Yaptırımınız batsın!

A -
A +
Türkiye 5 yıldan beri Esad’ın zulmünden kaçan 3 milyon 600 bin Suriyeli mülteciyi barındırıyor. Bunun için 40 milyar dolara yakın harcama yaptık. Avrupa Birliği mali yardım programı kapsamında 2015 yılında 6 milyar avroluk fon oluşturdu. Bu fonun 5,6 milyar avroluk bölümü 80 projeyle sözleşmeye bağlandı, ancak bugüne kadar bunun sadece 2,4 milyar avroluk kısmı dağıtıldı. Özetle Avrupa bize doğrudan değil, projelere 2,6 milyar dolar destek sağladı. Devede kulak. Bu mültecilerin sayısı doğumlarla her gün giderek katlanıyor. 5 yıl sonra 5 milyonu aşacaklar. Mülteci krizi Türk ekonomisine ağır darbe vurdu. Yapılan büyük yardımlar bütçe dengesini bozdu, işsizliği arttırdı. İşletmelerin bir kısmı kadrosuz olarak Suriyeli çalıştırıyor, büyük vergi kaybı yaşanıyor...
ABD bizi yıllarca oyaladı. Dünyanın gözü önünde, dağdan inen PKK’lı 80 bin teröristi YPG/PYD adı altında topladı. Silah verdi, maaş verdi, eğitti. Bunlar 911 kilometrelik Suriye sınırı içinde bulunan köy, kasaba ve şehirlerde yaşayan insanlara 5 yıl boyunca kan kusturdu. Çocukları, yaşlıları katletti, gençleri, kadınları köle gibi çalıştırdı. Onları kendi topraklarından göçe zorladı. Sınır şehirlerimize bomba yağdırdılar. Bunlar asla Kürt değil teröristin ta kendisi. Ne vicdanları var, ne milliyetleri, çapulcu sürüsü. Ankara bu sorunu çözmek için yıllardan beri Washington ile çetin pazarlık yaptı.. Yüzlerce toplantı gerçekleşti, açıklamalar birbirini izledi. Sonuç yok. Artık sabrımız taştı, son sözü söyledik: “Bu gidişi durdurun yoksa, biz durduracağız” dedik. Trump sonunda haklılığımızı kabul etti.. ABD kongresi ile Avrupa Birliği’ndeki yaygaraya bakmayın. Onlar Türkiye’yi üçüncü sınıf ülke safında tutmayı amaçlayan 50 yıllık planlarının altüst olmasına yanıyorlar. Türkiye’nin amacı Suriye sınırında 30-35 kilometrelik güvenli bölge oluşturmak. Böylece hem ülke terör saldırılarından korunmuş olacak, hem de mülteciler kendi topraklarında hayatlarını sürdürecekleri şehirlere kavuşacak. ABD Başkanı, hem teröriste hem ABD kongresine hem de Avrupa’ya son sözünü söyledi: “YPG’ye bölgeden 30 kilometre geriye çekilin, yok olacaksınız. Türkiye’nin hava gücü karşısında hiç şansınız yok” dedi. Kongreye “Askerlerimiz 50 yıl daha Suriye’de kalamaz. Bizi yanlışlıkla Orta Doğu Savaşlarına sürükleyenler hâlâ savaşa katılmamızı istiyor. Ne kadar kötü bir karar verdiklerinden haberleri yok. Şimdi de savaş ilanı istesenize" dedi. Avrupa’ya kendi vatandaşları olan "DEAŞ’lı tutukluları geri alın” dedi...
Türk Silahlı Kuvvetleri 9 Ekim saat 16.00’dan itibaren dünyanın gözü önünde, muhteşem bir askerî dehayla hiçbir sivile zarar vermeden terör yuvalarını tek tek ortadan kaldırıyor. Savaş nasıl yapılır 7 düvele gösteriyor. Teröristler direnemiyor, silahlarını bırakarak kaçıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan net bir şekilde söyledi. 30-35 kilometrelik alan temizlendikten sonra görev tamamlanacak. Bu sonuç elde edilinceye kadar harekât devam edecek. ABD’nin desteğini kaybeden teröristler, Menbiç’te Suriye rejimi ve Rusya ile pazarlık yapıyor. ABD, Rusya ve İran okey dedi. Suriye harbi bitecek. Bütün muhalifler temizlenecek. Kobani’nin güneyindeki petrole Rusya ve İran çöreklenmiş durumda. Güvenli bölgedeki yerleşim merkezlerini Türk müteahhitler yapacak. İnşaat sektöründe büyük canlanma yaşanacak. ABD’nin yaptırım tehdidi, laftan öte anlam taşımıyor. Trump’ın 13 Kasım’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşünceye kadar yaptırım kararını uygulaması mümkün değil.. Böyle bir karar Türkiye ile ABD’nin stratejik ortaklığını bitirir. Erdoğan ilk işareti verdi: “F-35’i almasak da olur” dedi. Piyasalar ABD ve Avrupa'nın yaptırım tehditlerine aşırı olumsuz tepki vermedi.
Türkiye’nin şu anda yapması gereken en önemli hamle; uluslararası medyayı bilgilendirmek, aleyhimizde oluşturulan algı operasyonunu yıkmak. Yabancı basın organlarına sürekli açıklama yaparak, doğruları anlatmak. Operasyonda sivillere asla zarar verilmediğini, nokta atışı ile teröristlerin bölgeden kaçmalarının sağlandığını, harekâtın belli bir bölgenin dışına çıkmayacağını, ısrarla, bıkmadan her gün her saat yazılı, sözlü ve görüntülü olarak anlatmalıyız. Zaferimize asla gölge düşürtmemeliyiz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.