Binin şu trene!

A -
A +
Merkez Bankası faizde istikrar sağladı. Krediler patladı, ekonomi canlandı. Konut, beyaz eşya, mobilya, otomobil satışlarında rekor düzeylere ulaşıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “faiz sebep enflasyon neticedir” sözünde ne kadar haklı olduğu ortaya çıktı. Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal ve dört dörtlük ekibi, düşük faiz, düşük kur, düşük enflasyon sistemini hayata geçirerek dünyaya ekonomi dersi verdi. Faiz düşerse kurlar yükselir, teorisini çürüttü. Uluslararası konjonktürü gözeterek müthiş bir zamanlamayla 5 toplantıda politika faizini 1275 baz puan indirip 11,25’e çekti. Dolar 5,85 TL’ye, 12 ay sonrası TÜFE 9,54’e indi. 2018 Temmuz ayına kadar yüzde 20’nin üzerinde seyreden bankalardaki mevduat faizi 2020’nin ilk haftası içinde yüzde 9,88’e gerileyerek, 34 ayın ardından yeniden tek haneyi gördü. Bankalardaki mevduatın ağırlığını oluşturan 1-3 ay arası vadedeki faiz oranı yüzde 9,60’a, bir yıl ve üzeri vadeli mevduatın ortalama faizi de yüzde 9,93’e düştü. Bu son operasyonla birlikte mevduat faizi gelecek hafta büyük ihtimalle %8,5’lar düzeyine inecek. Stopajla birlikte net getiri %7 düzeyinde oluşacak. Türkiye negatif faiz ligine girdi. Yani paranın mevduatta kalması demek yatırımcının reel olarak zarar etmesi anlamına geliyor. Peki para nereye gidecek?
Öncelikle likit fonlara, para piyasası fonlarına, kısa vadeli borçlanma araçları fonlarına, özel sektör tahvillerine kayacak. Ağırlıklı olarak Borsa İstanbul’da hisse senetlerine yönelecek. Endeks yağmur gibi yeni yatırımcı geldiği için zirve üstüne zirve yapıyor. Hisse senetleri prim yaptıkça şirketlerin değeri artıyor, Türkiye kazanıyor.. Hatırlayacak olursanız bugün 2,07 senti gören BİST Ulusal 100 endeksi Mayıs 2013’te 5,10 sentle tarihî zirveye ulaşmıştı. Mevcut seviye o zamanki rekordan hayli düşük. Ama unutmayın 1,50 sentten başlayan bir yükseliş yaşanıyor. Bu seviyeye ulaşması için önce 2,30 senti (135 bini) aşması gerekiyor. Jeopolitik riskler kontrol altında kalırsa bunun başarılması işten bile değil..
Şimdi gelelim işin püf noktasına.. Yerli yatırımcılar kurlardaki gevşeme karşısında alıma devam ediyor. Geçen hafta döviz hesapları 1,7 milyar dolar artarak 196 milyar dolar ile rekor düzeye ulaşmış.. Bireysel yatırımcıların bankalarda toplam 121,4 milyar doları, tüzel kişilerin yani kurumların 74,6 milyar doları var.. Şirketlerin döviz borçlarına karşı dolar aldıklarını biliyoruz. Ama yerliler niye alıcı pozisyonunda?. Ekonomiye güven duymadıkları için mi yoksa daha önce yüksek fiyattan ellerinde bulunan dolarların maliyetlerini düşürmek için mi alıyorlar belli değil. TL mevduatının getirisi enflasyonun altında kaldığı için dövizde kalıyorlar tezi yanlış zira faizler %24 düzeyindeyken bile alıcı pozisyonundaydılar. Büyük ihtimalle birikimlerini haber kirliliği dolayısıyla TL yerine dolarda tutmayı tercih ediyorlar.
Bankaların  döviz mevduatlarına verdikleri faizler kelimenin tam anlamıyla dip yapmış durumda. 1 yıllık dolar faizi ortalama %1,72, 1 yıllık avro faizi ortalama 0,21.. Geçen sene başında dolar faizi yıllık 3,82, avro faizi 1,60 seviyesindeydi. Çok büyük düşüş var. Bu gidişle yıl sonunda Avrupa’da olduğu gibi eksi faizi bile görebiliriz. Ne kadar garip değil mi? Kanal İstanbul’u yapmak için 15 milyar dolarlık finansman lazım, oysa bankalarda vatandaşın mülkünde bunun 8 katı kaynak var. Bu dev proje için hazine kefaletinde döviz tahvili çıkarılsa diyorum, hem kendi kaynağımızı kullanmış oluruz, hem ele güne muhtaç olmayız. Hem de bütçeye dokunmadan tarihî esere kavuşuruz. Bu bir temenni. Gerçek şu: Borsa İstanbul, günlük 15-20 milyar liralık büyük işlem hacmiyle ataklarına devam ettiği sürece döviz yatırımcısı bir süre sonra karar değiştirecek. TL’ye geçip hisse senedinde pozisyon açacak. İşte o zaman endeks 200 bini de aşar 250 bini de..
Şunu hiç unutmayın, Türkiye, eski Türkiye değil.. Kendini yenileyemeyen, adapte olamayan kaybeder!
Son söz: Trene binmeyen yaya kalır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.