Dost acı söyler!

A -
A +
Türkiye’de faizlerin düşmesi için tek bir şart var. Türk Lirasının değer kazanması.. Oysa tam tersi bir tablo ile karşı karşıyayız. Mart ayında TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru 83,42 olarak gerçekleşti. Merkez Bankası’nın Türk Lirası’nın gerçek düzeyinin göstergesi olarak hesaplanan döviz kuru, son 15 yılın en düşük seviyesinde.. Bir para birimi bu kadar değersiz olursa dolar tabii ki tavana çıkar. 2017’de %7,4’le dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi olduk ancak gelen doğrudan net yatırım 8 milyar dolar.. Oysa 2016’da bu rakam 12,2 milyar dolardı. %34,4 oranında azalma var. İçerideki ve dışarıdaki düşmanlar el birliği ederek Türkiye’nin önünü kesmeye çalışıyor. Yurt dışında ülkemiz aleyhindeki yayınları ve raporları görseniz inanın dudaklarınız uçuklar. Neler yazıyorlar? Aman Allahım neler.. FETÖ belası körüklüyor. Kredi kuruluşları çanak tutuyor. Notumuzu düşürüyorlar “Türkiye’ye yatırım yapmayın” diyorlar. Uluslararası dev bankalar mantar gibi Türk ekonomisini son derece kötü gösteren raporlar yayınlıyor...
Bu durumda yurt dışından borçlanmanın maliyeti artıyor. Brüt dış borç stokumuz 453 milyar dolara ulaştı. Bunun Gayrisafi Yurtiçi Hasılaya oranı %53,3 ile 2003’ten bu yana en yüksek seviyede. Özel sektörün brüt dış borç stoku 316,4 milyar dolara fırladı. Özel bankaların dış borç stoku 140 milyar dolara dayandı. Son dönemde Moody's'in not indirimi, jeopolitik gelişmeler, risk iştahında azalma, enflasyon ve cari açıkta bozulma gibi gelişmelere kasıtlı haberler eklenince dolar 4.05 TL ile tarihî zirveye ulaştı. Doların TL karşısındaki yükselişinde, faiz indirimine yönelik hazırlanan ekonomik paket ile Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in istifa ettiğine ilişkin söylentiler önemli rol oynadı. Haber yalanlandı, ama izi kaldı. Şimşek, Twitter’den yaptığı açıklamada; "Son nefesimize kadar güzel Türkiyemiz için taş üstüne taş koyanlardan, millete hizmet yolunda yarışanlardan olmak için çaba harcamaya devam..." ifadesini kullandı. Bakınız efendim, şu anda faizin inmesi değil tam tersi yükselmesi gereken bir ortamdayız. Merkez Bankasına belli bir süre için izin vermek gerekiyor. Aksi takdirde bozulan dengeleri yerine oturtmak için daha yüksek bedel öderiz. Dolar 4,10’u aşarsa 4,25 TL’ye kadar hızla yükselir. Ortalık ana baba gününe döner. Bakın düşmanlar siyasi istikrarı bozmak için ekonomiyi tahrip ediyor. Böyle bir ortamda seçime gidilirse bundan kim kazançlı çıkar hiç düşündünüz mü?..
Öncelikle faiz indirim paketi adı altındaki haberlerin tamamen ortadan kalkması lazım. Türkiye’nin acil olarak ithal ikamesi yatırımları ön planda tutan teşvik paketini açıklaması gerekiyor. Zira üretimde kullanılan ithal ara malı ve ham madde oranı %50 civarında. Bu yüzden cari açığımız büyüyor ve kurlar sürekli yükseliyor. Kurlardaki artış maliyetleri arttırıyor. Maliyet artışı enflasyonu şişiriyor. Enflasyondaki büyüme faizleri tetikliyor.. Faizin neden yüksek olduğunu anladınız mı? Olaylar nasıl birbirine bağlı görüyorsunuz. İhracattaki artış ithalatı karşılamadığı sürece sıkıntı ortadan kalkmayacak. İşe önce ara malı ithalatını daraltmakla başlamalıyız. Bunu yaparsak düğüm çözülecek.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.