Bugün olduğu gibi!

A -
A +
Son dönemde gündemden düşmeyen bir terim var: CDS... Nedir bu CDS? İngilizcesi Credit Default Swap. Türkçesi iflas sigorta primi. Yani borçların ödenmeme riskine karşı yapılan sigorta... CDS, elinde tahvil veya bir başka finansal araçlar bulunduran bir kişinin, vade sonundaki alacağının belirli bir bedel karşılığında ödenmeme riskini ortadan kaldıran bir araç. Mesela yüksek getirisinden dolayı portföyünüze Yunanistan devlet tahvili aldığınızı düşünelim. Hem bu yüksek getiriden istifade edip hem de bu yatırımınızın geri dönmeme riskine katlanmak istemiyorsunuz. İşte burada CDS'ler devreye giriyor. Yani bir anlamda alacağınızı sigortalıyorsunuz. Günümüzde CDS’ler ülke risklerini de ortaya koyan bir gösterge olarak da kullanılıyor. Ülke riskleri, sadece ekonomik göstergeler ile ilgili değil, mevcut siyasi partilerin ülke içerisinde izlediği çeşitli politikalara göre de değişiyor. Yani CDS primi ülkeler için hem siyasi hem de ekonomik çok önemli bir gösterge olma özelliğini taşıyor. Aslında bir bakıma kredi kuruluşlarının yaptığı derecelendirmelerin pabucunu dama atan son derece gerçekçi bir gösterge denilse yeridir...
Bakın, her 100 baz puan CDS için %1 maliyet var. Mesela bugün Türkiye’nin CDS’leri 164 seviyesinde. Yatırımcıların tahvilin ödenmeme veya ülke iflası gibi durumlarda sigortalatmak için %1.64 oranında bedel ödemesi gerekiyor. Bu son derece düşük bir rakam. Şu anda 5 yıl vadeli CDS’ler en çok kullanılanlar. Yani bir ülkenin 5 yıl vadeli batma riskine karşı sigorta maliyeti olarak dersek çok daha iyi anlaşılacak. Şimdi gelelim işin en can alıcı noktasına. Bu CDS’ler 1 yıl içinde neden 300’lerden 164 seviyesine düştü. Kredi Garanti Fonu ile 200 binden fazla KOBİ krediye kavuştu. Borçlarını ödedi, yatırım kaynağı buldu, üretimini arttırdı. Enflasyon kontrol altına alındı. İşsizlik oranı düşmeye başladı. Merkez Bankası sıkı para politikasından taviz vermedi, faizlerdeki yükseliş durdu, normal seyrine döndü. Kamu borçlanması düşük kaldı. ABD merkez bankası faiz artışını rafa kaldırdı. Dolar uluslararası borsalarda sert değer kaybına uğradı. Türk Lirasındaki değer artışı kurları aşağı çekti. Mallarımız ucuzladı, dünyadan büyük talep gördü, ihracatımızda büyük artış yaşandı. Anayasa referandumu ile siyaset gündemden çıktı. Terörün beli kırıldı. Turizm gelirlerinde patlama var. Türkiye’de seçimlerin 2019 Kasımından önce yapılmayacağı ilan edildi...
CDS’ler, özellikle 2008'deki küresel kriz sonrası daha yakından izlenir oldu. Hatta bugün kredi notlarından daha dinamik bir gösterge olarak kabul ediliyor. Bir ülkede CDS oranlarının yükselmesi 'riskin arttığı' anlamına gelirken, düşmesi de tam tersi riskin azaldığını haber veriyor. Bütün bu gelişmeler Türkiye'ye olan güveni arttırdı. Peki ekonomiye güven artınca ne olur, ülkeye para girişi artar. Bugün olduğu gibi.. Dövizler TL’ye dönüşür paramız değer kazanır. Bugün olduğu gibi. Hisse senetlerine talep yoğunlaşır. Endeks tarihî zirvelere ulaşır. Bugün olduğu gibi.. Uluslararası reyting kuruluşları kredi notumuzu düşük tutuyor. Ama Türkiye uluslararası alanda kendisinin güvenli ve yatırım yapılabilir ülke olduğunu kanıtladı. Yabancı sermaye artık kredi kuruluşunun bir ülkeye verdiği nota bakarak hareket etmiyor. CDS’lerini izliyor. Siyasi istikrara bakıyor, sonra kararını veriyor. Bu gelişmeyi şöyle özetleyelim isterseniz: Türkiye koşuyor, Almanya kuduruyor!.. 
      ***
KURBAN BAYRAMINIZ MUBAREK OLSUN. BÖYLE NİCE KIYMETLİ GÜNLERE SEVDİKLERİNİZLE BİRLİKTE SAĞLIK VE HUZUR İÇİNDE KAVUŞMANIZI DİLİYORUM...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.