Devede kulak!

A -
A +
Dünya Çelik Derneği rakamlarına göre, 2017 yılının tamamında dünya ham çelik üretimi % 5,3 oranında artışla 1,7 milyar tona yükseldi. En büyük çelik üreticisi konumunda bulunan Çin’in üretimi %5,7 oranında artışla 831,7 milyon tona çıktı. Dünyada 1 yılda tüketilen çeliğin yarısını Çin üretiyor. Şimdi gelelim asıl konuya: Amerika 11 ülkeden çelik alıyor. Bunlar şöyle sıralanıyor:  1- Kanada 5,7 milyon ton. 2- Brezilya 4,6 milyon ton. 3- Güney Kore 3,4 milyon ton. 4- Meksika 3,1 milyon ton. 5- Rusya 2,8 milyon ton. 6- Türkiye 1,9 milyon ton. 7- Japonya 1,7 milyon ton. 8- Almanya 1,4 milyon ton. 9- Tayvan 1,1 milyon ton. 10- Çin, 740 bin ton. 11- Vietnam 679 bin ton... Bu tabloya bakılacak olursa ABD’nin çelik vergisinden en fazla etkilenecek olan ülkelerin başında, Kanada, Brezilya, Güney Kore, Meksika ve Rusya'nın yer aldığı görülüyor. Çin’in yıllık 831 milyon tonluk üretiminin 740 bin tonunu ABD’ye ihracat etmesi bu karardan son derece sınırlı etkileneceğini gösteriyor. Almanya bile 1,4 milyon tonla sekizinci sırada. Dünyada yılda 1,7 milyar tonluk çelik üretiminin yanında ABD’nin ithal ettiği 52 milyon tonluk çelik devede kulaktır...
Trump'ın asıl hedefi çelik ve alüminyuma vergi getirerek Amerika'da fiyatları, dolayısıyla enflasyonu yükseltmektir. Yani bir anlamda FED'in faiz artışını kolaylaştırmak istiyor. Ama ABD halkının ezilmesini ve maliyeti yükselen şirketlerin satışları azalacağı için, daha az vergi ödeyeceklerini hiç hesaba katmıyor. Günümüzde dünyanın bir yıllık toplam üretimi 80 trilyon dolara ulaşmış durumda. Önemli kısmı gelişmiş bloklar arasında meydana gelen ticaret savaşlarının küresel bir krize yol açması mümkün değil. Çünkü artık dünya üretimin neredeyse yarısı Çin, Hindistan, Brezilya, Endonezya, Meksika ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde gerçekleştiriliyor. Trump Avrupa’yı tehdit ediyor: “Bakın misilleme yapmaya kalkarsanız, ben de sizden aldığı otomobillere ek vergi koyarım” diyor. Trump dünya ticaret dengelerini bozmaya çalışan bir görüntü içinde. Ama dediğim gibi asıl maksadı ABD’de fiyatları şişirerek enflasyon meydana getirmek...
Bu hafta 3 önemli gelişme var. Birincisi çarşamba günü bizim Para Politikası Kurulumuz toplanıyor. İkincisi perşembe günkü Avrupa Merkez Bankasının kritik faiz kararı.. Üçüncüsü ABD’de cuma günü açıklanacak şubat ayı tarım dışı istihdam rakamları. Türkiye’de Merkez Bankasının faizleri aşağı çekeceğini sanmıyorum. Zira daha önce ısrarla, enflasyonda belirgin bir gerileme olmadan sıkı para duruşunu değiştirmeyeceğiz demişti. Şubatta fiyatların düşmesi onun için önemli değil. Faiz inmezse dolar 3.78 TL’ye iner. Perşembe günü Avrupa Merkez Bankasından büyük ihtimalle tahvil alım programının devamı yönünde bir karar çıkacak, faizler sabit kalacak. Bu durumda avrodaki ataklar sertleşebilir. 
Cuma günü ABD’de şubat ayı tarım dışı istihdamın 190 bin artması bekleniyor. 150 binin altında bir rakam görebiliriz. Saatlik ücretlerdeki ortalama artış önemli. Ama asıl önemli olan reel kazançlar. Ocak ayında %0.8 daralarak hayal kırıklığı meydana getirmişti hatırlayacak olursanız. Dolardaki kayıplar artmıştı. Aynı tabloyu görebiliriz. Çelik vergisi dolar endeksini 89 düzeyine indirince, altının onsu 1306'dan 1326 dolara yükseldi. Avrupa ve Çin’den, ABD’nin çelik vergi kararına büyük tepki var. Ticaret savaşlarının kızışması altına yarayacak gibi.. Ons 1330 doları aşarsa yükseliş daha kolaylaşır. Haberiniz olsun, Kapalıçarşı’da 24 ayar külçenin gramı, bu hafta 164 lirayı aşabilir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.