Yol olursa?..

A -
A +

Aylardır, Aziz Yıldırım'a olan sevgisini, "boyundan büyük söz ve yorumlarla ifade eden" Rıdvan Dilmen'in, TV ekranlarında Şamil Tayyar ve Ahmet Çakar ile giriştiği söz düellolarının yankıları, Dilmen'in "geri adımlar atmasına rağmen" devam ederken, Rize ve Trabzon'dan gelen haberler, üzerinde durulması, düşünülmesi ve "gereken tedbirlerin alınması" bakımından son derece önemli bir gündem maddesini önümüze kadar getirdi!.. Başta "şiddet" olmak üzere, spor suçları ile ilgili 6250 sayılı kanunla değiştirilen 6222 sayılı kanun "şöyle ya da böyle" yürürlükte iken, Rize / Trabzon hattında olanlara inanmak zor, ama "İster inanın, ister inanmayın"; olmuş!.. Ne yazık ki, ne 6222 sayılı kanunun "görev verdiği" ilgililer ve yetkililer, ne de basınımız ve gazeteciler derneklerimiz "bu tehlikeli" ve mesleğimiz açısından da "tüyler ürpertici" olayın üzerinde "gereğince ve yeterince durdu!.." "Bu olayın açtığı yol", eğer "gerçekten yol olursa", bir "gazeteci olarak" insan, yarınlarda "neler olabileceğini" düşünmek istemiyor bile!.. Rize'den gelen haberlere göre, Rize Gazeteciler ve Muhabirler Derneği, Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ve Rize Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ile ortaklaşa "Spor ve Ahlâk" konulu bir panel düzenliyor, bu panele konuşmacı olarak Rıdvan Dilmen de davet ediliyor ve bu davet açıklandığında Trabzon'da kıyamet kopuyor!.. Bu kentimizde bazı gazetecilerin ve bazı gazetelerin başlattığı "Rıdvan Dilmen nasıl böyle bir panele çağrılır" kampanyasına, Trabzonsporlu bazı taraftar grupları ve dernekleri de destek verince, iş çığırından çıkıyor; Rıdvan Dilmen'in panel için geleceği uçağın Trabzon Havaalanı'na inişi sırasında "ona karşı protesto çağrıları yapılıyor" ve iş "her manaya çekilebilecek" tehditlere kadar varıyor!.. Hatta "Rıdvan Dilmen o panel katılırsa, biz de Trabzon'da çay paneli yapıp, bu panele Gaziantep ve Hakkari'den çay kaçakçıları davet edip, konuşturacaktık" açıklamalarına kadar geliniyor!.. Rıdvan Dilmen de, "bu tablo karşısında", panele gelmekten vazgeçiyor ve haklı olarak "muhtemel provokasyonlara karşı bu kararı verdim" diyor!.. Ardından Rizeli gazeteciler, "Trabzon'daki kampanyayı düzenleyenler ve katılanlar" için zehir zemberek bir açıklama yapıyor; iki komşu kent, göz göre göre "Rıdvan Dilmen için" karşı karşıya getirilmiş oluyor!.. Ortada tam da "6222 Sayılı Yasa'nın çıkarılma gerekçelerine uygun" bir olaylar zinciri var, ama "bu kanuna göre harekete geçmesi ve gereğini yapması gereken bütün merciler" susuyor, giderek sertleşen gelişmeleri seyrediyor!.. Madde bir; Anayasa'nın "düşüncelerini açıklama ve basın hürriyeti" maddelerinin nasıl ayaklar altına alındığını, bitmedi "seyahat hürriyetinin nasıl kısıtlandığını", hatta "yok edildiğini" açık açık gösteren bir tablo ile karşı karşıyayız!.. Madde iki; 6222 sayılı kanunun "en az 5-10 maddesinin ihlâl edildiği" bir tablo da var ortada!.. Bakınız, Rıdvan Dilmen'in son birkaç yıldır TV ekranlarındaki yorumlarını ve spor sayfalarındaki yazılarını zaman zaman ağır şekilde eleştiren ve de "fazla abarttığı kulüp, hatta kişi aidiyetli" görüşlerinin hiçbirine katılmayan bir spor yazarı, bir gazeteci olarak ben, Trabzon'da olanları mesleğim adına kınamayı bir "vatandaşlık görevi" sayıyorum!.. Dahası, meslek kuruluşlarımızı da "yol olmadan" bu konuya önemle ve ciddiyetle eğilmeye davet ediyorum!.. Bugün Trabzon'da Rıdvan Dilmen'e, kim bilir yarınlarda hangi kentte ve hangimize?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.