Aziz Yıldırım'a hatırlatmalar (2)

A -
A +

Çarşamba günkü yazımda Divan Kurulu'nda yaptığı konuşma ile "bu sezon da gerilim politikasını sürdüreceğini gösteren" Aziz Yıldırım'ın açıklamalarındaki "bazı hataları" anlatmaya başlamıştım; bugün devam ediyorum. Konuşmasında açık açık "Yargıtay'dan karar çıkana kadar havuzdan ayrılacağız" diyen Aziz Yıldırım'a Galatasaray'dan tepki gelince, bu defa "Fenerbahçe açıklaması" ile ağır bir karşılık verildi ve Galatasaray yönetimi "okuma ve okuduğunu anlama yetersizliği" ile suçlandı!.. Ne var ki, İMKB'ye kadar uzanan bir platformda her taraftan "benzer" tepkiler gelince, bu defa, art arda yapılan "Ayrılma düşüncemiz yok, yanlış anlaşıldık" açıklamaları birbirini izledi!.. Böylece olayda "okuma ve okuduğunu anlama yetersizliği" değil, "öfke içinde yapılmış bir konuşma" sebebiyle, tamı tamına "anlatma ve anlatmak istediğini anlatabilme yetersizliği" olduğu ortaya çıktı!.. Şimdi geliyorum, bir başka ve önemli "tarihsel" hataya!.. Bir gazetecinin 1973 futbol sezonundaki "bir maç yorumunda" yazdığı 2-3 cümleye dayanarak "Galatasaray'ın ve takım kaptanı Fatih Terim'in şike yaptığını ima eden" ve "Şikenin aslında 'nerede başladığını' Hıncal Uluç'un yazısında gördük, şahit olduk" diyebilen Aziz Yıldırım iyi bilmelidir ki, tarihte "bir maç yazısının birkaç satırlık yorumlarında değil", delilli, ispatlı, federasyon kararlı, "bölünmüş" kupalı çok başka ve "çok anlamlı" olaylar vardır ve bunlardan biri 1973'den tam 18 yıl öncesine kadar gitmektedir!.. "Vikipedi"den okuyalım: "19 Nisan ile 25 Nisan 1955 tarihleri arasında İstanbul Spor ve Sergi Sarayı'nda yapılan Türkiye Basketbol Şampiyonası, Spor Oyunları Federasyonu'nun kararıyla çift şampiyonla sonuçlanmıştır. Tek devreli lig usulü ile oynanan maçlar neticesinde şampiyonluk Galatasaray ile Fenerbahçe'nin 25 Nisan 1955 günü oynayacağı maça kalmıştır. Maç sonuçlarında averaj önemlidir. Fenerbahçe maçı 6 sayı ile bile kaybetse şampiyondur. Galatasaray'a ise 7 farklı galibiyet yetmektedir. Maçın bitimine 44 saniye kala (O zamanlar 30 saniye / 24 saniye kısıtlaması yoktu; top Galatasaray'da ve zamanın en teknik oyuncusu Yalçın Granit'in elinde idi. ÖU) Galatasaray 40-27 öndeyken tribünden inen bir Fenerbahçeli yöneticinin (Rahmetli Rüştü Dağlaroğlu / O zaman Fenerbahçe asbaşkanı idi. ÖU) takımı sahadan çekmesi ile maçın kalanı oynanamamıştır. Bu olaydan hemen sonra (Spor Sergi Sarayı tribünlerinde büyük protestoların devam etmesi üzerine salona gelen zamanın İstanbul Valisi rahmetli Fahrettin Kerim Gökay'ın teklifi üzerine gece yarısı Federasyon, rahmetli Faik Gökay'ın başkanlığında toplanmıştır. ÖU) Spor Oyunları Federasyonu Fenerbahçe yöneticisinin Modaspor'u şampiyon yapmak için takımı sahadan çektiğine ve averajla Modaspor'u şampiyon yapmak istediğine hükmetmiştir. Burada eğer hükmen mağlubiyet olursa, Fenerbahçe 1 puan bile alamayacağı için (Fenerbahçe bir puanı eksik olacağından, 8 puanda kalacak ve 3'lü averaj ortadan kalkacak, yani Fenerbahçe'nin Modaspor'u yenişi averaj hesaplamasından çıkacaktır. ÖU) Galatasaray ile Modaspor'un aralarında oynanan maça göre şampiyon belli olacaktır. (9 puanlı Modaspor, 9 puanlı Galatasaray'ı yendiği için ikili averaja göre Modaspor şampiyon olacaktır. ÖU) Bu nedenle 1955 senesinde 2 takım Türkiye Basketbol Şampiyonu olmuştur. Bu olayın sonunda Fenerbahçe idarecileri ceza heyetine sevk edildiler. Ayrıca dönemin Federasyonu Fenerbahçe' ye 2000 liralık bölge cezası kesmiştir. 1955'te verilecek kupa ise ikiye bölünmüştür. Bu yarım kupalardan biri halen Galatasaray Müzesi'nde sergilenmektedir." "Bazı" sözleri söylerken "çok dikkatli olmalısınız"; yoksa, çıkıp "Bizi yargılayacaktır" dediğiniz "tarih", sizi utandırır!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.