Nerede o bülbüller?..

Evet, "nerede" o bülbüller?.. "Türk Futbol Federasyonu kararını vermiş, artık UEFA neden bu işe karışsın?.. Birileri Türkiye'de hedeflerine varamadılar ve Federasyonun kararı ile nakavt oldular, şimdi UEFA'yı kaşıyorlar ve işin içine sokmak istiyorlar ama nafile!..UEFA'nın bu işe karışacağı yok, zaten onun hukuk standartları da böyle bir müdahaleye imkân ve fırsat vermiyor, bu iş bitti" şeklinde özetlenecek görüşlerini aylarca TV ekranlarında anlattılar, gazetelerde yazdılar, çizdiler!..

Bizler "Yooo, kazın ayağı öyle değil" diye yazdığımızda, ne cahilliğimiz bırakıldı, ne Fenerbahçe düşmanlığımız!..

Bu "ninniler" ile, Türk Spor Kamuoyu'nu ve özellikle Fenerbahçe camiasını ve taraftarını uyutmaya çalışanlar ve kandıranlar, bakıyorum UEFA'dan gelen ve gazetelerimizin "nedense" manşetlere "Şok haber" diye çıkartılan "iki büyük kulübümüzün ve yöneticilerinin ceza istemiyle Disiplin Kurulu'na sevk kararından sonra"  ortalıkta görünmez oldular!..

Gazetecisiyle, spor yazarıyla, yorumcusuyla ve de "CAS'tı, MAS'tı, onun hakimiydi, uluslar arası spor hukukçusuydu" denilen ya da bu nitelemeler yakıştırılan anlı ve de şanlı UEFA uzmanlarımız (!) idi, bunlar!..

Ama bugün ortaya çıkan acı tabloda, sadece Fenerbahçeli, Beşiktaşlı yöneticiler değil, şike dosyalarında adı geçen ve de Şike Davası'nda yöneticileri, teknik adamları, profesyonelleri için mahkûmiyet kararları çıkan daha bir çok kulübün yöneticileri de panik içinde. Dahası "eğer UEFA Disiplin Müfettişi tarafından istenen cezalar Disiplin Kurulu'ndan çıkarsa", Süper Lig'de takımı olan bütün kulüplerimizin yöneticileri de tir tir titreyecek; zira "sadece futbolumuzda değil, sporumuzda her şey alt üst olacak" ve "inerse" UEFA'nın "balyoz gibi" kararı Türk Futbolu'nun, Türk Sporu'nun başına inecek!..

Bir ülke düşünün, "eğer Disiplin Kurulu'nda cezalar çıkarsa, şikeden yöneticisi ve teknik adamı hem mahkemelerde, hem UEFA'da  mahkûm olmuş, hem de kulüp olarak kendisi ceza almış" bir kulübün o günkü başkanı, "Futbol Federasyonu Başkanı" yapılmış!..

Dahası, aynı zamanda "kulübünü gırtlağına kadar borca sokan" ve de "bu yüzden UEFA'nın bir yıl Avrupa Kupaları'na katılmama cezası verdiği aynı kulübün o zamanki  ve de bu batık tablodan sorumlu başkanıdır" da, bu Federasyon Başkanı!..

Bitmedi, hem de "UEFA'ya gerçek olmayan belgeler göndererek kulübünün ceza almasının önüne geçmek istediği ortaya çıkan" bir Başkan!..

Şimdi, siz UEFA yöneticisi olsanız, "böyle bir başkanı olan" bir federasyonun "aldığı hangi karara, inanır ve güvenirsiniz?.."

Bakınız, tıpkı devekuşları gibi "kafamızı kuma gömdüğümüz zaman, bizleri kimsenin görmediğini" zannediyoruz!..

"Her gün yasalı / yasal olmayanı milyarlarca dolarlık paranın döndüğü" oyunlarda, bahis oynayan "milyonlarca insanın paralarını ceplerine indirmek için" bütün dünyada "şikeli maç kumpasları kuran" bahis mafyalarına Birleşmiş Millerler / AB /  İnterpol işbirliği ile savaş açılır ve FIFA / UEFA gibi uluslararası spor kuruluşları bu savaşta en sert tedbirleri almak zorunda bırakılırken, hâlâ "durumun ciddiyetini kavrayamamış" bir ülkede yaşıyoruz; eyvah ki, ne eyvah!..

Ülkeyi "uyutarak", kamuoyunun gerçekleri bilmesinin, öğrenmesinin önüne geçen "bülbüller" şimdi sustular ama ne yazık ki, "fatura önümüze konduktan sonra!.."

Özel olarak çıkarılan içinde "şikenin de olduğu", bütün dünyaya örnek olacak "özel"  6222 sayılı spor suçları kanununu "Bu kanun uygulanırsa kulüpleri yönetecek yönetici bulamazsınız" diye kuşa çevirtenler utansın!..

İnşallah, UEFA Disiplin Kurulu'ndan "ceza kararları çıkmaz" ve de Fenerbahçe / Beşiktaş ile beraber, 7 yönetici de aklanır, dahası, "ikinci şok dalgası" da beyaz bir sayfa ile atlatılır!..

Yoksa, yandı gülüm keten helva!..