Yaptırım tuzağı!

Şu gerçeği çok iyi bilelim. Avrupa da Amerika da Rusya da Türkiye’yi bir kaşık suda boğmak istiyor. Bakmayın bizimle dost göründüklerine. Çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yapıyorlar.. Yüzümüze gülüp arkadan vuruyorlar. En büyük düşmanımız PKK, PYD ve YPG’li teröristlerle kol kola geziyorlar. Sözde, terör örgütü olarak kabul ettikleri PKK Avrupa’da cirit atıyor. Rusya’da merkezi var. Amerika binlerce tır silahla donattı. Yetmedi şimdi de onların emrine Suriye'deki petrol sahalarını verdi. Düşmanımın düşmanı dostumdur! diyorlar, bildiklerini okuyorlar. Bize göre YPG/PYD terörist, onlara göre Kürt partisi. Mehmetçiğin Suriye’de 9 günde elde ettiği askerî zaferi hazmedemeyen ABD’li senatörler, Türkiye’ye yaptırım tuzağı hazırladı. 17 Ekim’de sağlanan ateşkes sonrasında ABD, YPG’li teröristlerin güvenli bölge dışına çıktığı yazılı olarak Ankara’ya bildirdi. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede hâlâ teröristlerin bulunduğunu ısrarla söylüyor. Teröristler taciz ateşi başlatarak biz buradayız, diyor.. Millî Savunma Bakanı Hulûsi Akar’ın teröristleri temizleme harekâtının başlayabileceğini vurgulaması ekmeklerine yağ sürüyor. ABD’li 5 senatör, Washington yönetimine ve Dışişleri Bakanı Pompeo’ya mektup göndererek Türkiye'nin ateşkes anlaşmasını ihlâl etmesi hâlinde Ankara'ya yaptırımlar uygulama çağrısında bulundu. ABD, teröristlerin tamamını güvenli bölge dışına çıkarmayarak Türkiye’yi silahlı müdahaleye teşvik ediyor. Sonra da yaptırımları devreye sokmakla tehdit ediyor. 13 Kasım ziyareti öncesi oynanan bu çirkin oyuna gelmemeliyiz... Avrupa Birliği’nin Türkiye için 2019 büyüme tahminini eksi 2,3’ten artı 0,3’e yükseltmesi piyasalarda doping etkisi meydana getirdi. Yatırımcıları asıl heyecanlandıran AB’nin 2020 büyüme hızını 3,1, 2021’i 3.5 artı olarak belirlemesi oldu. Dünya Bankası’nın ardından IMF de Türkiye’nin zor dönemden çıktığını belirterek 2020 ve 2021 yılları için büyüme hızını %3 ve %4 olarak tahmin ettiğini açıkladı. Cumhurbaşkanlığı yılık programına göre 2019’un genelinde Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın %0,5, 2020 ve 2021’de %5 büyüyeceği öngörülüyor. Avrupa Birliği, Fitch, OECD, IMF ve Dünya Bankası’nın raporlarında “Türkiye zor dönemden çıktı. Mali teşvikler ve ihracattaki artışla dengelenme sürecini tamamlayan ekonomi hızla toparlandı. Cari açık ve enflasyon kesin şekilde düştü” deniliyor. Türkiye’ye olan güvenin en son örneği, Hazine’nin, 5 yıl vadeli tahvil ihracı... İhaleye katılan 200 yatırımcı 7,5 milyar dolarlık teklifte bulundu. 2,5 milyar dolarlık satış yapıldı. Türkiye 2019’da bu ihraçla birlikte 11,2 milyar dolarlık kaynak sağladı. Türkiye’ye olan güven arttı, 5 yıllık risk primi 322 düzeyine geriledi... Döviz cephesinde göreceli iyimserlik hâkim. Yaşanan olumlu gelişmeler TL’yi destekliyor. Ancak Para Politikası Kurulu’nun aralık ayı toplantısında 150 baz puanlık faiz indirimine gideceği beklentisi kurların daha fazla gevşemesini engelliyor. Merkez Bankası’nın kasasında toplam 105.3 milyar dolar rezerv var.. Yabancı yatırımcılar geçen hafta 160 milyon dolarlık menkul kıymet, yerli yatırımcılar da 235 milyon dolar sattı. Döviz mevduat hesapları 194 milyar 384 milyon dolara geriledi. ABD ile Çin arasında aralık ayında imzalanacak birinci faz ticaret anlaşmasında gümrük vergilerinin kademeli olarak azaltılacak olması, risk iştahını arttırdı, altın zayıfladı. ABD, Çin’e uygulanan son %15’lik ek vergileri kaldırırken Çin de ABD’den daha fazla tarım ürünü ithal edecek. Bu gelişme üzerine güvenli limandan çıkışı hızlandırdı. 10 yıllık ABD hazine bonolarında satışlar yoğunlaştı, faizler 1,93’e çıktı, altında sert satışlar yaşandı, ons 1492’den 1462 dolara düştü. Ancak hisse senetlerinde beklenen yukarı hareketlenme sınırlı kalıyor.. Altın 1470 dolara döndü. 1475 dolar aşılırsa yükseliş ivme kazanacak. Kapalıçarşı’da 269 liraya düşen gram altın 272 liraya döndü.  Önemli bir not aktarıyorum. Geçen sene kasım ayında 203 liradan satılan ve bir yılda %35 değer kazandırarak en büyük yatırım aracı olan altında uzun vadeli pozisyon açılmasını tavsiye ediyorum...