Çorap örüyorlar!

A -
A +
Türk lirası üzerinde büyük bir balon var. Paramız olması gerekenden çok daha düşük seviyede tutuluyor. Neden? Düşmanların başlattığı siyasi savaş ekonomide maalesef derin bir yara açtı. Biz bunu kapatmaya çalıştıkça, bütün silahlarını kullanarak açık tutmaya çalışıyorlar. Olaylar Türk-Alman ilişkilerinin gerginleşmesiyle başladı. Almanya, Avrupa Yatırım Bankası ile diğer dev finans kuruluşlarına "Türkiye’ye verdiğiniz krediyi azaltın" dedi. Ortalık karıştı. Türk lirasındaki kayıplar artmaya başladı. Ardından ABD Büyükelçiliği, İstanbul Başkonsolosluğundaki Türk çalışanının FETÖ bağlantısı sebebiyle tutuklanmasını gerekçe göstererek Beyaz Saray’ın haberi olmadan tarihte görülmemiş bir karar verdi. Vize yasağı uygulamaya başladı. Bu olay gündeme bomba gibi düştü. En büyük darbeyi yine Türk lirası yedi. Karşılıklı görüşmeler sonunda kriz sınırlı ölçüde aşıldı. ABD 400 kişiden 100 kişiye vize vermeye başladı.
Daha bu olayın mürekkebi kurumadan şimdi gündeme Rıza Sarraf olayı geldi. İran’a ABD’nin uyguladığı yaptırımları ihlal etmekle suçlanıyor. Aynı davada Halkbank yöneticisi Hakan Attila da var. 27 Kasım’da yani 10 gün sonra dava, jüri önünde görülmeye başlanacak. Son haberlerde Sarraf’ın itirafçı olmayı kabul ederek, çok önemli bilgileri vermeyi kabul ettiği bildiriliyor. ABD Sarraf’ın vereceği bilgilerle Türk hükûmetini küçük düşürmeye çalışıyor. Bitmedi.. “ABD hazine bakanlığı bazı Türk bankalarını suça iştirak ettiği gerekçesiyle çok ağır para cezaları vermeye hazırlıyor” deniliyor. Suriye’de PKK’nın kolu olan YPG’nin DEAŞ militanlarını silahlarıyla birlikte bölgeden çıkışına izin verdiği, ABD’nin bunu onayladığı bildiriliyor. Son bomba: Orta Doğu’da Lübnan üzerinden Suudi Arabistan ile İran arasında sıcak savaş ortamı doğdu...
Türkiye ABD ilişkileri giderek bozuluyor, daha doğrusu bozulmak isteniyor. İki ülke arasında derin görüş ve uygulama alanları oluşan olaylar artıyor. ABD’nin en büyük bankası JP Morgan ile İsviçreli UBS Bank, yatırımcılarına “Türk lirasında ağırlık azalt” tavsiyesinde bulundu. Ekim enflasyonu tahminleri aştı. Böyle bir aşamada borçlanmak zorunda kalan hazine ihalelerinde faiz 13.75 ile rekor düzeye ulaştı. Tüm bu olumsuz gelişmeler Türkiye’ye olan güvenin göstergesi olan 5 yıllık iflas sigorta primlerini CDS’leri 175’ten 213’e yükseltti. Döviz sepeti 4.23 TL ile rekor düzeye ulaştı, serbest piyasada dolar 3.90 TL’yi gördü. Yabancı yatırımcı korktu, geçen hafta 1 milyar dolarlık hisse senedi ve tahvil sattı. Merkez Bankası kur riskini azaltmak için tedbir aldı ama yetersiz kalıyor. Peki Türk lirasının bugün olması gereken gerçek değeri nedir? Bunu anlamak için reel efektif döviz kuruna bakmak lazım.
Merkez Bankası 2003 yılını esas alarak Türk lirasının gerçek değerini ortaya koymak amacıyla reel efektif döviz kuru hesaplıyor. Baz yılı olan 2003'teki ortalama 100 kabul ediliyor. Eğer endeks 100'ün üstüne çıkarsa bu durum Türk parasının reel anlamda değerli olduğunu gösteriyor. Endeksin 100'ün altına inmesi ise Türk parasının reel anlamda değer yitirmiş olduğuna işaret ediyor. Ekim ayında reel efektif döviz kuru 87.96’ya inerek 14 yılın en düşük seviyesine indi. Bir başka deyişle Türk lirası dolar karşısında %14 ucuz.
Bu ateş söner mi? Biraz zor görünüyor. Tam aksine Türkiye’nin üçüncü çeyrekte çift haneli büyüme hızına kavuştuğu açıklandıktan sonra daha da alevlenecek. Bu gidişle dolar 3.94’ü de aşar, 4 TL’yi de.. Artık böyle yaşamaya mecburuz. Büyüyen Türkiye’ye büyük çorap örüyorlar...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.