Koruk artı sabır, eşittir; üzüm!..

A -
A +

Fatih Terim'i "yıkmak isteyenler", Aslantepe'de bir "Fenerbahçe galibiyetini dört gözle bekliyorlardı"; bekleyişleri hüsranla bitti; bitiren de "İkinci gelişinden de daha kötü" demeye getirdikleri Fatih Terim'di!.. Son yılların "yavaş yavaş dibe vuran" ve nihayet geçen sezonda "düşme hattı yakınına kadar inen" bir takımdan, "bugün lig lideri olan" bir takıma, hem de "yarım sezon tamamlanmadan" gelinmesindeki tılsım, elbette "elinde sihirli değnek olmadığına göre", Terim'in, kararlılığını, hırsını, tecrübesini, bilgisini "kendi programı içinde" beyninden sahaya indirmeyi başarması idi!.. Bin bilmem kaç gündür Fenerbahçe'yi yenemeyen, bin bilmem kaç gündür derbi kazanamayan bir Galatasaray'ı, "yıllar yılı ezildiği" en büyük rakibi önüne, "psikolojik, sosyolojik ve sportif bütün prangalarından kurtulmuşçasına çıkartan" bir Hoca'dır, Terim!.. Galatasaray yönetimlerine, Galatasaray camiasına, Galatasaray taraftarına, "Fenerbahçe fobisinden kurtulunabilineceği" ve "başlarını dik tutmaları gerektiğini" anlatan, "ümit mesajını" da "kimsenin inanamadığı bir futbol" ile "Aslantepe Stadı'nda veren" adamdır; Terim Hoca!.. Elbette "futbol bu", uzun soluklu - istikrarlı bir başarı yürüyüşü esastır; "olacak" mı; Terim ve öğrencileri, Çarşamba gecesi "olabileceğini" herkese gösterdiler ve dediler ki; "Sabredin, zaman verin, kötü değil, iyi ve güzel yanlarımızı görün, destek ve moral verin, çok daha iyi günler gelecek!.." Diyorlar ki, "Çok para harcattı, transferleri başarısız"; bitmiş, tükenmiş bir Galatasaray'dan "altyapıya dayalı" bir takımla "küllerinden doğan Feniks (Zümrüd-ü Anka) Kuşu" rolüne soyunamazsınız; bu "temelsiz kahramanlık gösterisi" hem Galatasaray'ı tamamen bitirirdi, hem de "gencecik" çocukları!.. Terim, "başarı için" uzun bir zamanının olmadığını çok iyi biliyordu; "düşme hattından, lig zirvesini zorlayan bir takıma gelebilmenin" bile, "Terim'i bitirmek için" fırsat bekleyenleri "kesmediği" ortada iken, bir de "altyapıya dayalı" bir takımla "ligde mücadele etmenin" hem kulüp - camia-takım-taraftar olarak Galatasaray'a, hem takımın hocasına "nelere mal olacağını", en iyi bilen de Terim'di!.. Strateji "doğru" ve netti; "tecrübeli" ama "Avrupa'da oynayamayan" bir takıma "en ucuza alınabilecek" oyuncuların transferi ile başlayan yeni sezonda, elbette sıra, "takım oturdukça" altyapıdan yetişen genç futbolculara fırsat verilerek kazanılmalarına da gelecekti; "acele etmek, hem onları kaybettirebilir, hem de Galatasaray'a pahalıya mal olabilirdi"; Terim "bütün eleştirilere rağmen" soğukkanlılıkla, polemiklere girmeyerek, bugüne geldi!.. "Onun zamanının transferleri" içinde "beklentilere henüz cevap veremeyen" sadece Riera; bunca transferde "tek fire" yönetimin ve Terim'in transfer başarısızlığını değil, aksine "ne kadar başarılı olunduğunu" gösteriyor!.. Elmander, Hakan Şükür'den sonra, "bitti" denilen "pivot" santrforların adeta "Son Mohikan'ı" rolünü üstlenerek "inanılmaz" bir mücadele ve fayda adamı!.. Eboue "dudak bükenleri" fena hâlde mahcûp ediyor; Melo "takıma ve tribünlere heyecan ve hava veren" coşkusuyla, sahada her şeyini ortaya koyan ve geçen yıllardaki "terlemeyen" Brezilyalıları "unutturan" bir başka mücadele adamı!.. Engin için, "tekin olmaması" dışında, kim ne söyleyebilir ki; onu seyretmek, sadece Galatasaraylılar için değil, futbolu sevenler için başka bir keyif!.. Ujfalusi; tam isabet; Selçuk "biraz" eski Selçuk olabilse, Riera "biraz" kendine gelse, Terim'in silahları "transfere ihtiyaç kalmadan" artacak; sabır!.. Elbette Ceyhun'lar; Mertan'lar için de sabır; tıpkı Semih'ler ve Emre'ler için gösterildiği kadar sabır; onların da, "başkalarının" da günü gelecek; zira takımın başında Terim var!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.