Sorunlar yed-i emini!..

A -
A +

Basketbol Federasyonu Başkanı olacak iken, "basketbol camiasının bildiği" sebeplerden dolayı "birileri tarafından" önü kesilen, daha sonra "Futbol Federasyonu'nda profesyonel olarak görev alan", en sonunda da "başkan vekilliği gibi" önemli bir etiketi yakasına takan sevgili Lütfi Arıboğan için hâlâ "O, yanlış ve eksik yerde" diye düşünürüm!.. Bana göre "o" bu ülkenin Basketbol Federasyonu Başkanı olmalı ve Türk basketbolunu, başkanlığı hiç ama hiç "hak etmeyen" Turgay Demirel'den ve onun adamlarından kurtarmalıydı!.. Bakınız, yanlış ve eksik yerde görev yapmanın mecburiyeti (!) ona ne sözler söyletiyor: "Şike soruşturması süreci bizim tarafımızdan çok iyi yönetildi. Bugün Türkiye liglerinin biraz geç başlamış olsa da oynanıyor olması önemli bir başarıdır. Bugün tekrar maçlara dönmemiz, maçlardaki rekabete dönmemiz, yani bu sezon tekrar futbolun yaşanıyor olması federasyonumuz, kulüplerimiz ve de ülkemiz için de hakikaten övünülecek bir konudur. Bunu abarttığımı düşünmeyin." Sevgili Hıncal Uluç, Arıboğan'ın "öve öve bitiremediği sürecin meyvesi olan ligi" TV ekranlarından çok iyi özetledi; "Fasulye Lig!.." O sözleri okuduğumdan beri düşünüyorum; "Kuru fasulye mi, Taze fasulye mi, Barbunya mı, Ayşe Kadın mı, yoksa yoksa Çalı mı" diye!.. Doğrusu ya, "hepsine de biraz biraz benziyor!.." Dahası, "şapkadan son dakikada çıkan" play-off'lara ve de onun yerine "şapkaya sokulan" ama "nasıl uygulanacağı" hâlâ meçhul olan ama "büyük problemler çıkaracağı" şimdiden kolayca tahmin edilebilen "Kararı sezon sonunda vereceğiz" kararı,"ateşte çok fazla kalacağı için" fasulye tenceresinin dibini tutturursa, bilmem ki sevgili Arıboğan "o zaman" neler söyleyecek?.. Diyelim ki, "Çete ve Şike soruşturması Savcısı" en geç gelecek ay içinde (Kim bilir belki de bu ay bitmeden) iddianameyi mahkemeye verdi, mahkeme de iddianameyi kabul etti ve de Soruşturma Dosyası için "gizlilik kararı" kalktı!.. Futbol Federasyonu Disiplin Kurulu, iddianamede adı geçen ve şüpheli olarak yargılanmaya başlananlar ve de Federasyon'un Disiplin Kurulu'na "tedbirli" ve "tedbirsiz" olarak verilenler ile ilgili olarak, Disiplin Talimatı'nda yazılı süreler içinde ve de "savunmaları alındıktan sonra", karar vermek zorunda!.. Peki, bu şüphelilerden "bazıları" hakkında, Disiplin Kurulu "şike ve teşvik priminden dolayı ceza verirse" söyler misiniz bana ey sevgili Arıboğan ne yapacaksınız; "ceza alan yöneticilerin takımları hakkındaki kararı" sezon sonuna nasıl bırakacaksınız; bırakırsanız bunu "öteki kulüpler", FIFA'lar, UEFA'lar, basın, kamuoyu nasıl karşılayacak?.. Dahası, sezon sonunda "ligleri, nasıl ve hangi kıstasa göre tescil edeceksiniz?.." "Oh, sezon sonuna kadar zaman kazandık" düşüncesiyle, süreçten "memnun olan" galiba sadece sizlersiniz; görülüyor ki, ne "şüpheli olarak" Metris'te ikamet edenler, ne "tutuksuz" şüpheliler, ne onların kulüpleri, ne "soruşturma dışında kalan" kulüpler, ne Federasyonunuzun "gel-gitli kararları" sebebiyle, adeta "ligleri onlar yönetiyor" kanaati yaygınlaşan "yayıncı kuruluş yöneticileri", "öve öve bitiremediğiniz" süreçten memnunlar!.. Bilmem ki, sevgili Şansal Büyüka'nın maraton programındaki "ağır" açıklamalarını dinlediniz mi?.. Siz, "iyisi" bir yana, süreci hiç yönetmediniz ki; "esen rüzgâra kapılan dümensiz bir tekne gibi" oraya buraya savruldunuz ve süreci de rüzgârın emrine ve şiddetine bıraktınız; "adım adım çözmeniz gereken" sorunları, biriktirip biriktirip, sezon sonuna attınız!.. Yaptığınız sadece buydu, sevgili Arıboğan; "bunu yapabilmek için" de koskoca bir federasyona ihtiyaç yoktu; bir "sorunlar yed-i emini" yeter de artardı bile!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.