Dünya seyrediyor!

A -
A +
Amerika 16 senedir Afganistan’la uğraşıyor. 11 Eylül saldırılarının ardından ABD ve NATO güçleri bu ülkeye yerleşti. Bugüne kadar 2 bin Amerikalı asker hayatını kaybetti, 20 bin kişi yaralandı. Savaşın aylık maliyetinin 4 milyar doları bulduğu söyleniyor. Bugüne kadar harcanan para ise 714 milyar doları buldu. Afganistan kişi başına millî geliri 559 dolarla dünyanın 179'uncu ülkesi. Peki, koskoca Amerika’nın dünyanın en fakir ülkesinde ne işi var? Neden bu kadar askeri orada tutuyor? 11 Eylül saldırılarını bahane etmesinin haklı bir gerekçesi yok. Zira İkiz Kulelerin vurulması emrini veren Bin Ladin’in CIA’nın en sadık dostu olduğunu bilmeyen yok...
Seçim kampanyası sırasında Afganistan misyonunu saçmalık olarak nitelendirerek, harcanan milyarlarca doların, Amerika’nın imarı için kullanılmasını söyleyen Başkan Trump, niye bu sözünden geri döndü? Niçin her fırsatta yerden yere vurduğu Obama’nın izinden gidiyor. Hemen söyleyeyim. Afganistan halkı son derece fakir ama ülkede toprak altında 3 trilyon dolar değerinde muazzam bir servet yatıyor. 5 trilyon metreküp doğalgaz rezervi var. Nükleer enerjide kullanılan çok zengin uranyum madenine sahip. Ve dünyanın ikinci büyük lityum yatakları bulunuyor. Lityum biliyorsunuz akıllı telefonlarda ve elektrikli otomobillerde kullanılan şarj edilebilir bataryaların önemli bir bileşeni. 
Afganistan; bakır, altın, uranyum ve fosil yakıtlar da dahil olmak üzere endüstriyel imalat için çok nadir olan minerallere sahip. Bu da ülke ekonomisini canlandırabilmek ve yeniden inşasını finanse edebilmek için kullanılabilir. ABD’nin bunu kimseye yedirmeye niyeti yok. Taliban’ın kendi askerlerini katletmesini göze alıyor. Şu anda bu konuda net bir bilgi yok. Ama şuna çok eminim; Amerika Afganistan’daki zengin maden yataklarını kullanmaya başlamıştır...
Son yıllarda Çin, komşu ülkenin doğal kaynaklarını keşfetme konusunda liderliği ele geçirdi. Şubat ayında Çinli Metalürji Grubu Şirketi, Afganistan’dan 100 milyar dolar değerinde bakır çıkarmayı planladığını açıkladı. Kabil yakınlarındaki arazide dünyanın ikinci büyük bakır yataklarının bulunduğu belirtiliyor. Rusya doğalgaz rezervlerine gözünü dikmiş durumda. Almanya, otomobil endüstrisi için Afgan lityumunun peşinde. Başkent Kabil’e 40 kilometre mesafede yüksek kalitede 500 milyon ton demir cevheri var... Daha sayalım mı? Kunduz şehri yakınlarında bakır, kurşun, çinko, Konar-ı Has'ta berilyum, Bedahşah'ta yarı-değerli lacivert taş kaynakları var... 
Görüyorsunuz 17 trilyon dolarlık dünyanın en büyük ekonomisine sahip koskoca (!) Amerika bir başka ülkenin millî servetini ele geçirmek için, 16 yıldan beri kendi askerlerinin tabut içinde ülkesine dönmesine göz yumuyor, dünya seyrediyor!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.