Olur şey değil!

A -
A +
Kamu kuruluşlarının kazancı geçen yıl görülmemiş şekilde artmış. Toplam kârı 2.7 milyardan 17.4 milyar liraya yükselmiş. Hem de hasılat 112 milyardan 94 milyar liraya düşmesine rağmen.. Zira kâr marjı yüzde 18.4'e çıkmış. Sürekli zarar eden BOTAŞ tam 8.9 milyar liralık kâr etmiş. Verdiği 1.9 milyar lira ile kurumlar vergisi şampiyonu olmuş.. 25 kamu kurumunun büyük kâr elde ettikleri söyleniyor. Merkez Bankası ve kamu bankaları toplam 15.9 milyar lira temettü yani kâr payı elde etmiş. Bu temettünün 9.8 milyar lirası bankalardan gelmiş. Bankalar içinde Merkez’in payı ise 9.5 milyar lira olmuş. Şimdi bu habere sevinelim mi üzülelim mi?
Allah için elinizi vicdanınıza koyun. Devlet kurumları kazanç kapısı mıdır? Yoksa halkını kollayan, hizmet kuruluşları mıdır? Kamu kurumları kârlarını nasıl arttırmış. Vatandaşa yüksek fiyattan mal ve hizmet satarak. Yani vereceği yerde alıcı olmuş. Sonra da çıkıp “Türkiye’de tasarruflar yetersiz, daha fazla kemer sıkmalıyız” diyorlar. Zengine bir şey olmaz.. Olan orta gelirli ve yoksula oluyor. Garipler boynu bükük önlerine konulan faturayı boğazından keserek ödemek zorunda kalıyor. Hani vefa? Fedakârlık neden hep halktan bekleniyor. Devlet babalık yapmayacak mı? Bu gerçeği iyi anlayın. Devlet kurumu kâr etmez, hizmet eder.             
      ***
ABD ile Kuzey Kore arasında bir haftadan beri füze gerginliği yaşanıyor. Karşılıklı sert açıklamalar yapılıyor. Borsalar satışa döndü. Yatırımcı hisse senetlerinden çıkıp güvenli limana koşuyor. Kuzey Kore’nin balistik füze denemesi yapması yeni bir olay değil. Çin kışkırtıyor, o da söyleneni yapıyor. Şu ana kadar perde arkasında duran ABD ile Çin karşı karşıya geliyor. Durup dururken, tatil döneminde bu olay nasıl çıktı diye sormayın! Hisse senetlerindeki balon şişti, endeksler zirveye çıktı, daha fazla gidecek yerleri kalmayınca bu olay ortaya çıkarıldı. Hiç sağda solda aramayın, bu işi körükleyenler sermaye babaları. Kârlarını cebe koymak için planladılar, uygulamaya koydular. Şimdi borsalardaki kaymak alınıncaya kadar olay gündemde kalacak. Sonra sular durulacak, piyasalar tekrar alıma dönecek.
      ***
6 Ağustos’ta Samsun’da futbolda lig şampiyonu Beşiktaş ile Türkiye Kupası şampiyonu Konyaspor, "süper kupa" maçını Futbol Federasyonu organize etti. Yani stada giren seyircileri o kontrol etti ya da ettirdi. Seyircilerin taşkınlık yapmasını engellemek onun göreviydi. Sahaya girmelerine izin vermemek, sahaya gösteri fişeği ve yanıcı madde atmak ve kesici aletlere izin vermemek Futbol Federasyonunun yetkisi dahilindeydi. Bunu beceremedi. Şimdi kalkmış, sahaya giren Konyalı taraftarın başlattığı olaylarla yaşanan taşkınlıktan iki kulübü suçluyor. Asıl suçlu, olayları kontrol edemeyen, istenmeyen olayların yaşanmasına sebep olan Futbol Federasyonunun bizatihi kendisidir. Maçın huzurunu bozan olaylara son derece gevşek davranarak izin verilmiştir. Esas suçlu ortada dururken, olaylara hiç karışmamış binlerce taraftar cezalandırılıyor. Olur şey değil! Buna nasıl izin veriliyor. Dünyanın neresinde görülmüş.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.