Suyu mu çıktı!

A -
A +
Megakent İstanbul konut rekoru kırmaya devam ediyor. Belediyeler iskân yarışına girdi, şehrin altı üstüne geldi. Eskiden taşı toprağı altın denilen İstanbul artık beton yığını hâline geldi. Bu kadar plansız ve orantısız bir yapılaşma olur. Çılgın konutlar İstanbul’un her karış toprağını istila etmeye devam ediyor. Herkes olan biteni film gibi izliyor. Şehir boğuluyor. Ne gidecek yol kaldı, ne oturacak parkı var. İki – üç tane göstermelik alanla göz boyanıyor. Şehir o kadar büyüdü ki merkezlere ulaşmak için saatlerce yol gitmek gerekiyor.. Mezarlıklar bile ağzına kadar doldu. En ucuz mezar yeri 2 bin liradan başlıyor, 30 bin liraya kadar çıkıyor. Zincirlikuyu’da mezar yeri almak isterseniz, 100 bin lirayı gözden çıkarmanız gerekiyor. Olacak şey değil!.. Türkiye İstatistik Kurumu’nun raporu acı gerçeği gözler önüne sermeye yetiyor; 2016'da ülkede 1 milyon 341 bin adet konut satılmış. Bunun 232 bini İstanbul'a ait.. İnşaatçılar meydana boş buldu, arsa payının maliyetini düşürmek için kuleler yapıyor. Belediyeler de onay veriyor. Şehrin görüntüsü bozulacakmış, insanlar üst üste yolculuk yapacakmış hiç önemli değil. Gelsin paralar. Nefes alanları tükeniyor. Yeşil alanlar alışveriş merkezlerine terkediliyor, korkunç bir hızla imara açılıyor. Her yer konut ilanları ile doldu. Araziler resmen kıyıma uğruyor. Bu şuursuz akın durdurulmazsa 5 sene sonra İstanbul tamamen tıkanacak. İnsanlar işe gidip gelirken günde en az 4 saatini yollarda geçiriyor. Bu muazzam zaman kaybı ekonomik performansı son derece olumsuz etkiliyor. 
İstanbul, rant merkezi olmaya devam ederse şehir yaşanmaz hâle gelecek. Bakın polis çıkan olaylarla mücadele etmekte zorlanıyor. Hangi semte yetişeceğini şaşırıyor. Siz bu kadar büyük iskâna izni verirseniz, bu konutlara dolan yüz binlerce insanı kontrol edemezsiniz. Bakın Münih’e Paris’e, Köln’e, Zürih’e Londra’ya.. Şehrin yapısı değişiyor mu? Asla.. İmar izni yok. Hangi belediye başkanı gelirse gelsin plan değişmiyor. Eğer bir bina eskimişse yıkılıyor, aynı büyüklükte yenisi yapılıyor. Trafik derdi yok, kanalizasyon derdi yok, su derdi yok, okul derdi yok, sınıflar rahat, çocuklar son derece uygun ortamda tahsil hayatlarını tamamlıyor. Bir de bize bakın. Özel okulların ücretleri tavana çıkmış durumda. Zengin fakir aileler arasında korkunç bir eğitim uçurumu var. Üniversite imtihanları kolej ayarında yapılıyor, sonuçta en iyi fakültelere ayrıcalıklı ailelerin çocukları gidiyor. Bu adaletsizliğe bir son verin artık. Yeter! İstanbul’a inşaat izni vermeyin. Kalan arsaları park hâline getirin, bunları ASLA iskâna açmayın. Belediyelere bu yasak getirilmediği takdirde tüm Anadolu İstanbul’da toplanacak. Şehir, şehir olmaktan çıktı, ülke oldu. Her türlü sapıklık diz boyu. Ne ahlak kaldı, ne güven. Her ülkeden adamlar sokakları doldurmuş durumda. Eski İstanbul’da mesire yerlerinde bülbüller şakırdı, şimdi çatlak baykuşlar bile yok. Evet Türk ekonomisinin bel kemiği inşaat sektörü tamam. Ama neden sadece İstanbul’da boy göstermelerine izin veriliyor, ha neden? Anadolu’nun suyu mu çıktı?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.