Suç, böyle mi önlenir?..

A -
A +
Spor adına, ahlâk adına "utanç verici" bu kaçıncı karar, ey benim Futbol Federasyonu'mun Disiplin ve Tahkim Kurulu üyeleri, söyleyin bana "ne yapmak" istiyorsunuz?.."Tükrük değil, sıvıydı ağzından çıkan" diyerek cezasının dörtte üçünü kaldırdığınız ve hadi "tükürmedi" diyelim ama "ülkenin en iyi hakemlerinden birine, FIFA kokartlı bir hakeme dünyanın her yerinde ne anlama geldiği bilinen" o iğrenç "halka hareketini yapan" kişiye verdiğiniz "cüz'i" ceza kararının "hangi yolu açtığını", "aynı" kişinin çok geçmeden "rakip takımın kaptanlarından ve de Türk Milli Takımı oyuncularından birine"  tribündeki on binlerce, TV başındaki yüz binlerce seyircisi önünde yaptığı hareketle görüldüğü hâlde, "bu defa"  verdiğiniz cezaya bakın ve bu cezanın "kamu vicdanında açtığı" yarayı düşünün!..El insaf, sizler hukukçusunuz, hem de anlı şanlı hukukçularsınız!..Hiç mi okumadınız, Türk Ceza Kanunu'nun "Şerefe karşı suçlar" bölümündeki "hakaret" suçu ile ilgili "125'inci" ve de "Genel Ahlâka Karşı Suçlar" bölümünde "Hayasızca hareketler" suçu ile ilgili "225'inci" maddelerini?..Ben hatırlatayım:"MADDE 125. - (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ya da yakıştırmalarda bulunmak veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.""MADDE 225. - (1) Alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."Aslında "bu maddelere göre Kadıköy Cumhuriyet Savcıları'nın hakim huzuruna çıkarabilecekleri" Meireles'e, ki "bu iki maddede yazan cezalar 3 aydan iki yıla kadar" gidiyor, siz "sporla, spor etiğiyle, genel ahlâkla alay eder gibi" iki ayrı olayda "vere vere birinde 3, birinde 4 maç ceza veriyorsunuz"; vay canına!..Volkan'a "5 maç", Meireles'e "4 maç" öyle mi?..Adam, sadece "önce hakemimize manası da çok çirkin olan çok çirkin bir hareketle hakaret etti, şeref ve onuru ile oynadı", sonra baktı ki, "komik bir ceza geldi", bu defa "aynı hakareti" Galatasaray kaptanına, mili takım oyuncusuna "çok daha belirgin ve sürekli hareketler" ile yaptı ve resmen ve de alenen "Türk sporuyla, spor ahlâkı ile, disiplin talimatları ile, Disiplin ve Tahkim Kurulları ile alay etti" ve "Ben, bütün bunları hiçe sayarım" dedi, "ilk cezanın onu yola getirmediğini" gösterdi ve sizler de "onu" gene 'hiç mertebesindeki" bir ceza ile ödüllendirdiniz!..Hiç bana "Efendim, ne yapalım elimizdeki talimatlar böyle" falan demeyin!.."Sabıka" ve "mükerrer suç" mefhumundan da mı haberiniz yok?..Elbette, "sabıka ve mükerrerlik maddesine sokmamak" ve de sadece "bazı olaylarda" suçları neredeyse halının altına süpürmek için "maharetle" kullandığınız  "o başka bir suçtu, bu başka bir suç" güldürmecesine baktığımızda, haberinizin olduğu, hem de "çok iyi olduğu" ortada!..Devam edin, devam edin ki, Meireles gibiler, "hayasızlığın, hakaretin, ahlâka aykırı hareketlerin dozunu" daha arttırsınlar!..Soruyorum; "Maça gelmiş çocuklar, bu olayın TV görüntülerini seyreden çocuklar" konusunda ne düşünüyorsunuz?..Biriniz "çok ceza veriyor", öteki indiriyor!..Biriniz "az ceza veriyor", öteki "Ceza az ama benim yapacağım bir şey yok, itiraz eden olmadığı için benim cezayı arttırma yetkim yok" diyerek onaylıyor!..Halk vicdanını fena hâlde rahatsız eden bu senaryo defalarca sahneye konduğu hâlde, Federasyonun Hukuk Kurulu da "itiraz hakkını kullanmıyor" ve "böyle gelmiş" böyle gidiyor!..Gönlü istediğinde, bir gecede "bütün bir talimatı değiştiren" Futbol Federasyonu da, sadece bir maddede "bu garabeti düzeltecek" bir değişiklik yapmıyor, yapamıyor!..Ne diyelim, böyle başa, böyle karar!..Ve de bir ilâvem var; benim anlı ve de şanlı spor medyamdaki, Meireles'i koruyan ve kollayan "O çok temiz çocuktur, bugüne kadar sicili tertemiz, bütün suç hakemde" diyerek, "Avrupa'da iftihar ettiğimiz" bir hakemimizi yok etmeye çalışan yorumcu ve de yazar / çizer arkadaşlarına soruyorum; vicdanınız sızlıyor mu?..

Müthiş bir karar!..Galatasaray  Yönetimi "son yılların en tesirli ve en doğru kararlarından birini" aldı; "Bu başkanı kale almıyoruz, cevap vermeyeceğiz!.."Çok değil, "Ünal Aysal yönetimi iş başına gelene kadar" Galatasaraylılarda, "bu başkanla ve kulübüyle karşı karşıya kalınan" her olayda "fena hâlde görülen" bir "Fenerbahçe kompleksi" vardı!..Ama, "iki yılda olanlar", bu görüntüyü tersine çevirdi; şimdi "en azından Fenerbahçe Başkanı'nda ve yönetiminde, hatta teknik direktöründe" tam bir  "Galatasaray kompleksi" olduğu ortada; "Galatasaray ile yatıp, Galatasaray ile kalkıyorlar!.."Temennim, Galatasaray yönetiminin bu kararının Galatasaray'ın teknik adamları ve futbolcuları tarafından da uygulanması!.."Susmak ve cevap vermemek", bazen "en iyi cevaptır"; Galatasaraylılar bunu çok iyi bilmeli!..

Şaşırmama, şaşıranlar!..Dostlar bir arada spordaki olayları tartışıyorduk, "Bu sezon en şaşırdığım olaylardan biri de Samet Aybaba'ya Beşiktaş taraftarının yaptığı ve Başkan ve yönetiminin de göz yumduğu ve hatta desteklediği nankörlük gösterileri" dedim, bir Beşiktaşlı arkadaş lâfı gediğine koydu:"Süleyman Seba gibi bir efsaneye bir zamanlar neler yapıldığını ve başkanlıktan istifasının nasıl sağlandığını ne çabuk unuttun Öcal Abi, şimdi  Samet Aybaba'ya yapılanlara şaşırmana da ben şaşırıyorum!.."


Perhiz ve turşu; bir!..
Fenerbahçe Genel Sekreteri Talat Yılmaz "Gündem Özel" programında açıklamalar yaptı ve "çok doğru bir söz" söyledi; "Şiddet ve düzensizlik nasıl önlenirin bir parçası da birbirimize laf yetiştirmeyi bırakalım. Medeni insanlar gibi aramızda diyalog kuralım. Bu işi biz sona erdirelim."Bunu söyleyen Yılmaz'ın açıklamalarının neredeyse "her 2–3 paragrafından biri, Galatasaray'dı, Galatasaray'ı ve Başkanını iğnelemekti, verip veriştirmekti!.."Gazetecilerin sorduğu "Fenerbahçe'nin UEFA Ligi'nde oynayacağı yarı final maçı için Lizbon'a gider misiniz" sorusuna, son derece centilmence ve "kulüpler arasındaki gerginliği yumuşatmak için" verdiği, "Neden gitmeyeyim, davet ederlerse düşünürüm" cevabını bile, "ters yüz ederek", sanki "fol yok yumurta yokmuş" da, Ünal Aysal "kendi kendini davet ettirmek istiyormuş" senaryosuna dönüştürmek, neyin nesi oluyor, sayın Yılmaz?..Ya, "Bizim anamızın ak üstü gibi helal işler yapıyoruz ve bundan da gurur duyuyoruz. Bu yaptığımız işler de Türk milletinin yararına. Herkese kapılarımız açık. Yok çilek getirdim, yok böcek getirdim. Çilek ömrü olmayan bir meyve. Bizde insanları er kişi arıyoruz. Gönlünü verecek, fedakarca, Mehmetçik olacak sporcular arıyoruz. Onlara isim takmak bizi şüpheye düşüyoruz"  sözü?..Sözünüzde "gizlenmek istenen" manaları bir yana bırakıyor ve soruyorum;  "İyi ki, artık size cevap vermiyorlar, yoksa çıkıp 'Miereles gibi mi' deselerdi, ne cevap verecektiniz?.."

Perhiz ve turşu; iki!..
Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, derbide olanlarla ilgili olarak yaptığı açıklamada dedi ki; "Bugün, sporu insanlığın yücelmesi için en önemli araçlardan biri olarak gören bir spor adamı olarak utanıyorum."Açıklamasını da şöyle bitirdi; "Biz Galatasaray Spor Kulübü olarak ve hiç bir forma ayırımı yapmadan hukuki ve sosyal her mecrada bu tür eylemlerin takipçisi olmakta kararlıyız."Ey sevgili Başkan, "utanmana" ve de "takipçi olmanıza" bir spor insanı olarak memnun oldum ama, lütfen söyleyin bana; "Bugüne kadar saha içinde ve dışında son derece çirkin hareketler yapan, sözler söyleyen, çirkin bazı olayların baş aktörü olan futbolcularınıza, teknik adamlarınıza kulüp yönetimi olarak ne yaptınız?.."Disiplin kurullarının verdiği "haklı" cezalara karşı "itiraz etmekten" başka?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.