs beklerken, karşıdan karşıya geçerken, tamamen "lütfu ilahi" ile yaşıyoruz. Verilen ehliyetler sadece araçların güvenli kullanımı için başlı başına yeterli değil. İnsanların can güvenliğini korumak için psikolojik destek şart. Buna acilen çözüm bulunması gerekiyor. Aksi hâlde yola çıkan cani şoförlerin makineli tüfek gibi kullandıkları otolarda daha çok canlar kaybederiz...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.