Fenerbahçe'nin açmazı!..

A -
A +
3 Temmuz sürecinin başladığı günden beri, bir yığın yazar / çizer / yönetici / teknik direktör / futbolcu "Fenerbahçe de, onun başkanı ve yöneticileri de şikeye karışmamıştır, ceza falan almayacaklar" diye TV'lere, gazetelere konuşur, programlar düzenlenir, yazılar yazılır, yorumlar yapılırken, "yargıyı etkilemiyorlar" da, Galatasaray Başkanı "bir arkadaş sohbeti" sırasında "Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım ceza alabilir, bu da futbolumuz, hepimiz  için kötü olabilir" deyince, konuşmanın sadece "Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım ceza alabilir" tarafını öne çıkartıp, kıyameti kopararak Ünal Aysal hakkında "Yargıyı etkiliyor" diye suç duyurusunda bulunmanın komikliğine gülmüştüm!..
Dahası, Fenerbahçe başkanlığının yarısından fazlasını "Yabancı transferi bütünüyle serbest bırakılmalıdır, aksi hâlde Avrupa takımlarıyla rekabet edemeyiz" tezini savunmakla geçirip, "Galatasaray  Drogba / Sneijder hamlesi" ile "çok öne geçince" ve "bu sezon da atağa devam edeceği belli olunca", bu defa "tam tersi bir görüş için Federasyona baskı yapmaya çalışmasına" da gülüyordum!..
"Alper Potuk'un Galatasaray'a transferinin oldurulmayacağı" ve "bunun arkasında da Ersun Yanal'ın bulunacağı" konusundaki görüşümde de, "Aykut Kocaman / Ersun Yanal değiş tokuşunun olabilirliğinin" çoktan beri düşünüldüğü yönündeki düşüncemde de haklı olduğumu gösterecek haberleri okudukça da, gülmesem bile gülümsüyordum!..
İşte bu sırada UEFA'dan gelen "şok bir haber" her şeyin önüne geçti ve ortada ne gülme kaldı, ne gülümseme!..
Zira, "eğer UEFA Disiplin Müfettişi'nin istediği cezaları UEFA Disiplin Komitesi kesinleştirirse", en büyük darbeyi Fenerbahçe ve Beşiktaş ile beraber bütün bir Türk Futbolu, hatta sporu, hem de Galatasaray'ı ile Trabzonspor'u ile yiyecektir!..
Mesela ve tıpkı, bir zamanlar "Liverpool'un, seyircisinin ölümlü şiddet olaylarına sebep olmasından dolayı yediği darbenin, bütün İngiliz Futbolu'nu ve sporunu derinden etkilemesi" gibi!..
Şike süreci başladığında Aziz Yıldırım "Ben ve arkadaşlarım suçsuzuz, Fenerbahçe şikeye bulaşmaz ve bulaştırılamaz. Yargılama sonunda aklanacağız, bunu herkes görecek. Aklanana kadar Fenerbahçe'deki görevlerimizden ayrılıyoruz ve kulübün üzerindeki şaibe ve risk bulutlarını dağıtıyoruz. Bu, süresi belli bir bayrak değişimi olacak ve gelen arkadaşlar Fenerbahçe'ye en az bizim kadar iyi hizmet edeceklerdir" diyerek gereğini yapsa idi, "sarı-lacivertli kulübü rahatlatacak, sportif olarak da, idari olarak da önünü açacak" ve "Fenerbahçe için bugünkü zor ve riskli tablo" ortaya çıkmayacaktı!..
Ne var ki, "başarılarda, güzel ve iyi günlerde" hep "Ben" diyen, ama "sıkıntılı, zor günlerde" kendisinin de, arkadaşlarının da önüne "Fenerbahçe'yi kalkan gibi koyan" Aziz Başkan, inadına inadına, hatta "mahkemenin mahkûmiyet kararından sonra" bile "Bir genel kurul toplayarak, Şike dosyasında adı geçen bütün yöneticilerle beraber, kendisini yeniden seçtirdi" ve "FİFA / UEFA başta" herkese meydan okudu!..
"Önündeki Fenerbahçe kalkanını kaldırmak istememiş", dahası "bu ısrar ve inadın, Şike süreci bulutunu sarı-lacivertli kulübün üzerinde dolaştırmaya devam ettireceği" uyarısında bulunanlara da "Ederse etsin, size ne" demeye getirmişti!..
"Panik içinde yapılan" kulüp açıklaması, tam bir "çelişki" yumağı; bir taraftan savunmanızı "Futbol ve futbol adaleti bağımsızdır, siz mahkeme kararına ve mahkeme dosyalarına bakarak karar veremezsiniz" temeli üzerine kuracaksınız, sonra da dönüp "Öyleyse Yargıtay kararını bekleyin, o karara kadar kararınızı erteleyin" diyeceksiniz, olur mu, "uluslar arası spor hukukçusu" Şekip Mosturoğlu, olur mu?..
Bir cümle de Galatasaraylılara; "sarı-kırmızılı kulüpte Aziz Başkan'ın 'Ben' rotasına giren" bir "başkan adayı" var ve de 22 Haziran genel kuruluna da "daha vakit var"; iyi düşünün!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.