Hedefte kim var?

A -
A +
İstanbul’da iş dünyasının patronları oldum olası buldukları her fırsatta hükûmeti acımasızca eleştirir. Ekonomiye odaklanması gerekirken, siyasete soyunur. Muhalefetin bayraktarlığını yapar. Çünkü içlerindeki en büyük acı iktidardaki muhafazakâr yapının kendilerini yönetmesidir. 17 seneden beri bunu bir türlü kabullenemediler. Garip ama gerçek! Hem bu yönetim altında servetlerine servet katıyorlar, hem de onun alaşağı edilmesini istiyorlar.
Gezi olaylarında otellerini vatan hainlerine açan iş adamlarını da gördük. 15 Temmuz’da Bağdat Caddesi'nde darbecileri alkışlayanları da. İstanbul’da dikkat edin tüm zenginler CHP’lidir. Kadıköy, Beşiktaş, Bakırköy, Şişli semtlerinde yıllardır belediyeler hiç el değiştirmez. Çünkü o semtlerde zenginler oturur.
TÜSİAD İstişare Kurulu’nun başkanı son toplantıdaki konuşmasında, 31 Mart seçimlerinin iptalini gerektiren iddiaları şüpheyle karşıladığını söylüyor, olayı 2023 hedeflerinden uzaklaşmaya götürüyor “Cumhurbaşkanlığı sisteminin kurumsal yapısı henüz oturtulamadı. Bu da, her alandaki sorun alanlarının üzerine etkin biçimde gidilmesini engelledi” diyerek son noktayı koyuyor. Çok net görüyorsunuz değil mi? Maksat İstanbul seçimi değil, Cumhurbaşkanlığı sisteminin hazımsızlığı.
Yüksek Seçim Kurulu açıkladığı kararında 3700 sandıktaki kanuna aykırı görevlendirmenin ve sonuçları etkilemeye yönelik yapılan usulsüzlüklerin seçim sonuçlarına müessir olduğu (tesir ettiği, yani çalındığı) gerekçesiyle Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal etti. YSK aldığı bu kararla Türk demokrasisinin geleceğini kurtardı. Aksi hâlde yıllarca bu şaibeyle yaşayacaktık. 23 Haziran’da bu leke temizlenecek, sağduyulu İstanbul halkı sandık başında kendi iradesini çalanlara en ağır cevabı verecektir. Avusturya’da 2016’da yapılan Devlet Başkanlığı seçimi; aradan 2 ay geçtikten sonra mektupla gelen oylar zamanından önce yetkisiz kişiler tarafından açıldığı için yenilendi. Onlar yapınca demokratik hak kullanımı oluyor da biz yapınca neden olmuyor?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılan eleştirilere “Ben sizin 12 yıl önceki durumunuzu da, bugünkü durumunuzu da biliyorum. Yeri gelirse bunu teşhir ederim. Dışarıdan vuran vuruyor ama içeriden vuranlara günü gelir hesabını sormasını da bilirim. 1 hafta önce ziyaretime geldin, sizlerle neleri konuştuk? Bu dolarlar, bu avrolar sizleri kurtarmaz” diyerek çok sert cevap verdi.
Başkanım, hedef sizsiniz! Hangi iş adamının yurt dışındaki bankalarda ne kadar parası var, Londra’daki gayrimenkullere ne kadar para yatırmışlar, hangi caddeyi satın almışlar, tek tek açıklayın, olsun bitsin...
Amerika, İsviçre'den istedi öğrendi. Almanya istedi öğrendi. Biz de öğreniriz. Millet görsün kimin ne kadar para kaçırdığını.
İlk yapılması gereken, Türk kökenli patronların yurt dışında şirket kurmaları, bu şirketlere para transfer etmeleri ve yabancı şirketlerle 'evlenmeleri' KESİNLİKLE yasaklanmalıdır. Para kaçırmak için kullanılan bu en büyük kılıfa ASLA izin verilmemelidir.
Türkiye’de helal süt emmiş, dürüst, alnı açık, vatanına âşık iş adamları yok mu? Var tabii.. Nedense bunlar çoğunlukla hep Anadolu’dan çıkıyor. İstanbul’dakiler aldıkları eğitimden midir, aile yapılarından mıdır nedir hep Batı hayranı oluyor. Baksanıza TÜSİAD'ın başkanı bile Türk değil, Simone Aldo Kaslowski isimli İtalyan asıllı bir iş adamı.
İşte bu yüzden Anadolu Kaplanları İstanbul’daki tavşanları yiyip bitiriyor...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.