Ağır fatura!

A -
A +
ABD’nin Almanya doğumlu, Yahudi asıllı 1973-1977 yılları arasındaki Dışişleri Bakanı 96 yaşındaki Henry Kissenger diyor ki: "Biz Amerika olarak neden güçlüyüz, biliyor musunuz?.. Çünkü biz Amerika olarak içimizdeki vatan hainlerini hemen bulup öldürürüz. Dünyanın birçok memleketindeki vatan hainlerini ise kahraman yapar, ülkelerinde önemli yerlere getiririz...
Amerika’nın izlediği gerçek politika iki cümlede özetleniyor. Türkiye’deki hâinleri kimin beslediği net biçimde ortaya çıkıyor. Hepsi dolar çocuğu! Bunlar bizim topraklarımızda bizim insanımızın sırtından kazandıkları paraları yurt dışındaki bankalarda tutarak sermaye kaçırıyorlar. Toplam 250 milyar doların Londra ve İsviçre bankalarında tutulduğu söyleniyor. Buna kim aracı oluyor biliyor musunuz? Uluslararası yatırım bankalarında çalışan Türkler... Türkiye’deki para babalarına "risk üstlenme paranı getir burada sakla" diyerek yol gösteriyorlar, onlar da balıklama atlıyor...
Yüksek Seçim Kurulu’nun İstanbul seçimini iptal etmesi, düşmanların tüm planlarını bozdu. İkinci ekonomik darbe girişimi başlatıldı. Yabancı yatırımcılara “Türk tahvillerini sat” emri verildi. Onlar da bu emri yerine getirdiler. Tahvil stoklarının piyasa değeri 12.6 milyar dolara düştü. Tahvildeki büyük satış Türkiye’nin risk primini düşürdü. Şubat ayında 297 olan risk primi 479 düzeyine tırmandı. Risk primi Türkiye’ye kredi veren yabancı bankaya, alacağının ödenmemesi riskini üstlenmeyi kabul etmesinin bedelidir. Bir ülkenin risk primi ne kadar yüksekse, borçlanma maliyeti de o kadar yüksektir. Maliyet yükselince faiz de yükselir. Risk priminin yükselmesi Türk lirasının aşırı değer kaybetmesine yol açtı. Sonuçta dolar 5,80'den 6,25 TL’ye tırmandı. Piyasada 6,50-7,00 TL’ler konuşulmaya başlanınca Merkez Bankası harekete geçti. Finansal istikrarın desteklenmesi amacıyla bir günde iki adım attı. Önce 1 haftalık repo ihalelerine bir süreliğine ara verdi. Daha sonra Türk lirası zorunlu karşılık oranını yüzde 40'tan yüzde 30'a indirdi. Yabancı para zorunlu karşılıklarını da tüm vade dilimlerinde 100 baz puan artırdı. Banka bu uygulamayla piyasaya 2,8 milyar dolar likidite verdi, aynı zamanda piyasadan 7,2 milyar TL tutarında likiditeyi çekti. Yabancı para zorunlu karşılık oranlarında yapılan değişiklikle piyasadan 3 milyar dolar likidite azalmasını sağladı...
Merkez, zorunlu karşılık hamlesi ile bankaların elinde kullanılabilecek 2,8 milyar dolar bıraktı. Bankalar TL kredi taleplerini karşılamak için bu dövizleri bozdurmak zorunda kalacaklar, böylece kurlardaki artış frenlenecek. Piyasadaki TL miktarını azaltarak da paranın dövize yönelmesi önlendi. Döviz zorunlu karşılıklarını 100 baz puan artırarak 3 milyar doları piyasadan çekti...
Bu adımlar piyasadaki ateşi biraz olsun söndürdü, ama faturası ağır oldu. Merkez Bankası’nın ana fonlama aracı olan 1 hafta vadeli repo ihalelerine ara vermesi 150 baz puanlık sıkılaştırma anlamına geliyor. Kararın ardından ortalama fonlama maliyeti 5 iş günü içinde yüzde 24,00'ten 25,50'ye yükselecek. Yani üstü kapalı faiz arttırmak zorunda kalındı.
Ekonomik darbeciler ilk istediklerini elde etti. Faiz indirim beklentisi rafa kalktı. Yüksek faiz ekonomiyi kilitleyecek, enflasyonu yukarıda tutacak, halkın sabrını taşıracak...
Planı görüyorsunuz değil mi? Asıl hedef 23 Haziran seçimleri. Asıl yıkım o zaman başlayacak. Türk halkına sesleniyorum:
Bu oyuna izin verecek misiniz? Ülkenize sahip çıkacak mısınız? Yoksa bu alçaklara ülkenizi teslim edip esir mi olacaksınız?!.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.