Benden sonra tufan!

A -
A +
Başkan Trump, seçim kampanyasında verdiği sözü tuttu, ABD’yi Paris İklim Değişikliği Anlaşmasından çıkardı. “Benden sonra tufan” dedi. Trump’ın bu kararı, dünyada atmosferi en çok kirleten ikinci ülke olan ABD'nin 2025'e kadar karbon emisyonunu üçte biri kadar azaltma taahhüdünden vazgeçmesi anlamına geliyor ve daha "sıcak" bir geleceğe işaret ediyor. Türkiye’nin küresel emisyonlardaki payı yüzde 1,24. ABD'nin ise yaklaşık yüzde 17 ve bu oran tüm AB ülkelerinin toplamından daha fazla. Climata Interactive'in araştırmasına göre 2016-2060 arasında ortalama sıcaklık en az 3,5 derece artacak. Tarlaların çöl olması ve şehirleri su basması nedeniyle 400 milyon insan evsiz kalacak.
İklim mültecileri açlıkla mücadele ederken içme suyu kaynaklarını ele geçirmek için yeni savaşlar çıkacak. 50 yıl önce başlayan sanayi devriminin yıllardır atmosfere saldığı baca gazları (sera gazları) sayesinde ortalama sıcaklık 1 derece arttı ve bugün 15 dereceye ulaştı. Önümüzdeki 30 yılda 2 derece ve 2060’ta ise toplam 3,5 derece artacak. Korkunç bir felaket olacak. Dünya sıcaklığında 2 derecelik artış deniz suyu seviyesinin 12 metre yükselmesi demek; yani sahillerde oturanlar evlerini terk etmek zorunda kalacak. 3,5 derecelik artış ise denizlerin tam 60 metre yükselmesi demek; Su seviyesi Boğaz Köprüsüne kadar yükselince İstanbul’da hangi semtlerin karada kalacağını hayal edebiliyor musunuz? Sadece İstanbul mu, dünya suya gömülür.. Bu hafife alınacak bir konu değil. "Ben yaptım oldu" denilemez. Diğerlerinde olduğu gibi Trump’ın bu kararı da direkten dönecektir, dönmek zorunda. Zira batan geminin içinde kendi vatandaşları da olacak.
YAZIKLAR OLSUN-Yabancılar hisse senedi, yerliler dolar topluyor. Mayıs ayının son haftasında yerli yatırımcılar 1 Milyar 358 milyon dolarlık tutarında döviz satın almış. Bankalardaki döviz mevduat hesapları 162.3 milyar dolara yükselmiş. 2016 sonunda bu rakam 145.5 milyar dolardı. Yani 5 ayda 16.8 milyar dolar almışlar. Peki bu dövizi kim alıyor diye soracak olursanız, hemen söyleyelim. Merkez Bankasının finansal istikrar raporunda döviz alımlarının ağırlıklı olarak milyoner hesaplardan geldiği yazıyor. Yani zengin vatandaşlarımız dolardan vazgeçmiyor. Peki iyi mi yapıyorlar? Kesinlikle hayır! Bakın özel sektörün uzun vadeli döviz borcu 200 milyar dolar. Ama kısa vadeli borcu 70 milyar dolar.. Bankalarda bugün şirketlerin 80 milyar doları aşkın mevduatı var. Yani borçlarını rahatlıkla öderler. O zaman niye hâlâ dolar, dolar diye tutturuyorlar. Söyleyeyim. Hem bu ülkede yaşıyor, nimetlerinden istifade ediyor, servetlerine servet katıyorlar. Hem de güvenmiyorlar. Yazıklar olsun!
DEMİRDE BÜYÜK OYUN-Önce piyasada mal yok haberleri yayıldı. Ardından ithal demirde gümrük vergilerinde indirime gidilsin denildi. Yeterli inceleme yapılmadığı için bu oyun maalesef gerçek oluyor. Oysa piyasada mal sıkıntısı yok. Geçen sene Türkiye’de 16 milyon ton inşaat demiri üretildi. Tüketim 9, ihracat 7 milyon ton oldu. Hemen hatırlatıyorum sektörün üretim kapasitesi yıllık 50 milyon ton. Yani bu kadar büyük bir potansiyel var. Demir üreticileri stok çalışmıyor, problem buradan kaynaklanıyor. Referandum öncesinde inşaat sektöründe talepler ertelendi. Ama 16 Nisan’dan sonra gördüler ki, korkulan olmadı, talebe yüklendiler. Üreticiler ihtiyaca kısa sürede cevap veremeyince karaborsa oluştu, fiyatlar şişti. Sorun varmış havası ortaya çıktı. Ucuz demir satın almak isteyenlerin ekmeğine yağ sürüp gümrük vergileri indirilirse yerli üretici çok ağır bir darbe yiyecek.  Çelik üreticileri, gümrük vergilerini değil, siz KDV’yi indirin o zaman piyasa nasıl coşacak görün, diyor. Haklılar.. Beyaz eşyada nasıl ÖTV sıfırlanmış, mobilyada KDV  %8’e düşürülmüşse aynı uygulama demir için de neden yapılmasın?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.