Bu federasyon gitmelidir!..

A -
A +
Bakınız, "son sözümü" en baştan söyleyeyim; hem de masalı, palavrayı, usulü, kararı bir tarafa bırakıp "dosdoğru" söyleyeyim; "Bu federasyon gitmeden ve bu teknik adam değişmeden Türk Milli Takımı başarılı olamaz!.."
Efendim "yabancı kontenjanı anormalmiş, o yüzden milli takıma oyuncu yetişmiyormuş, şimdi alınan 6 + 0 + 4 kararı ile Milli Takımı kalkındıracak oyuncuların yetişmesi mümkün olacak ve bu federasyon ve hoca döneminde uluslararası sıralamada 54'üncülüğe düşen Türkiye, yukarılara tırmanma imkânı bulacakmış" komikliğini ciddi ciddi masaya koyanların zihniyetidir zaten Milli Takımı "bu utanç verici duruma düşüren!.."
Kulüplerin istediği "6 + 2 + 2" sistemini reddetmek ve "verilecek onca para ile alınan 4 yabancı futbolcuyu tribünde oturtmak, bunlardan sadece 2'sinin tribün yerine kulübede oturmasını engellemek" eğer "milli takımın başarı yolu ise", yandı gülüm keten helva!..
Geçen sezon "hem kulüpler, hem milli takımlar bazında" Avrupa futbolunu alt üst eden Almanya'ya bir bakın, inceleyin de, "Alman futbolu bu zirveye nasıl taşındı" görün, anlayın, ders alın, hiç olmazsa taklit edin; bakın bakalım "6 + 0 + 4 gibi" bir maskaralık var mı?..
Bu iki "formül arasında ne fark var"; 18 Süper Lig takımında "sadece 36 yabancı futbolcuyu kulübe yerine tribünde oturmak farkı" var; yani bu kararla "bütün bir Süper Lig'de kulübelerde oturacak Türk kontenjanından 126 futbolcu yerine, 36 yabancı ve 90 Türk kontenjanlı futbolcu oturacak", o kadar!..
Pardon pardon, o da değil, mesela "başka ülkenin nüfus cüzdanını taşıyan, başka ülkenin vatandaşı olan, başka ülkenin milli takımında oynayan ama Türk kökenli futbolcular" da yabancı değil, Türk kontenjanından kulübede oturacaklar ve bu kararla "yabancılar yerine Türklere verilen 36 kontenjandan yer kapmış olacak, 36 Türk futbolcunun sayısını azaltabilecekleri kadar azaltacaklar"; siz "Türk Milli Takımını kurtaracak formüle bakın!.."
"Bu inat ve ısrara karşı", ne olacak; "anormal fiyatlara vuran Türk vatandaşı futbolcuların bonservis bedelleri, karaborsada yükseldikçe yükselecek" ve de "Avrupa Kupaları'nda oynayan" Türk takımları, "rakipleri önünde fırsat ve kaliteli futbolcu eşitliğinin çok gerisine düşeceklerdir!.."
Böylece, Milli Takımın düşürüldüğü noktaya, "Avrupa Kupaları'nda yeniden ve biraz biraz kafasını kaldıran" takımlarımızın da boyunlarının bükülmesi sağlanmış (!) olacaktır!..
İşte, "2 yabancının kulübe yerine, tribünde oturtulmasının" bedeli!..
"Alt yapıdan başlayarak, takımların kaliteli Türk futbolcu yetiştirme ve  oynatma sistem ve imkânları için hemen hemen ciddi hiç bir şey yapmayan" bir federasyonun, "Süper Lig'in 17 kulübü ile" sadece "2 yabancının nerede oturacağı konusunda inatlaşması" ortaya "acı ve de komik" bir görüntü çıkarıyor; "Bu federasyon acaba bir kulübün federasyonu mu?.."
"Efendim, bu karar bu sene alınmadı ki, geçen sene alındı, şimdi değiştirmek olur mu" sözlerine kahkahalarla gülüyorum!..
"Sezon ortasında bile bir gecede alınan kararlarla talimatları, yönetmelikleri değiştiren" bir federasyonun, "hangi gerekçelerle ve baskılarla neleri yaptığını" burada sıralamak bile istemiyorum, neymiş "geçen yıl alınan karar değiştirilir miymiş?.."
"Bu karar alınmazsa, bu federasyon gider, yeni bir federasyon iş başına gelir" diyenler saçmalıyormuş, "seçimle gelen federasyonun, seçimle gideceğini bilmiyorlar mıymış?.."
El insaf, "bu federasyonun nasıl geldiğini herkes biliyor", güldürmeyin insanı, "Atamalı bir seçimle gelen federasyon", neden "kanunda ve ana sözleşmede yazılı olan yasal ve demokratik yolla, toplanacak yeter sayıda oy bulunarak  yapılacak seçimli olağanüstü bir toplantıda gönderilmesin ve yeni bir federasyon seçilmesin?.."
"Kanunda olan bu hak" neden kullanılmasın; "yıllardır Türk futbolunun ve sporunun tek sahibi ve hakimi pozisyonuna soyunan birilerinin keyfi ve emri için" mi?..
"Bu görüntüyü vermek" bile, bir federasyonun gitmesi için yeterli değil mi?.. 

Hodri meydan!.. 
Bu federasyonu "en son eleştirecek kişi" kimdir, bilir misiniz; Galatasaray'ın "bugün yeniden seçilecek başkanı" Ünal Aysal!..
Nedeni çok açık:
Bu federasyon "atamalı" gibi de olsa "seçilirken", Galatasaray'ı garip bir boykotun içine sokan ve "Bu federasyona biz kulüp olarak üye veremeyeceğiz" diyerek, yanlış hatırlamıyorsam, kendisi dahil Galatasaray delegelerini genel kurula bile göndermeyen kişidir, Ünal Aysal!..
Şimdi "Türk Futbolunu yöneten federasyonun karar organında temsilcisi olmayan" bir kulübün başkanı olarak "ağır eleştiriler yapıyor" ve "Eğer kararlarını düzeltmezlerse giderler" diyebiliyor!..
İşte "düzeltmiyorlar, düzeltmediler"; gönderiniz bakalım bu federasyonu, görelim nasıl göndereceksiniz, yoksa İlhan Cavcav'a güvenerek mi?!..
Galatasaray Kulübü Başkanı "boş konuşmaz, konuşamaz, konuşmamalı", öyleyse?..

Hedef Avrupa!.. 
Geç de olsa Ergin Ataman ve talebelerini kutlarım, "Galatasaray basketbolunun makûs talihini yenerek, çoook uzun yıllar sonra lig şampiyonu oldular"; alkışlar!..
Hem de, talihsiz eksilmeler, sakatlıklarla, en az zorlu rakiplerle yapılan mücadele kadar mücadele vererek!..
"İnanmış olmak, azmetmek ve takımdaşlık" Ergin Ataman'ı ve talebelerini, Fenerbahçe'nin, Anadolu Efes'in, Banvit'in, Karşıyaka'nın olduğu bir ligde şampiyon yaptı!..
"Devam ederlerse", gelecek sezonda "Avrupa Kupaları'nda da yüzleri gülecektir!.."


Kasımpaşa!.. 
"Çilek / Yıldız / Bomba" diyerek projektörler durmadan Galatasaray'a, Fenerbahçe'ye, Beşiktaş'a çevrilirken, Kasımpaşa "sessiz ve derinden" gidiyor; dikkat!..
"Aldığı futbolculara bakan, analiz eden" pek yok, ortaklıkta!..
"Bunları" geçen sezon yapılan önemli hamleye ilave edersek, ortaya "ligin daha önce şampiyon olmuş 5 takımını çok zorlayacak" ve hatta "bazılarının önüne geçecek" bir kadro çıkabilir ve herhalde çıkacaktır da!..
Yeter ki "hoca", rakiplerinin hocalarının gerisinde kalmasın; Şota Arveladze'ye bu sezon çok daha büyük sorumluluklar düşüyor, "futbol tatilinde" özellikle "psikolojik olarak" kendini çok iyi hazırlamalı!..

Yeni hocaya eski imaj!.. 
"Sen elde var birsin, şöyle kenarda dur bakalım, bir bir araştıralım senden uygununu bulabilecek miyiz" diye başlanan bir yolda, Fenerbahçe'nin başına "Kenardan dur bakalım" denilen Hoca getirilirse, söyler misiniz bana "Ersun Yanal'ın Aykut Kocaman'dan imaj bakımından ne farkı olacaktır?.."
Çok açıktır ki, "bu tablo", Aziz Yıldırım'ın "daha göreve başlamadan" Hocaları, "altını tekrar çiziyorum, imaj bakımından öğütme uygulamasının" sayılarını hatırlamıyorum, bilmem kaçıncı versiyonudur!..
Zira, "Hoca da dahil, herkes bilecektir" ki; "Takımın tek hakimi" gene Aziz Yıldırım olacaktır!..

Hayırlı olsun!.. 
Bir sebebi olmalı!.. 
Trabzonspor'un yeni başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, "çok ağır sözler" ile "birilerini" eleştiriyor, "muhatap aldıkları kuruluşlar değil, şahıslar" ama eleştirdikleri "nedense" ortaya çıkmıyor, "kuruluşlarının arkasına saklanarak", Hacıosmanoğlu'na cevap vermeye çalışıyorlar!..
Neden acaba?.. 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.