Amrabat olayı!..

A -
A +

Ya talip olmazsın, ya da talip olursan alırsın"; zira "Amrabat transferi artık normal bir transfer olmaktan çıkmış", Galatasaray'ın ve Başkanı'nın prestijiyle ilgili "psikolojik bir hedef" hâline gelmiştir!.. Galatasaray Başkanı Ünal Aysal'ın nihayet "Kayserispor'dan transfer konusunda aklı başına geldi"; ama "son derece yanlış bir sonuç" ile geldi; "Ben başkan olduğum sürece, Kayserispor'dan ne oyuncu alırım, ne de Kayserispor'a oyuncu satarım!.." Ne yazık ki, yıllardır Süleyman Hurma'nın adeta kedi - fare oyununu hatırlatan "lâf cambazlıklarıyla Galatasaray ile eğlenmesinin", bilmem kaçıncı versiyonunu da (Aysal'ın ikinci) yaşadıktan ve kulübüne, taraftarlarına yaşattıktan sonra!.. Daha önce de yazmıştım; "Ocak transferindeki ilk denemeden sonra, yeniden başlamak için her şeyi göze alacak ve devreye yeniden öyle gireceksin"; yani, "Ben Amrabat için 'ederi olan' parayı teklif ederim, verdiler verdiler, ama vermezlerse, 'ederi kadar parayı kulüp kasasından, kalanını da kendi cebimden öder', Amrabat'ı alırım" diyebilecek ve alacaksın; Galatasaray budur, Galatasaray başkanlığı budur; "Ya talip olmazsın, ya da talip olursan alırsın"; zira "Amrabat transferi artık normal bir transfer olmaktan çıkmış", Galatasaray'ın ve Başkanı'nın prestijiyle ilgili "psikolojik bir hedef" hâline gelmiştir!.. İki yıldır, "Ben yapacağım, edeceğim, ben alacağım" diye üst üste yapılan "başkan" açıklamalarının karşılığını göremeyen Galatasaray camiası ve taraftarı, üstelik "Amrabat olayında karşı tarafın arkasında Fenerbahçe'nin ve Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın bulunduğunu" da öğrendikten sonra, Ünal Aysal'dan "eğer gerçek bir Galatasaray Başkanı olduğunu ortaya koyacaksa", bu transferi "her şart altında bitirmesini beklemekte" haklıdır ve hakkıdır!.. Vah ki, ne vah!.. Arshavin mi, Kuyt mu; düşünmem bile, elbette Kuyt!.. Arshavin mi, Riera mı; biraz düşünerek de olsa, elbette Riera!.. Arshavin mi, Aydın mı; eğer geçen sezonun sonundaki gibi oynayacaksa, hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, Aydın!.. Süleyman Hurma haklı, eğer Galatasaray Başkanı "10 milyon euro istenen", Avrupa Şampiyonası Finallerinde seyrettiğimiz (Yoksa, seyredemediğimiz mi) Arshavin'i alacaksa, ben olsam Amrabat'a "25 milyon euro" isterdim!.. Amrabat olayı, sadece "Amrabat olayı" değildir!.. Evet, herkes biliyor ki, bilmese de tahmin ediyor ki ve hatta yazıyor ki, Amrabat olayının içinde ta Ocak transferinden beri Aziz Başkan var; "Bekleyin, Galatasaray'a vermeyin, ben alacağım" diye haber gönderen ve Süleyman Hurma'nın elini güçlendiren Fenerbahçe Başkanı var!.. Ve herkes gibi Süleyman Hurma da biliyor ki; "O, devreye girince, bastırır parayı alır"; işte "O'nun ve Fenerbahçe'nin, Galatasaray Başkanlarına ve bu başkanlar yüzünden Galatasaray'a olan üstünlüğü buradadır!.." Sonra da herkes birbirine sorar; "Futboldan, basketbola, voleybola kadar her spor branşında Galatasaray - Fenerbahçe maçlarında, Fenerbahçe'nin, sahaya da yansıyan psikolojik üstünlüğü nereden geliyor" diye; geldiği yer bellidir; Ali Şen'in başkanlığı döneminde başlamıştır, psikolojik üstünlük operasyonları ve Aziz Yıldırım döneminde hızlandırılarak, perçinlenmiştir ve Galatasaraylılar adına ne yazıktır ki, Ünal Aysal da, Faruk Süren'lerin, Mehmet Cansun'ların, Özhan Canaydın'ların, Adnan Polat'ların arkasında "aynı" sıraya girmiştir; onu ve Galatasaray'ı "bu büyük hezimetten" Kayserispor'a karşı açıkladığını "komik" transfer boykotu, kurtarmaz, kurtaramaz!.. İş "bu hâle geldikten sonra", Fatih Terim'in "Şu kadara verirlerse alın, yoksa vazgeçin" ya da Amrabat'ın "Bu kadar etmem başkan" sözleri Galatasaray'ın ve Galatasaray Başkanı'nın prestijini kurtarmaz; Galatasaray'ın ve Başkan Aysal'ın parayı bastırıp Ambrat'ı alması şart olmuştur!.. Aziz Yıldırım, çok tabiidir ki, ve hakkıdır ki, "Galatasaray'ın Amrabat'ı istediği ocak ayından beri, bu oyuncuyu Galatasaray'a kaptırmamak istemektedir ve UEFA Fenerbahçe'ye Avrupa Kupaları yolunu kapamazsa, parayı bastırıp kendisi alacak" ve de "Ünal Aysal'a da, Galatasaray'a da unutamayacakları 'derslik' bir psikolojik gol daha atarak" bir taşla iki kuş vuracaktır; helâl olsun!.. İşte Fenerbahçelilerin, Aziz Yıldırım'a olan "inanılmaz" ve başkalarının hayranlıkla, kıskançlıkta seyredilen bağlılıklarının, sevgilerinin "asıl" sebebi budur; yoksa "kulübe fiziksel olarak yaptıkları" değil!.. Aziz Yıldırım'ın ülke içinde büyük rakipleri başta herkese verdiği "Fenerbahçe saha dışında, masa başında herkesi yener" ve "bu üstünlük sahada da devam eder" yerleşik ve psikolojik mesajın "ne olduğunu anlamayan" başkanlarla Galatasaray'ın da, Beşiktaş'ın da, Trabzonspor'un da Fenerbahçe'nin önüne geçmelerine imkân yoktur!.. Galatasaray taraftarı, neden "başka takımlarla oynadıkları maçlarda bile Fenerbahçe'ye ve başkanına küfür yağdırıyor"; işte "kendi" başkan ve yönetimlerinin sebep olduğu bu eziklik yüzünden!.. Galatasaray taraftarı, kendi yönetimleri ve başkanları "bu eziklik havasını oluşmasına ön ayak olmasa", neden küfür etsin ki?.. Aysal ve arkadaşlarının, sadece Amrabat olayında değil, her atacakları adımda "dikkatli olmaları" ve özellikle "Aziz Başkanlı Fenerbahçe'den bayıltıcı bir kroşe daha alıp almayacaklarını hesap ederek" adımlarını atmaları gerekir!.. Amrabat olayı "gündemde olan" bir testtir; "ne olursa olsun verilecek para", Amrabat'ın ederi değil, "Galatasaray'ın prestijinin, itibarının ederi olacaktır"; hâlâ anlayamadınız mı, Sayın Aysal?.. Utanmalıyız!.. Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel ve "hınk deyicileri" başta, medyamızın büyük çoğunluğunun da öve öve bitiremediği Basketbol Milli Takımımıza "koç bulunamadığı için", kendini "malûlen emekliye sevk etmiş" Tanjeviç, yeniden iş başına getirildi!.. A Milli Takımı menajeri Harun Erdenay itiraf ediyor; "Bir - iki aday ile görüşmelerimiz oldu, anlaşamadık. Avrupa Şampiyonası Grup Elemeleri boyunca Tanjeviç takımın başında olacak!.." Yere göğe koyamadığımız bir takımın hocalığı için "bir - iki adayla görüşme" öyle mi, sevgili Erdenay; "Bir - iki adayla!!!!" Yoksa, "Avrupa Şam-piyonası'na katılmaktan ümidimizi şimdiden mi kestik"; bu "ciddiyetsiz" yaklaşımın başka bir anlamı olabilir mi?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.