Mesut'u ıslıklamak!..

A -
A +

Hadi "hepimiz" demeyeyim, zira "binin içinde belki bir tanemiz vardır", onun için "çoğumuz" diyeyim; "yapıyoruz!.." Neyi, yapıyoruz; işte şimdi yazılarını keyifle okuduğum ve "sürekli okuyucularından olduğum" sevgili Ahmet Çakır'dan vereceğim örneği yapıyoruz; bir yandan "ifade hürriyetinden, demokratik tepki hürriyetinden, insan haklarından" söz ederken, yazıp çizerken attığımızda "mangalda kül bırakmıyoruz", ama "gün geliyor", insanların ortaya koydukları "demokratik tepkilerine, ifade hürriyetlerine, o tepkilere, o görüşlere karşı görüşte olduğumuz için", işte "mangalda kül bırakmadığımız görüşlere taban tabana zıt" sözler sarf ediyor, yazılar yazıyoruz!.. Elbette, "karşı olduğumuz görüş ve tepkileri eleştirmek, onlara karşı çıkmak", onlar nasıl "bu tepkileri koyuyor, o sözleri söylüyor ve yazıyorlarsa" ve "bunlar onların en tabii hakları ise", bizim de en tabii hakkımız. ama, ondan ötesi?.. Yani tepkisini "şiddet kullanmadan gösteren", görüşlerini "hakaret etmeden" söyleyen ve yazan insanların "Anayasal haklarını kullanmaları" ne kadar doğalsa, bizlerin de "onları eleştirirken" Anayasal hakkımızı kullanmamız kadar tabii bir şey olamaz. Ama, ne yazık ki, "bu hakkın da ötesine geçerek", onların "en tabii haklarını sorgulamaya" ve de "Ne hakkın var arkadaş" demeye kadar işi vardırıyoruz; işte yaptığımız "yanlış" burada!.. Sevgili Çakır, "bu gece oynanacak Almanya Milli Maçı'nda Mesut Özil'in ıslıklanıp ıslıklanmayacağı" konusundaki tartışmaya "şu" cümlelerle dahil oluyor: "Maça çıkarken ve sonrasında Mesut'un ıslıklanması güçlü bir olasılık. Hayır, herhangi bir nedenle bunu hakettiği için filan değil, bizim futbola bakışımız ve taraftarlık anlayışımız buna daha yatkın olduğundan... Oysa konuyu akıl yoluyla ele alsak, Mesut'un Türkiye ve Türklük kavramına en olumlu katkıyı sağlamış insanlardan biri olduğunu görebiliriz. Alman Milli Takımı ve Real Madrid'de oynayan bir Türk, bizim takımı seçmedi diye ona çamur atmaya çalışanlardan çok daha büyük katkı sağlıyor bu ülkeye." Buraya kadar yazdıkları ile "çamur atma" ifadesi hariç, hemfikirim!.. İtirazım "şu" cümlesine; "Ayrıca, onun kişisel seçimine saygı göstermeme ve bunu protesto etme hakkımızın nereden doğduğunu söyler misiniz? Mesut'un Mesut olmasına ne katkıda bulunduk ki 'Nasıl bizi seçmez?' diyebiliyoruz?" Öncelikle "Sadece insan olmak, futbol seyircisi ya da yorumcusu olmak, taraftar olmak" bile eğer "Mesut'u ıslıklayacaksam", bu hakkı bana verir, sevgili Çakır; bunun için de kimse beni "Bu hakkı nereden buldun, aldın?" diye sorgulayamaz!.. Ama ille de "bu hakkın gerekçesini" arıyorsan , onu da "sosyolojik" olarak söyleyeyim; İspanyol gazetelerinin de, Alman gazetelerinin de, Türk gazetelerinin de, televizyonlarının da, sporla, futbolla ilgili bütün dünya gazete ve televizyonlarının da haber ve yorumlarında Mesut için "Müthiş Türk" deniyor; başta Almanya ve Avrupa olmak üzere dünyadaki onlarca milyon Türk, onu "Türk olduğu" için "bir başka seviyor, gurur duyuyor, alkışlıyor, üzerine titriyor" ve onu mesela "Arda'dan faklı tutmuyor"; öyle ya da böyle bir günde mesela "nasıl Galatasaray'ı bırakıp gitti" diye ya da "eleştirdi" diye Arda'yı ıslıklama hakkına sahipse, elbette Mesut'u da ıslıklamak hakkına sahiptir ve olmalıdır!.. Elbette "bu hareketi eleştirebilirsin", ama "ne verdik ki, ıslıklama hakkımız olsun" sorgulaması; işte "yanlış olan budur!.." Onun seçimine elbette saygı duymalıyız; ama bu "onu eleştirme ve ıslıklama hakkımızı ortadan kaldırmaz"; onun "Almanya'da doğmuş olması ve kendini Alman hissetmesi" ne kadar hakkı ise, "sadece bu sebepten yaptığı seçime tepki göstermek" de eleştirenlerin ve ıslıklayanların en tabii hakkıdır. Üstelik kimse "ona çamur atmıyor"; sadece "seçimini eleştiriyor", o kadar!.. Yazısında "kabulü zor" bir sorusu daha var, Çakır'ın; "... olaya daha sağlıklı yaklaşabilmek için bilmemiz gereken en temel nokta şu: Mesut, bizim milli takımı seçse bu gelişimi gösterebilir miydi?" Sıcak sıcak, Nuri Şahin, Arda, Hamit Altıntop örnekleri varken, bilmiyorum, "Türk Milli takımını seçmek", ne zamandan beri, "bir Türk için, bir sporcu için gelişmenin engeli olarak" karşımızda duruyor?.. Sanıyorum; "anlatmak istediğinin çok uzağına düşmüş" talihsiz bir cümle; öyle değil mi, sevgili Çakır?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.