Alper'e bu paralar verilemez!..

A -
A +
"5-6 milyon euro" ve "artı futbolcu" haberleriyle başladı Alper Potuk'un transfer masalları, sonra işe medyada "Fenerbahçe'nin adı da karıştırılarak" taaa "10 milyon eurolara kadar" çıktı!..
Bilinmelidir ki, 22 yaşında ve henüz "olmamış" bir futbolcu için "bu parayı verecek olan başkan ve yönetimler", hem kulüplerine, hem futbola ve hem de "UEFA kriterlerine" ihanet etmiş olacaklardır!..
Yıllardan beri görülmüştür ki, "böyle paraları" sırf "birbirlerini transferde yenme uğruna veren" ve de "Benden sonra tufan" diyen, kulüplerini "babalarının çiftliği gibi yöneten" ama "babalarının çiftliği gibi görmeyen (Zira görseler, bu paraları vermezler, çünkü onlar, babalarının, yani kendilerinin çiftlikleri ve paralarıdır)" yöneticiler, UEFA kriterlerinin uygulanacağı sezona 5 kala, işte bu yüzden kulüplerini "gırtlağa kadar borç içinde" bırakmışlardır!..
Size son 10 yılda "böyle paralar ödenen ya da daha fazlası istendiği için ödenemeyerek kulüplerinde kalan" bir yığın futbolcu örneği veririm; "verilen paralar heder olmuş", dahası "verilmeyenler" için de sonradan "İyi ki vermemişiz" denilmiştir!..
Mehmet Topuz'dan, Sercan'a, hatta Amrabat'a kadar; say say bitmez!..
İki yıldır seyrettiğimiz Melo, "şu andaki verimi bakımından" kaç tane Alper eder?..
Melo için "5 milyon euro bile vermeyen" bir yönetim, Alper'e "neden" medyada telaffuz edilen ve Eskişehirsporlu yöneticilerin de ima ettiği rakamları versin?..
Alper'in geleceği "son noktanın" da "Mehmet Topuz örneği olmayacağını" kim garanti edebilir?..
Ne yazık ki, "alt yapısızlık", ülkenin en büyük kulüplerini "genç futbolcu transferinde tam da rulet oynamak gibi bir kumar riski ile karşı karşıya bırakmakta" ve bu yüzden de, "büyükler çarkı, çok pahalı alınan gençleri öğüten birer kıyım değirmeni" oluvermektedir!..
Üstelik İstanbul'un "bu gençleri kolayca öğüten" bir "tatlı hayat geceleri şehri olduğunu" da unutmazsak, söyleyin bana, "verilenin, sokağa atılmış olma ihtimali" sizce yüzde kaç olacaktır?..

İbrahim Başkan!..
Daha geçirdiği ilk krizden sonra, "görevi bırakmama kararını açıkladığında" içim "cızzz" etmişti; "Yapma be başkan, canını ortaya koymaya değmez" demiştim içimden...
Sonra "gene oldu", sonra...
Spor adamlığı da, siyasetçiliği de "örnek gösterilecek" kişilerdendi, İbrahim Başkan!..
Trabzonspor'un başlattığı "Anadolu devrimi bayrağını, uzun yıllar sonra Bursaspor'da şampiyonluk burcuna dikerek", herkese ilân etmişti; "Bundan sonra biz de varız!.."
"Bu", onun Türk Sporuna, Anadolu kulüplerine vasiyetiydi!..
Nur içinde yatsın ve mekânı cennet olsun!..
Spor camiamıza, Bursalılara, ailesine, dost ve arkadaşlarına sabır ve başsağlığı dilerim!..

Ekrem Memnun'a mesaj!..
Galatasaray'da da "kendi hatalarının faturasını başkalarına (hakemlere) ciro eden, takımının başarısızlığındaki büyük payını saklamak ve hedeften kaçmak için bahaneler uyduran" bir teknik adam var; Kadın Basketbol Takımı'nın koçu Ekrem Memnun!..
3-0, bilemediniz 3-1 kazanılacak bir şampiyonluğu elleriyle "Fenerbahçe'ye teslim ettikten sonra" söyledikleri utanç verici!..
Evet, "kendini kurtarmak için sarı-lacivertli takımın başarısını lekelemeğe kalkışmak", gerçekten ayıp, hem de çok ayıp!..
Gerçi bu hastalıklı çarkı çevirmek, "benzer şekilde" ve futbolda iki yıldır "moda hâline" getirildi ama, "bu konuda durmadan taciz edilen" bir kulübün bir teknik adamının "aynı yola baş vurması" hem yakışık almadı, hem de kabul edilemezdi!..
Sayın koç, söyleyebilir mi bana; göreve geldikten sonra final mahiyetindeki kritik maçlarda başarı bilânçosu nedir; kaç maçı kazanabilmiş, kaç maçı kaybetmiştir; üstelik neden ve nasıl kaybetmiştir?..
İnsan, "başarmışların başarısına çamur atacağına", işte orada arşivlerde duran maç istatistiklerine ve analizlerine bakarak, başını önüne eğer ve susar; üstelik "başaranları da alkışlar!.."
Galatasaray Koçu'na yakışacak olan da budur!..


Haftanın sorusu!..
Hem anlı şanlı spor medyamın büyük bölümüne, hem de Aykut Hoca'yadır sorum:
Türkiye Kupası yarı finalinde, hem de uzatma bölümünde "Kuyt ofsayt olmayan bir pozisyonda takımını 2-1 öne geçirecek golü atsa ve de hakemler 'ofsayt' diye bu golü saymasalar, sonunda penaltılarla Fenerbahçe elense", ne yapardınız?..
Onu bile bıraktım; yorumlarda, maç yazılarında "satır aralarında bile göremediğim" bir başka pozisyon vardı, maçta. Hem de ilk yarıda; sanıyorum Yobo ceza alanı içinde, bir takım arkadaşıyla beraber aralarına aldıkları Necati'yi arkadan itiyor ve de Necati abartılı bir şekilde kendini yere atıyor, "hakem oyunu devam ettiriyordu"; bu pozisyon için "penaltı ve kırmızı kart" diye kıyametleri koparmaz mıydınız?..
"Spor medyamızın büyük bölümünün büyükler bakımından yolu izi zaten belli" de, ey durmadan "hak" diyen, "ter" diyen, "emek" diyen Aykut Hoca, senin "neden" sesin sedan çıkmadı; yoksa "Rabbena, hep bana" diyenlerden misin?.. 


Komedi!..
Gazetelerde haber: "Show TV'nin merakla beklenen dizisi Salih Kuşu, olaylı bir başlangıç yaptı. Dizide Galatasaray bayrağının çöpe atıldığı sahne sarı-kırmızılı taraftarın tepkisini çekti. Tepkiler üzerine Twitter'da açıklama yapan dizinin senaristi Gani Müjde, 'Çöp sahnesi senaryoda yoktu. Sahne atıldı ve ekleyen arkadaşa gereken ceza verildi. İncinen arkadaşlardan sorumlu olmasam da özür dilerim' dedi."
"Senaryoda olmayan sahne, önce atılmış (???)", sonra "yeniden eklenmiş (???), ekleyen (???) arkadaşa da ceza verilmiş" ve "sorumlu olmadığı hâlde (???) o özür diliyormuş!.."
Siz "özür açıklamasına" bakın; yahu bu dizinin yapımcısı, yönetmeni, Show TV'nin sorumlu yetkilileri yok mu, özür dileyecek?..
"Özür" kala kala, kendini kurtarmak isteyerek "Ben böyle bir şey yazmadım" demeye getiren "senarist" Gani Bey'e mi kaldı?.. Gani Bey'in "ciddi açıklamaları" da mizah galiba!..


Hatırla!..
"Alkışlamamaya bahane"; hem de en ünlü yorumcularımızın bile yazıp çizdiği bahane; "Sulu maçı unutmadık da ondan!.."
El insaf; "sidikli, gübreli" maçın yanında, hiç "sulu" maçın lâfı mı olur?..


UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.