Orman ve Beşiktaş!..

A -
A +
Beşiktaş Başkanlığı'na yeniden Fikret Orman seçildi; hayırlı olsun!.. Elbette temennimiz, onun ve arkadaşlarının "zor bir dönem geçiren" Beşiktaş'ta başarılı olmaları ve kulübü "sıkıntı bataklığından" bir an önce çıkarmalarıdır!..
Ne var ki, "temenni" başka, bir de "Ne olabilir acaba" diye "gelecekçilik yapmak" başka bir şeydir!..
Kanımca, "Beşiktaş'ın geleceği için", Serdal Adalı gibi "büyük düşünen ve cesur" bir başkan (Tabii şike dosyalarında adı ve mahkûmiyeti olmamak kayıt ve şartı ile) kazanmalıydı, kongreyi!..
"Böyle" durumlarda hep aynı soru belirir, kafamda!..
Siyasi bir kriz döneminde, Meclis, cumhurbaşkanı seçemiyordu, görev süresi biten Cevdet Sunay Paşa'nın "görev sü-
resinin uzatılması formülü" gündeme geldi. İsmet İnönü'ye sordular, "Bu formül için ne dersiniz" diye. Cevabı, "işte" hiç unutmadığım şu soruydu:
"Bugüne kadar yaptıklarından başka ne yapacak ki?.."
Ve Cevdet Sunay formülü bu soru ile gündemden kalkmıştı!..
İnşallah, Fikret Orman, "bugüne kadar yaptıklarından çok daha iyisini yapar"; zira Beşiktaş'ın "yapılması gereken çok daha iyi şeylere ihtiyacı var", hem de çok var!.. 
Terim testi devam ediyor!..
İki yıldır Melo ve Carlinhos transferi için Ünal Aysal / Bülent Tulun ikilisinin sahneye koyduğu komedi ve de Alper konusundaki "ciddiyetsizlik", bu ikilinin Fatih Terim'i ne kadar sevdiğini ortaya koyuyor!..
"Seksili, çilekli" kampanyalar arasında kaybedilen "bu notlar", elbette ki Fatih Hoca'yı hiç mutlu etmiyor!..
Takımı kuran o, taktiği veren o, oynatan o, yöneten o, takımla yatıp kalkan o, Florya'yı mesken tutan o, eksiği gediği bilen o, yani "davul onun omzunda", ama tokmak Bülent Tulun'un verdiği "tempo işaretleri" ile  Ünal Aysal'ın elinde!..
Amrabat'a "8 milyon eurodan fazla verenler", şimdi Melo için, Carlinhos için "At pazarlığı yapıyorlar" ve de Alper'i de, "bile bile lâdes",  böyle kaçırdılar!..
"Müstafi olduğu hâlde" Galatasaray'ın basketbolda aldığı kupayı kaldırıp kameralara dakikalarca poz verirken, yanında duran "Galatasaray Başkan Vekili Ali Dürüst'ü unutan" ve de ona "Ali Bey bu başarıda senin de payın ve hakkın var, üstelik şimdi Başkan sensin" diyemeyen Ünal Aysal için, anlaşılıyor ki daha çoook yazıp çizeceğiz!..

O günler ve bu günler
Gülüyorum, bir zamanlar Halûk Ulusoy için "Bir federasyon başkanı, bir kulübün stadına gidip maç seyredemiyorsa" diye başlayan eleştirilerle, kıyameti koparanlardan bugün "tık" yok!..
"Bıraktım" stada, protokol tribününe gitmeyi, "kazanılmış kupaları bile veremeyen" Futbol ve Basketbol Federasyonlarının başkanlarını seyrediyor, benim "ilkeli" yazar çizerlerim!..
Ne o, "Bugün olanı da eleştirmenize izin vermiyor mu" yoksa, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım?..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.