Kıraç/Aysal uyumu sağlandı!..

A -
A +

Her önüne uzatılan mikrofona konuşmaktan, TV ekranlarında görünmenin hazzından kendini kurtaramadı ve de "durmadan konuşurken, düşünmeden ettiği bir çok sözün nereye gittiğini fark edemediği için" kendine de, kulübüne de, "Galatasaray çok değerli hizmetler vermiş" Galatasaraylılara da zarar verdiğinin hâlâ farkına varamadı, Ünal Aysal!..

Bir çok "düşünmeden, tartmadan ettiği" sözlerin Fatih Terim'leri, Ali Dürüst'leri, Adnan Öztürk'leri, Abddürrahim Albayrak'ları üzdüğünü, kırdığını anlayamamak, bir Galatasaray Başkanı'na yakışmıyor!.."Başarılı olabilmek için uyumlu bir yönetimle ve yeni arkadaşlarla yola devam etmem gerekiyordu" diyebilmek, bilmem ki, "kadro dışı bıraktığı arkadaşları artı Fatih Terim ile çok başarılı geçirilen" ve kendisini "çok güçlü bir başkan haline getiren" bir sürecin inkârı değilse nedir?..Dahası, "tek adaylı seçimde aldığı oyu tatminkar buluyor"; yani, "oy kullanma hakkı olan 6585 Galatasaray üyesinden gelen 1404 oyu!.."Yüzde 21.3'lük bir oy!..Ya 2011'deki "ilk seçiminde aldığı oy" neydi; "oy kullanma hakkı olan" 6988 üyenin 2998'i Ünal Aysal ve listesine oy vermişti.Yüzde 42.9'luk bir oy!.."Kimselerin iyi tanımadığı" bir seçimde yüzde 42.9 oy alacaksınız, "iki yıllık çok başarılı bir dönem geçirip", ortada "görünen bir fol ve yumurtanın olmadığı" bir zamanda "baskın seçim yapacak" ve "başarıda büyük payı olanları tasfiye edip" tek liste ile seçime gideceksiniz; aldığını oy oranı "ilkine göre yarı yarıya düşük olacak" ve siz bunu "Güvenoyu aldım, hem de tatminkar bir sonuçla" diye nitelendireceksiniz; vah ki, ne vah!..Bakınız, "uyum" da "uyum" dediğiniz baskın seçim gerekçesinin üzerindeki örtüyü Adnan Öztürk "Fanatik Gazetesi'ne yaptığı bir açıklama ile" birazcık kaldırdı!.. (Okumayanlar, Fanatik arşivinde bulup okusunlar!..)İçinde "Galatasaray adına" tüyler ürpertici iddialar vardı; bugüne kadar "inanmak istemediğim" acı bir gerçekle de "böylece" yüzleştirdi beni, "Galatasaray Eğitim Vakfı'ndan istifa eden" Adnan Öztürk!..Anlaşılıyor ki, Galatasaray Kulübü'nün "geride duran" bir başkanı daha var, İnan Kıraç; "öndeki" Başkan'ın tekrar edip durduğu "uyumun şifresi" de galiba bu tabloda saklı; hayırlı olsun!..

Hoca ve yorumları!..Eurosport'ta "atletizm yarışmalarını" seyrediyorum. Adını buraya yazmayacağım "ünlü" bir antrenörümüz ekranda tahmin ve tahliller yapıyor!.."Şu adam açık ara birinci olur, ötekiler ikincilik için yarışır" diyor, hatta son tura kadar tekrarlıyor; son turun sonunda adam 9'uncu oluyor, 10 atlet arasında!..Kızlar bayrak yarışında "Bizimkiler açık ara birinci olurlar, diğer takımlar ikincilik için yarışır" diyor, yarış başlarken; aaa, o da ne; "bizimkiler" uzak ara üçüncülüğü zar zor alabiliyor!..Kadınlar 100 metre engellide "Avusturalyalı dünya rekortmeni Sally Pearson daha hazır değil, Dünya Şampiyonasında da madalya alması zor, bugün 12.70 bile koşamaz" diyor; Pearson 12.68'i, hem de o yağmurlu, zor hava şartlarında güle oynaya yapıyor!..Ben de artık TV'nin sesini sıfırlıyorum ve düşünüyorum; "Atletizmimiz neden bu hâlde, belli!.."


Var'lar ve yok'lar!..Şunu çok iyi anlamalıyız ki, bize olimpiyat falan vermezler!..Alabileceğimizin en iyisi, işte "U20 Futbol  Şampiyonası" ya da "UNIVERSIAD" gibi, "Akdeniz Oyunları" gibi, artık ne seyircisi, ne medyatikliği, ne heyecan ve kalitesi kalmış organizasyonlar, dahası "Avrupa'da kimsenin istemediği organizasyonlar" olur ve oluyor, işte o kadar!..Derin derin düşünmüyoruz; "Neden versinler?.." Bizde şiddet var, şike var, ırkçılık var, doping var, yani "sporun evrensel ve lânetlenmiş suçlarının hepsi yaygın olarak ve 'toptan' var" , dahası bu suçların üzerine  "doğru dürüst gitmek" yok; ama, "halı altına süpürmek için elimizden geleni yapmak" var!..Bu "var'lara"  karşılık, "olimpiyatların sporcu katılımı kadar önemli ikinci ögesi", yani "seyirci" de bizde yok!..Neden versinler bize olimpiyatı, söyler misiniz?..


Lâfla peynir gemisi yürütmek!.. 
Hâlâ lâf var, "hayali / muğlak / adları söylenemez düşmanlar" öne sürmek var, meydan okuma var, çaresizlik içinde "düşmanlara karşı" tek vücut olmak, birleşmek çağrısı var, bunun için "acımasızca" kulüpten ihraç ettirdiklerine, suçladıklarına "af" oltası atmak var, var da var!..
Ama "gerçekler" bu "var'lar" ile ortadan kaldırılamıyor, "kaldırılsa" zaten bugünlere gelinmez; "baştan beri günlük taktiklerle beslenen bu stratejisi" başarılı olurdu!.."Dediğinin her olmadığı" adımı, kamuoyunu ve camiasını, elbette taraftarını "yeni bir adım" ile ümide çağırdı; ikinci adım aynı, üçüncü adım aynı, dördüncü adım aynı şekilde "dediklerinin ve beklediklerinin tam tersi ile" noktalandı; şimdi "beşinci ve altıncı adımlarda kazanılacağını" vaat ediyor; TV ekranlarında dakikalarca yüzünü, sesini, hâl ve tavrını inceledim; "vaat ettiği ümide" artık  "ilk günlerin aksine" kendisi de pek inanmıyor!..Bakınız, "Şike süreci başladığında" zamanın Federasyon Başkanı ve Fenerbahçe voleybol şubesini ihya eden Mehmet Ali Aydınlar, 32'nci Gün programında  rahmetli Mehmet Ali Birand'a ne söylemiş:"Bu tünelde ışık görmüyorum. Ucu çok karanlık... Bilerek cehennem yolunda ilerliyorlar. Bu gidiş F.Bahçe'yi çok kötü durumlara taşıyacak. F.Bahçe'yi süratle uçuruma götürüyorlar. F.Bahçe yarın telafisi mümkün olmayacak büyük kayıplarla karşı karşıya kalabilir ve bu işin tüm vebali F.Bahçe yönetim kurulundadır. Kendileri bilerek bu yolda ilerliyorlar. Seçim onların."UEFA'nın istediği "bir yıl Avrupa Kupalarına katılmamak ve 8–12 puan silmek" karşılığında "Türk futboluna başka zarar vermeyecek" bir ön uzlaşma yaptığı için, Aziz Yıldırım ve kalemşorları tarafından adeta "vatan haini" ilân edilen Aydınlar'ın "ne kadar haklı olduğu" ortaya çıktı!..Ama "Fenerbahçe'yi en az ceza ile kurtaracak" o formüle hiddet ve şiddetle karşı çıkıldı, Aydınlar harcandı ve bugünlere gelindi; sadece Fenerbahçe değil, Türk futbolu da mağdur edildi; tehlike ve risk devam ediyor!..Neden?..Zira "o formülde"  Aziz Yıldırım'ın "kurtarılışı" yoktu!..İşte "bütün mesele" burada; "Aziz Yıldırım kurtarılmayacaksa, varsın Fenerbahçe de yansın!.."Ey Fenerbahçeliler anlayın artık; bugün hâlâ "o noktada" Aziz Yıldırım, koca bir basın toplantısı, "bunun bir defa daha söylenmesi için" yapıldı!.."Aziz Yıldırım Şike süreci başladığında, aklanana kadar başkanlıktan ayrılmalıydı" diyenler "tümü ile" ve de açık açık "kelle avcısı" ilân edildi!..Bakalım, "taa baştan beri söylenen ve tekrarlanan ama içi sağlam gerekçelerle doldurulamadığı için mahkemede mahkûmiyetlerle, UEFA'da cezalarla karşılaşılan bu sözler" ile Fenerbahçe "bu defa" kurtarılabilecek mi?..

Garantili Hoca!..    
"Fenerbahçe Futbol Takımı'nın başına Ersun Yanal getirilecek" haberlerini gazetelerde ilk okuduğumda düşünmüştüm, hâlâ da düşünüyorum!..
Denizlispor'u sezon ortasında, hem de kritik bir dönemde bırakıp başka bir kulübe gitmiş; "Bu gidiş etik olmaz, ben kalacağım ve sözleşme sürecini tamamlayacağım" diyen yardımcısını hiç affetmemiş ve Tevfik Lav'ın cenaze törenine "küs olarak" gelmiş ve "gözyaşı dökmüştü!.."Sonra "benzer bir tablo", sezon ortasında "Ankaragücü'nü ortada bırakıp  Gençlerbirliği'ne geçişinde" de seyredilmişti!..Şimdi de, "sözleşmesi devam ederken" Eskişehirspor'u bırakıp, Fenerbahçe'ye gelecekti!.."3 Yıllık sözleşme imzalarken, Eskişehirspor'a vaat ettiklerini" unutuvermişti!..Bu "büyük" gidiş gelişlerinin dışındaki "küçük" gidiş gelişlerini saymasak bile, şu sorunun aklımıza gelmesi doğal değil mi:"Fenerbahçeliler, Ersun Yanal'a nasıl güvenecek?.."Yarın bir başka kulüp "daha iyi bir teklif yaptığında" gitmeyeceğini kim garanti edebilir?..Onun için kendi kendime diyordum ki; "İnşallah Fenerbahçe yönetimi eğer Yanal ile anlaşırsa, bırakıp gitmemesi için çok ağır bir tazminat maddesi koyar, sözleşmesine!.."

Sayın Başkana mesaj!..Şike süreci başladığında, "şeker ve tansiyon şikayetleri ile" ve hatta "hayati tehlike" açıklamalarıyla devamlı bir "revir / hastane" gerçeğiyle karşı karşıya kalmıştınız!..Bugünler, o günlerden daha az stresli değil!..Bırakın, bu "gündelik mücadeleyi", koca Fenerbahçe'de onu yapacak çok insan var; başta Federasyon Başkanlığı da yapmış olan Abdullah Kiğılı olmak üzere!..Fenerbahçe kadar sağlığınızı, ailenizi düşünün ve "stresi az" bir hayat yolunu seçin!..Sanırım, bu dileğime itiraz edecek bir tane Fenerbahçeli yoktur!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.