Al sana papaz!

Başarılı olmanın tek bir kuralı vardır. Karar vermek.. Doğru zamanda doğru karar verenin kazancı büyük olur. Yanlış zamanda yanlış karar veren kaybeder. Ama en kötü karar, kararsızlıktan çok iyidir. Bir papaz koskoca Türk ekonomisini temelinden sallıyor. Büyük cari açık dolayısıyla en zayıf karnımızdan vuruyor, Türk lirası yerlerde sürünüyor. AK Parti Grup Başkan Vekili Bülent Turan diyor ki: “Bize askerî darbelerle ayar veremeyenler şimdi ekonomiyle bunu yapmaya çalışıyor, ama göreceksiniz bu oyunu bozacağız...” Peki Sayın Turan tamam, ama nasıl? Bunu açıklamadığınız sürece belirsizlik devam ediyor. İnsanlar önlerini göremeyince yol bulamıyor. Oysa hükûmetin görevi yol göstermektir. Amerika, Türkiye’yi 6 Kasım seçimlerini kazanmak için malzeme olarak kullanıyor. Papaz bir numaralı aktör. Oyun bozulacaksa bu papaz derhâl sınır dışı edilmelidir. O zaman ABD’nin elinde hiç koz kalmayacak. Bunu derhâl yapmalıyız. Gerekçe “Türkiye’nin ekonomik güvenliğini tehlikeye atmak” olmalıdır. Yoksa dolar 10 liraya koşuyor. Görüyorsunuz Türk lirası her gün %5 değer kaybediyor. Buna hiçbir ülke dayanamaz.

     ***

Türkiye’nin acilen hukuk reformuna ihtiyacı var. Bir ülkede yargıya olan güven %30’lara düşmüşse bu reform hiç vakit kaybedilmeden derhal hayata geçirilmelidir. Türkiye 2002 yılında finans devrimini yaparak nasıl mali sistemi güvence altına almışsa aynı durum hukuk için de gerçekleştirilmelidir. Bir adam yakalanıyor. 7 ay iddianamesi yazılmıyor. 7 ay tutuklu kalıyor. Kimse çıkıp da bu hâkime soramıyor.. İddianamesi yazılmayan bir adamı nasıl hapiste tutuyorsun diye.. Bazen bu süre 1 yılı aşıyor. Çok büyük hak geçiyor. Adalet keskin bir kılıçtır, doğru kullanamazsanız kendinizi kesersiniz. Halk yargıya güvenmezse çeteler doğar, kendi kurallarını işletmeye başlar. Türk Hukuk Sistemini eloğlu yerden yere vuruyor. Geri kalmış bir ülke.. Orada adalet yok diyorlar. Buna neden izin veriyoruz. Çok mu zor bu reformu yapmak? 

     ***

Bu FETÖ belasından ne zaman kurtulacağız? Darbe girişiminin üzerinden 2 yıl geçti. Hâlâ yargıda, emniyette, kamu kuruluşlarındaki uzantıları ortaya çıkıyor. İki yıl içinde yüzlerce dosya hazırlandı. İtirafçılar kuyruğa girdi. Hepsinin gösterdiği adres FETÖ.. Ama bu FETÖ Amerika’nın Pensilvanya eyaletinde devlet korumasında devasa bir saray yavrusunda krallar gibi yaşıyor. Din kisvesi altında zehirlediği milyonlarca ahmak ona hizmet ediyor. Bu FETÖ’nün terör örgütü kurduğunu ve Türkiye’yi yıkmak için darbe girişiminde bulunduğunu bir türlü ispat edemedik. Biz ABD’yi ikna etmeye çalışıyoruz, oysa asıl adres INTERPOL.. Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatı.. Uluslararası seviyede suçların önlenmesi, bastırılması, sanıkların izlenmesi, ilişki kurduğu kişilerle irtibatlarının tespit edilmesi, yakalanması, tutuklanması ve iade edilinceye kadar devam eden işlemleri yürütülmesini sağlayan dev bir organizasyon.. İşte biz bu FETÖ’nün terör örgütü kurduğunu ve yönettiğini bu İnterpol’e bir türlü kabul ettiremedik. Amerika bu yüzden FETÖ’yü vermiyor, Almanya bu yüzden FETÖ mensuplarının iltica taleplerini kabul ediyor. Yunanistan bu yüzden kendisine sığınan darbeci askerleri iade etmiyor. BİZ NEDEN BU FETÖ ÖRGÜTÜNÜ INTERPOL’E KABUL ETTİREMİYORUZ! Önce bu problemi çözelim. Gerisi çorap söküğü gibi gelir. İnterpol’ün suçlu gördüğü kişileri hiçbir ülke sınırları içinde barındıramaz...