Ya Terim, ya Tulun!..
Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, bu yıl da transferi yüzüne gözüne bulaştıracak, galiba!.. Adnan Polat'ın başına "büyük dertler açan" Adnan Sezgin olayından "ders almamış" görünen Aysal, "bunca olumsuz gelişmeye rağmen", "inadım inat" diyerek ve ısrarla Bülent Tulun'u, Fatih Terim'i "doğrudan ve birinci derecede ilgilendiren" görevlerde tutmaya çalışarak, Tulun'u "Sezginleştiriyor", kendini de "Polatlaştırıyor"; pes!.. "Birbirini sevmeyen, birbirine güvenmeyen, birbirine inanmayan, birbirini istemeyen" bu iki insanın aynı potada kaynaşmasının "mümkün olmayacağını", Galatasaraylı olan bir "lise öğrencisi bile" anlamışken, Başkan Aysal'ın "anlayamaması" inanılır gibi değil; evet, "inanılır gibi" değil!.. İşte bu yüzden artık "ben", Galatasaray Başkanı'nın "Bülent Tulun'u kullanarak, Fatih Terim'i kaçırmaya çalıştığına inanmaya başladım"; Başkan "iyi bilmeli" ki, benim gibi düşünen çok kişi var!.. Şimdi gerçeğe, bugüne dönelim; Avrupa Futbol Şampiyonası Finalleri'nin ortaya koyduğu gerçek şu; "Avrupa Futbolu çökmüş!.." Şu ana kadar oynanan maçlar gösterdi ki, İspanya'sından, Pandispanya'sına, Almanya'sından, Malmanya'sına kadar bütün takımlarda "futbolun iyisi, güzeli" mafiş; çok maçın, çok takımın mahalle maçından, mahalle takımından farkı yok!.. Galatasaray, işte böyle bir Avrupa'da, bu sezon "Şampiyonlar Ligi'ne katılacak"; yıllardan beri rüyası görülen ve Ünal Aysal'ın da ağzına pelesenk ettiği "UEFA Kupası'ndan da daha büyük başarı" sloganını gerçekleştirmek için "bundan müsait bir futbol zemini" bulunabilir mi?.. "Birkaç kaliteli ve nokta transfer" ve kulüpte / takımda meydana getirilecek "huzur ortamı" ile Şampiyonlar Ligi'ne "ümitle ve iddia ile başlamak" mümkün iken, şu hâle bakın!.. Tam bir "yönetim keşmekeşi" ile, Galatasaray - Galatasaray Başkanı - Galatasaray Teknik Direktörü ve tıpkı Adnan Sezgin gibi, Galatasaray Başkanı için "bulunmaz Hind Kumaşı" niteliği kazandırılan Bülent Uygun, abuk sabuk ve "şaka gibi" başlıklar atılan haberlerle gazetelerin, TV'lerin dilinden düşmüyor; olacak şey mi?.. "Aynı" oyuncuya (Faslı Assasidi) "iki farklı zamanda ve birbirinden habersiz yapılan transfer teklifi" haberi ve "Bülent Tulun'un bu transferde kulübü zarara uğrattığı" iddiası, dahası Kaiserslautern'in başkanlığını yapan eski Beşiktaşlı Stefan Kuntz'un "her türlü anlaşma yapıldıktan sonra" alınmayan Olcay Şahan (Fatih Terim istiyordu) için Galatasaray Başkanı Ünal Aysal'a gönderdiği zehir zemberek elektronik posta, eğer "doğru" iseler tam birer skandal; eğer "doğru" değilseler, gene skandal; zira, "yönetim keşmekeşi, Galatasaray'ı böylesine yalan haberlere muhatap edecek kadar" yayılmış ki, adeta kangren olmuş!.. Sayın Aysal, "sizin gücünüz, bu iki insanı bir arada uyumlu ve huzurlu çalıştırmaya yetmez"; yetmediği de görülüyor; inadın ve ısrarın nelere mâl olduğu ve daha da nelere mâl olacağı ortada!.. Adnan Sezgin'in "Sayın Polat size ve Galatasaray'a zarar veriyorum" diyerek aradan çekilmesi gerekirken, çekilmemesi gibi, Bülent Tulun'un da "aradan çekileceğine dair" bir emare görünmediğine göre, Galatasaray'da "futbola huzur gelmesi" mümkün değil!.. "Siz bakmayın istifa edeyim" şeklindeki sözlere, bunlar "İstemem ama yan cebime koy" misalidir; "tek taraflı olması gereken" istifayı "Adnan Polat'ın kabul etmediğini" öne sürerek göreve devam eden Sezgin, Başkan'ı Genel Kurulda "idari ibrasızlıkla karşı karşıya bırakacak kadar" hatalı bir inadın esiri olmuştu; şimdi sahnede Tulun var, "aynı senaryo" sahnede; geriye "tek çıkış yolu" olarak ne kalıyor; Fatih Terim'in aradan çekilmesi!.. "Gücünüz", hele bu ortamda "Terim'i göndermeye yetmez", acaba, onun için mi, "Tulun kanalı" ile devamlı "huzursuz ederek" Terim'i ayrılmaya zorluyorsunuz; yazık!..