Milli Takım var mı?

A -
A +

Okuyucularımdan birkaç mail aldım; "Neden Milli Takım konusunda tek satır yazmıyorsun" diyorlar!..

Aslında demem gerek ki; "Milli Takım var mı?..""Neden" Milli Takım Teknik Direktörlüğü'ne getirildiğini bilmediğim ve de anlamadığım bir teknik adamın "deneme tahtasına çevirdiği" bir takım için "Milli Takım" diyebilir miyiz, bilmiyorum!..Gerçi "çok kötü futbollarla çok kötü sonuçlar alan" ve de "Türk Milli Takımı" denilerek istatistiklere, puanlamalara geçtiği için, FIFA / UEFA sıralamalarında durmadan aşağılara düşen bir takım var ortada ama, "benim gönlüm" bu takıma "Türk Milli Takımı", başında olan kişiye de "Türk Milli Takımı'nın Hocası" demeye bir türlü razı olmuyor!..Onun için yazmıyorum ve Futbol Federasyonu, Milli Takımı ciddiye alıp, başına "doğru dürüst bir kadro seçecek ve bu kadroya doğru dürüst futbol oynatacak bir hoca getirmedikçe", ben "Milli Takım ile ilgili yazı yazmayacak, yorum yapmayacağım!.."  
Mahmuti ve N'dong!.. Galatasaray Basketbolu ile ilgili olarak arada bir yazıyorum.Geçen yıl, "Oktay Mahmuti'ye ağır eleştirilerim" olmuş ve de çok Galatasaray taraftarından, "haksız olduğuma dair" mailler almıştım!..Mahmuti, "Türkiye'nin en pahalı basketbol takımının başında idi" bu sezon ve Anadolu Efes, finale bile kalamadı!..Sanırım, "Mahmuti hakkındaki görüşlerimden dolayı bana ağır mailler gönderen" bazı Galatasaraylı taraftarların bana "özür borcu" var!..Bu arada benim de bir özür borcum var; sezon başında Galatasaray'ın Senegalli pivotu "Boniface N'dong için" oldukça ağır eleştiriler yazmıştım.N'dong sezon sonunda beni fena hâlde mahcup etti; ondan da, onu transfer ettiren Galatasaray Koçu Ergin Ataman'dan da "haksız eleştirilerimden dolayı" özür diliyorum; beni utandırdılar!.. 

Neden?.. 
"O güne kadar" teknik adamlıkta "dişe dokunur bir kariyeri ve başarısı yoktu", Aziz Yıldırım, "Aykut Kocaman'ı Fenerbahçe'ye hoca yaptı", neden?.."Azizsilin terapisi devam etsin" diye; zira Aykut Kocaman'ın "buna bir itirazı yoktu!.."Şimdi "benzer bir olayı" gene yaşıyoruz; Aziz Yıldırım "Ersun Yanal" diyor ve "Azizsilin terapisine alışık" Aykut Kocaman da "Evet, Yanal olmalı" diyor!..Aziz Başkan'ın "Yanal" demesinin sebebi belli de, Aykut Hoca neden "Yanal" diyor acaba?..Ne dersiniz, "kendisinden sonra, başarılı olabilecek bir hocanın gelmesini istemiyor" olabilir mi?

Öztürk neden harcandı?.. Ünal Aysal, "sakin ve sessiz" Ali Dürüst'ü harcayabilirdi, harcadı!..
Ama, herkesin "arkasında İnan Kıraç var" dediği "gür sesli" Adnan Öztürk'ü nasıl harcadı?..İşte, "Aysal Darbesi'nin en önemli şifrelerinden biri" bu soruda yatıyor!..Adnan Öztürk, "Galatasaray Adası işletmecisine karşı bayrak açmıştı", yönetimde!..Aysal'ın, "İşletmecisinin yasal olmayan, ruhsatsız eklemelerle büyüttüğü" iddia edilen Ada tesislerindeki birçok Galatasaraylıya "Peşkeş mi çekiliyor" dedirten kira tablosunun iptali için hiçbir şey yapmamasına, dahası "devamından yana ağırlık koymasına" Öztürk isyan etmişti!..İşte tam bu sırada İnan Kıraç, Adnan Öztürk'e "Bu konuda Başkan'ı desteklemesini" tavsiye etmiş, ama Öztürk reddetmiş; "Sonuna kadar bu konunun peşinde olacağım" diye!..İnan Kıraç için "Adnan Öztürk bitmişti" ve Ünal Aysal onu da tasfiye etti!..Şimdi "bir gazeteci merakı ile" soruyorum:Galatasaray Adası İşletmecisi, İnan Kıraç'ın başında olduğu Galatasaray Vakfı'na destek oluyor mu?..Ünal Aysal, elini vicdanına koyarak söylesin; "Galatasaray Adası'nın işletmesine karşılık, işletmeciden alınan kira Ada'nın gerçek değeri midir?.." 


"Eğri sistem" kurbanı!.. Yılmaz Vural hâlâ çırpınıyor; "Ben varım, neden Fenerbahçe'de, neden Milli Takım'da bana görev vermiyorlar?.."Bana göre çok haklı!.."Bilgili, ilgili, samimi, dobra dobra, inandığı doğruları söylemekten kaçınmayan, başaltı takımlardan tutun da, düşen-kalkan takımlara kadar çalıştırdığı ekiplerde başarılı" bir hoca, Yılmaz Vural!.."Meydanda olanların, adları geçenlerin" çok çok "birkaç tanesi hariç", geri kalanından "önde olması gereken" bir teknik adam, o!..Ama, olmuyor, oldurulmuyor!..Neden?..Türk Futbolu'ndaki "eğri" sistem!.. 

Pansuman yetmez!.. Sporda, futbolda şiddeti önleyecek olan iki önemli adım vardır:1) 6222 sayılı kanun ile bu kanunda değişiklikler yapan kanunun ciddiyetle ve tavizsiz uygulanması,2) Doğru dürüst bir Kulüpler Yasası'nın çıkarılması!..Bu iki şart yerine getirilmedikçe, "maçların öğleden sonra değil, sabahın köründe bile oynanması" fazla bir şey değiştirmez, "ağrıyı hafifleten bir pansumandan öteye gitmez", dahası hem tribün gelirlerinde, hem naklen yayın gelirlerinde önemli düşüşlere yol açar ve kaybedenler de zaten "mâli bakımdan zor durumda olan" kulüpler olur!..


"Boş oy" çağrısı!.. Galatasaraylılar, "Kulübünüzü kendi holdingi gibi yönetmek isteyen" bir "müstafi başkan" var karşınızda!..
"Seçimli" genel kurula tek liste ile gelecek!..Benim gazetecilik dönemimde (57 yıl) "kulüp yöneticiliği bakımından" Aysal'ın listesindekinden "daha zayıf" bir kadroya rastlamadığımı rahatlıkla söyleyebilirim!..Aysal için, tam bir "dikensiz ve de sessiz" gül bahçesi, Başkanı yedekleyecek bir başka bülbülü bile yok!..Belli ki kendisi ve listesi seçilecek!..Hiç olmazsa, "boş oylar ile" onu uyarın, "Galatasaray'ın sahipsiz olmadığını" ve de "yaptığı emrivakinin onaylanmadığını" gösterin!..Eğer "boş oylar", Aysal'ın listesine verilecek oylarla dengede olursa, "Ben Başkanım, istediğimi yaparım" diyemeyecek ve Genel Kurul'un verdiği dersi, görev süresince unutamayacak!..Yoksa kulüpte "Aysalsilin terapisi" başlayacak ve kontrol edilmesi de mümkün olmayacak; Galatasaraylılar uyanın ve etrafınızı da uyandırın!.. 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.