Galatasaray'a Aysal darbesi!..

A -
A +


"Bugün gelinen noktayı" geçen hafta tam da bugün "sanki Ünal Aysal'ın beynindeymişim gibi" yazmıştım; "Aysal'ın yanlış hayali" başlığı ile!..
Ne yazık ki, Ünal Aysal "yanlış hayalini" gerçekleştirmek üzere harekete geçti ve  "resmi açıklamasında yer alan" ve de beni kahkahalarla güldüren "yorgun yöneticiler" gerekçesiyle aldığı "seçimli olağanüstü kongre" kararı ile  "şah / mat" hamlesini yaptı!..
"Bu hamle ile mat edilecek" kişiler, "yaptığı yanlışları ve yerine getirilmesi gereken doğruları" Başkanın ve onun "kayıtsız şartsız" yanında olanların yüzlerine karşı cesaretle söyleyenler ile "Fatih Terim'in arkasında kale gibi duran" yöneticilerdi.
Çok yakında görülecektir ki, "gülünç yorgunluk gerekçesini sağlayanların çoğu" Aysal'ın "seçimli olağanüstü kongreye sunacağı listede" yer alacaklar, "Ne yorgunluğu, başarılı olan ve çok iyi işler yapan bu yönetim yasal süresi olan 3 yılını doldurmalıdır, sadece kalan bir yıl için seçilecek yeni bir yönetime ne gerek var" diyenler ise "tasfiye edileceklerdi!.."
Aysal, "dikensiz gül bahçesi" istiyordu; kulübü "her sözünün emir telakki edileceği bir holdingmiş gibi, kendi holdingiymiş gibi" yönetmek istiyordu; "öyle" bir yönetim çarkını hayalden, gerçeğe çevirmek istiyordu!..
Tasfiye edeceği yöneticiler ve de Fatih Terim, iki yıllık çalışmaları ve "başarıları ile", Aysal'ı "bu operasyonu yapabilecek güce eriştirmişlerdi", artık Aysal'ın onlara ihtiyacı yoktu; "onlar gidecek", kulüpte "yalnızlaştırılmış" Fatih Terim de "kendisi gitmek zorunda bırakılacak" ve böylece "Terim ve yönetimdeki Terimcilere karşı yazılan darbe senaryosu" tamamlanacaktı; Ünal Aysal'a hayırlı olsun!..
Olsun da, benim de Ünal Aysal'a bir sorum olacak; "Bizans'tan kalma senaryoları hatırlatan böyle bir senaryoyu uygulamaya koyan bir Başkan'a, bundan böyle Galatasaray camiasında kim ve nasıl güvenecek, inanacak?.."
Geçen haftaki yazımda demiştim ki:
"Gerçek ortadadır; hem Galatasaray yönetiminin ve özellikle başkan Ünal Aysal'ın 'beraberce' mesela hem Ali Dürüst'e ve Adnan Öztürk'e, hem Sedat Doğan'a ve Abdürrahim Albayrak'a ihtiyacı vardır!..
Ünal Aysal, 'dolduruşa gelmemeli' ve 'tek kişiye dayalı ve tek sesli bir yönetim hayalinden' vazgeçmelidir!..
Galatasaray artık 'başkanın kaldıracağı elle alınacak kararlar ile yönetilen bir kulüp' olmamalıdır!..
 'Çoğunluğun kaldıracağı ellerle yönetilen bir kulüp'; işte 'Galatasaray'ın geleceğinin teslim edilmesi gereken' yönetim sistemi budur!..
Tabii, Rus oligarklara, petrol şeyhlerine özenilmiyorsa!.."
Çok açıktır ki, Bülent Tulun ve Lütfi Arıboğan arasında bırakılacak olan "yalnızlaştırılmış" Terim'in "nefes alamayacağı" bir Florya, Galatasaray'a hayır getirmeyecek ve kısa sürede "Terimsiz" kalacaktır!..
Sarı-kırmızılı camia, "Aysalsaray'a dönüştürülecek" bir Galatasaray yüzünden parça parça olacağından, "Avrupa'nın en büyük 10 kulübünden biri olmak" yerine, "aynı" yönetim hastalığı sebebi ile son yıllarda "başlarına gelmeyen şey kalmayan" Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor ile yarışmaya devam edecektir!..
Uyarıyorum; Aysal, Galatasaray için "çok tehlikeli ve riskli" bir seçim oyununun içine girmiştir; "hiç olmazsa bundan sonra atacağı adımlara aklıselim hakim olmazsa" ve de "tek adamlık" ısrar ve inadını sürdürerek "listesine de bu damgayı vurdurursa", taraftarı ve camiayı "hemen" karşısında bulacağını çok iyi bilmelidir!..
Galatasaray'da, "Galatasaray'ın Aziz Yıldırım'ı olmaya özenmek" geçmez!..  

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.