Uyanın beyler!

A -
A +
Çin, 15 trilyon dolarla dünyanın en büyük ikinci ekonomisi nasıl oldu? 1995’te 15 milyar dolarlık mal sattığı ABD’ye 463 milyar dolarlık ihracat yapıyor. Yani sadece Amerika’dan 348 milyar dolar dış ticaret fazlası elde ediyor. Tüm dünya ülkelerine yaptığı ihracatla 1 yılda toplam 443 milyar dolar kazanıyor. Peki Çin bu başarıyı elde etmek için ne yaptı? İşte en önemli soru. Çin ucuz işçilikle basit ürünleri son derece kaliteli hâle getirerek dünyaya sattı. Pazar payını genişletti. Oluşan ticaret fazlasıyla teknoloji yatırımı yaptı. 22 yılda geldiği noktayı görüyorsunuz. 15 trilyon dolarlık dünya devi oldu. Çin’in sırrı, seçtiği göze gelmeyen ama çok büyük bir cazibe taşıyan sistemde. Bugünlerde seçim kampanyasında yaptığı kanunsuz işler yüzünden koltuğu fena hâlde sallanan ve “azledilirsem piyasalar çöker” diyerek iş dünyasından yardım dilenen Trump, Çin’in başarılarını hazmedemedi, gümrük vergilerini devreye soktu. İlk hamlede 34 artı 16 = 50 milyar dolarlık ürün devreye girdi. Ama atı alan Üsküdar’ı geçti. Çin ek vergilere aynen karşılık verdi... Çin’i bugünkü duruma ABD’li şirketlerin açgözlülüğü getirdi. Ucuz işçilik var diye üretimi Çin’e kaydırdılar. Yüksek teknolojiye dayalı malları Çin’de üretip hem Amerika’ya hem de dünyaya sattılar, servetlerine servet kattılar. Çin, bu duruma 20 yıl sabretti, bilerek razı oldu. Amerikalı firmalara Çinli zeki mühendisleri önce stajyer olarak yerleştirdi, yıllarca boğaz tokluğuna çalıştırdı. Sistemi öğrendikten sonra onları ülkesine çağırıp yatırımı yaptı. Bu süre zarfında Amerikalıların ürettiği sistemi örnek aldı, basit teknolojili ama çok kaliteli mal üreterek dünyaya son derece ucuz fiyatla satmaya başladı. Çin ekonomisi kısa zamanda kadar güçlü hâle geldi ki, 2040 yılında ABD’yi geçecek. Bütün bunları niye anlattım? Türkiye cari açığı yüksek bir ülke. Enerjiye ödediğimiz büyük para yüzünden döviz giderimiz, döviz gelirimizden çok fazla.. İşte bu yüzden Türk lirası en küçük olumsuz bir gelişmeden değer kaybediyor, dolar yükseliyor, tüm dengelerimiz bozuluyor. 
Cari açığı daraltmak için söylenen hep klasik bir laf var. Katma değeri yüksek ihracat yapmamız lazım, diye.. Doğru ama bunu gerçekleştirmek için önce teknolojik altyapı lazım. Bunlar son derece pahalı ve özellikli ürünler. Bu makineleri çalıştırmak için özel yetişmiş insan gücü gerekiyor. Ayrıca bazılarını kendi ülkemizde üretemeyiz. Yurt dışından ithal etmek zorundayız. Merdivenleri teker teker çıkmalıyız. Önümüzde Çin örneği var. Bakın dolar Türk lirası karşısında yılbaşından bu yana %60 değer kaybetti. Ama ücretler aynı oranda artmadı. Yani bizde son derece ucuz işçilik var. Türk ürünleri yurt dışında inanılmaz cazip hâle geldi. Peki ne yapmamız lazım? Öncelikle kaliteyi arttırmalıyız. Nitelikli ucuz üretim kapışılır, yeni pazarlar açılır, siparişler artar. Ama biz elimizdeki kolay fırsatı kullanmak yerine çok daha zor olanı seçiyoruz. Savunma diyoruz, otomotiv diyoruz, beyaz eşya diyoruz, cep telefonu diyoruz.. Oysa bunlarda söz sahibi olmamız için önce altyapıyı hazırlamalıyız. Bunun için de yeterli kaynağı üretmeliyiz. Peki nereden başlayacağız? Öncelikle giyim sektöründen...
 
Dünyanın en kaliteli kumaşları bizde. En ucuz işçilik bizde. En seri üretim bizde. En hızlı nakliye bizde. Ama eğri oturalım doğru konuşalım kalitemiz yeterli değil. Giyim ve konfeksiyon sektörü yüz akımız. Çin’le yarıştık, çok ülkede onları geçtik. İnsanlara bakın giyimle kişilik buluyorlar. Öyleyse ne kadar kaliteli üretim yaparsak o kadar çok müşteri kazanırız. İleri teknoloji tabii ki hayalimiz. Ama otobana çıkmak için önce stabilize yoldan geçmek lazım…
Tekstil sektörü ihracatımızı yıllık 50 milyar dolara çıkarmak işten bile değil.
SON NOT: Türkiye’de inşaat sektöründeki hızlı büyüme dolayısıyla 3 milyon adet konut stoku birikti. Bunların acilen satılması paraya çevrilmesi lazım. Özellikle yabancılara satışı özendirmek için 1 milyon dolarlık konut alana vatandaşlık izni verilmesi kuralının değişmesi lazım. 1 milyon dolar 6 milyon lira ediyor. Bu çok büyük bir rakam. İspanya’da 160 bin avroluk konut aldığınız anda oturma izni ve vizesiz seyahat imkânına kavuşuyorsunuz. Öncelikle bu rakamı indirmemiz lazım. Bakın 3 milyon konut, ortalama 100 bin dolardan (600 bin lira ediyor) tam 300 milyar dolar eder. Bunları paraya çevirin Türkiye’nin ne cari açığı kalır, ne döviz sorunu. Ticaret fazlamız oluşur. Avucumuzun içinde muazzam bir servet var, biz hâlâ çözüm arıyoruz. Uyanın beyler uyanın!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.