Susmak ne anlama geliyor?..

Sıradan bir insan değil!..

Ülkenin en büyük kulüplerinden birinin başkanı!..

"Futbolda Anadolu İhtilali'ni yapan" ve "milyonlarca taraftarı olan" bir kulübün, bir camianın başkanı!..

İbrahim Hacıosmanoğlu, haftalardır her zeminde konuşuyor:

"Kulüpler hâlâ Dernekler Yasası'na göre yönetiliyor. Türkiye'de sadece futbol adına sosyal dernek yok, binlerce sosyal dernek var ama bu derneklerde görev yapan insanlara bakıldığında belli bir yaşa gelmiş, biraz da halka gönülden hizmet edenlerle dolu. Futbol da geniş kitlelere hitap eden bir sosyal dernek ama ne yazık ki genel kurullara bakıldığında insanların verdiği mücadeleyi görüyorsunuz. Çünkü çok büyük çıkar var. İnsanlar yönetime girebilmek için yoğun çaba gösteriyor, nedeni ise menfaat."

"Genel kurullarda futbolun sorunları konuşulmuyor. Türk futbolunun yıllardan beri ahlâk ve adalet sorunu var. Bunun için hiçbir şey yapmıyoruz. Yapmak isteyenler de gücünü ortaya koyup yapamıyor. Çünkü Türk futbolunu kendi çıkarı ve gazı için kullananlar etkin gelip her zaman adalet isteyen ve ahlâk isteyen insanlar ezilmiş vaziyette kalıyor."

"Eğer ahlâklı ve adaletli olarak Türk futboluna hizmet etmek istiyorsak, bunların ne saha içini ve ne de saha dışını manipüle etmelerine izin vermememiz lâzım. Biz yıllardan beri bunun mücadelesini veriyoruz."

"Geleceğe temiz futbol bırakacaksak, adaletli olmalıyız. Türk futbolunu yönetecek ahlâklı başkanlar lâzım. Yasa çıkmış, suçlular bulunmuş ama Meclis'te yasa refüze edilmiştir. 18 kulübün vebalı vardır. Eğer bir yasa çıkarıyorsanız onun arkasında duracaksınız, hele failleri yakalanmışken, yargılama sürerken yasayı değiştirmenin ahlâkla bağdaşmadığını düşünüyorum."

"Sağır sultan bile yaşananları duydu. Ben tapeleri okudum, insanlığımdan utanıyorum. Olaylar sadece beni değil tüm namuslu Türk vatandaşlarını da utandırmıştır."

"Kişiler kendi güçlerini değil kulüplerin gücünü kullanmaktadır, bunlar zavallı insanlardır. Federasyon olarak emek hırsızlarının yanında mısınız? Namussuz insanlardan yana mı olacaksınız?"

Doğrusu, insan şaşkına dönüyor; bu sözlerin "çok ağır" ve "hazmedilemez" sözlerin muhatabı durumunda olanlardan "tık" yok!..

Bu sözlerin "10'da birini söyleyen ve yazanlar" için suç duyurularında bulunanlar, "sözlerin ve yazıların sahiplerini" mahkemelere verenler, dahası "basındaki kalemşorlarına kıyametleri koparttıranlar", sanki "hiçbir şey söylenmemişçesine" susuyorlar, kalemşorları da!..

Ne yazık ki, bu ağır sözlerin "doğrudan" muhatabı olan Futbol Federasyonu, Disiplin ve Tahkim Kurulları ve de "asıl" Türk Futbol Federasyonu Başkanı da susuyor!..

Sükût ikrardan mı geliyor, yoksa korku dağları mı bekliyor?..

Evet  beyler, "bu sözler, herhalde meyhane duvarına söylenmiyor!.."