Tudor da, Kunter de hemen gitmeli!..

A -
A +

Biri bildiği doğruları bir kenara koyup telkinlere boyun eğen teknik adam, öbürü mazeret üreten bir koç… 

Yok, “Beşiktaş maçı son şansı”, yok, “Devre arasında kadar şans verildi, duruma bakılacak”, yok “İşte yerine gelebilecek adaylar”, yok “Fatih Terim teklif bekliyor” haberleri, spor sayfalarını, TV ekranlarını, yorumları doldurmuşsa, artık “hayır gelmez Igor Tudor’dan” hemen gönderilmeli ve “yerine kim gelecekse” getirilmeli!..
Zira, Beşiktaş maçını kazansa, devreyi 3-4 puan farkla önde bitirse” ne olacak; “bugüne kadar ne olduysa” o; yani “Gitti, gidiyor, Ondan Galatasaray’a hoca olmaz!!”
Galatasaray “böyle şampiyon olabilir” mi, bir hoca “böyle başarılı olabilir” mi? Adam, takımı lig liderliğini açık ara elde tutarken, puan olarak da, atılan ve yenen goller olarak da “son yılların en iyisi olurken”, yerden yere vuruluyordu; “Vay efendim, 3’lü defans olur mu, bu takım 4’lü defans oynar!..”
Ne yazık ki, futbol ulemamızın “bu yoğun baskısına” başkan ve yönetim de boyun eğip, “Macera arama, 4’lü defans oynat, 3’lüyü unut” talimatını verince, geldi “iskeletinin yarısı cezalar ve sakatlıklar sebebiyle sahada olmayan” Trabzonspor’a mağlubiyet ve sonra da 5-1’lik Başakşehir hezimeti!.. 
Trabzonspor maçından sonra 1 Kasım’da yazdığım “Bırak Tudor” başlıklı yazım şöyle bitiyordu; “…Trabzonspor maçı, ‘4’lü defans yaygaralarının ve savunucularının da hezimetidir’ ve elbette ‘taviz veren’ senin de! Ben, ‘gideceksen’, savaşarak gitmeni beklerdim; sen teslim oldun; Galatasaray ‘teslim olan’ bir komutanla bu mücadeleyi kazanamaz; bırak ve git Tudor!..”
Tudor da, başkan da, yönetim de, kamuoyu ve taraftar gibi “artık iyi bilmeli” ki; “Galatasaray Futbol Takımı dışardan yönetilen bir teknik adamın elindedir ve futbolcularının ‘böyle’ bir hocaya güveni, inancı kalmamıştır” ve de “böyle” bir takım “başarılı da olamaz, şampiyon da olamaz!..”
Galatasaray’ın başında artık “bir hoca yoktur”, tamı tamına “şamar oğlanına çevrilmiş”, sıradan bir “antrenör” vardır ve “Galatasaray’ın başarılı olacağını görüp önünü kesmek isteyenler” ile “Galatasaray Başkanı ve yönetiminin gitmesi için futbol takımının başarısız olması duasına çıkanlar” sonunda Tudor’u “kendisinin de yardımı ile” bu duruma düşürerek, hedeflerine varmışlardır; alkışlar!..
ERMAN NE DURUYOR?..
Bir basketbol maçının daha 22’nci dakikası… Bir takım, neredeyse “karşılaşmanın her dakikasında ortalama 3 sayı yemiş” ve rakibi karşısında “yarı yarıya bir skorun içine düşmüş”; 64-32!
Sezona, teknik adamının açıklamaları ile “hem Türkiye Ligi’ne, hem Avrupa Kupası’na iddialı girmiş” bir ekip bu, basketbol olarak da, skor olarak da ezilen takım!..
Rakip, “Trabzonspor Basketbol Kulübü’nün takımı” ve devre arasına 83-56 üstün giriyor, karşılaşmayı, “gençlerini” de oynatarak 103-82 galip bitiriyor!..
Ey, kötü sonuçlar art arda gelmeye başlayınca, “birdenbire para yokluğundan, imkânların kısıtlı olduğundan” bahsetmeye başlayan Erman Kunter, “aldığın iki Amerikalıyı neden gönderdin” ve de söyle bana “rakibinin imkânları, senin takımını böylesine ezecek kadar” fazla mı?..
İnsanda biraz “hadi, ‘utanma’ demeyeyim, sıkılma olur”; bak Tudor’a “takımı lider” ama, gitti gidiyor; sen “hâlâ” koçluk koltuğunda nasıl oturmaya devam ediyorsun, yüzün kızarmıyor mu?..

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.