Kırk satır mı, kırk katır mı?..

A -
A +

Şike Soruşturması'nın, "Türk Futbolunu tam bir çıkmaz sokak batağına sürüklemesinin baş sorumluları" ortada; Mehmet Ali Aydınlar başkanlığındaki Futbol Federasyonu - "İlhan Cavcav zihniyetli" Kulüpler Birliği ve Nihat Özdemir ile Ali Koç'un münavebeli sahne aldığı Fenerbahçe yönetimi!.. 3 Temmuz sürecinde, Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar ile Kulüpler Birliği, "Kulüplerin ve yayıncı kuruluşun gelirlerini düşürmemek ve bunun için de Fenerbahçesiz bir ligi gündemden düşürmek" için aylardır "çok çelişkili" açıklamalar yaptılar, "değişken" kutuplar arasında "git gelleri" oynadılar!.. Nihat Özdemir ile Ali Koç ise, baştan beri "gerilim" stratejisi sürdürerek, "taraftarı, takımı ve teknik direktör ile futbolcuları ön safa süren" taktikleri ve "kapı arkasında ve kapı önünde birbirleriyle çeliştiği görülen" atakları ile bugünlere geldiler, ama son iki haftada "ana stratejide 180 derecelik dönüş yaptılar"; neden?.. Aylarca, "Şike Kanunu'nun değişmesi ve cezaların düşürülmesi" lobisinin başında olanlar, dahası "58'inci maddenin değiştirilip, düşmenin kaldırılmasını isteyenler", neden birdenbire "58'inci madde aynen kalsın ve uygulansın, puan silme olmasın, puanımız silinirse, biz kendi takımımızı kendimiz düşürürüz" demeye başladılar?.. Bunun sebebi şuydu; "Metris'teki uyanmış" ve "Federasyon'un senaryosundaki şifreleri" çözerek, "yeni" stratejiyi yönetimine dikte ettirmişti!.. Futbol Federasyonu "58'inci maddeyi değiştirmek için" Futbol Genel Kurulu'nu olağanüstü toplantıya çağırınca, 30 Aralık'ta "Güçlenen ve zayıflayan eller" başlığı ile ve "özetle" demiştim ki; "Gidiş o gidiş ki, kurumlar cezalandırılmayacak, kişiler ceza alacak; bu durum kişilerin elini zayıflattı ve de Metris'teki uyandı, yöneticilere 'Küme düşme kalksın kampanyalarını desteklemeyin, kaldırılmaması yönünde oy kullanın' mesajını gönderdi!.." Nitekim, 10 gün sonra da Kulüpler Birliği - Federasyon toplantısında Federasyon Başkan Vekili Göksel Gümüşdağ tarafından okunan "ültimatomu" geldi. Bu açıklama, "Düşme kalsın" lobisine baştan beri karşı çıkan Galatasaray'a söylemediklerini bırakmayan Nihat Özdemir ve Ali Koç ikilisini, "tam tersine" açıklamalar yapmaya mecbur eden "kesin" bir duruşu ortaya koyuyordu; "58'inci maddenin kılına dokunulmasın!.." Metris'teki biliyordu ki, "58'inci madde üzerinde sağlanan 'Bir defalık düşme olmasın, puan silinsin' mutabakatı Genel Kurul'dan geçerse", kendisinin ve arkadaşlarının önündeki "kulüp kalkanı" ve de "kendi kulübünün önündeki diğer kulüplerin kalkanları" da kalkacaktı; yani tam bir "Kral çıplak" senaryosu yazılmış gibiydi ve oynanacaktı!.. Bu yüzden, Metris'teki, tavrını en net şekilde ortaya koydu; "Düşeceksek de, cezalanacaksak da, kişilerle de, kurumlarla da, hep beraber; buyurun yapın yapabilirseniz!.." Futbol Federasyonu, "iki arada, bir derede" durumu ile karşı karşıya kalmıştı; yurt içinde "58'inci madde değiştirilmezse", Şike Dosyası'nın neredeyse herkesi "temiz" olarak ilân edecek şekilde kapatılması baskısının sonuç vereceği bir yola sapılması zorunluluğu gündeme geliyordu; zira, madde değişmezse, "teşvik teşebbüsü" bile "düşürülmek için" yeterliydi; hiçbir federasyon "8 takımı da düşürecek böyle bir kararı" veremezdi!.. Ne var ki, "yurt içini kurtaracak" bu yol, FIFA'nın ve UEFA'nın "Dünya ve Avrupa organizasyonlarına Türk takımlarının milli takımlar da dahil alınmamalarının yolunu" açacaktı!.. Görülüyordu ki, "Kişileri cezalandıralım, kurumlara dokunmayalım" senaryosu ile "Bizler ceza alacaksak, yurt içi - yurt dışı her şeyden hep beraber düşelim" senaryosu karşı karşıya idi ve Futbol Genel Kurulu "bu iki senaryodan birine" yeşil ışık yakacaktı; tam bir "Kırk satır mı, kırk katır mı" seçimi!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.