Fatih Terim gerçeği!..

A -
A +

Ben bu satırları yazarken, Fatih Terim “Florya’ya giriş yapmıştı” ve imza törenine birkaç saat kalmıştı. Fenerbahçelilerin, Beşiktaşlıların, Trabzonsporluların “ne düşündüklerini” tahmin etmem zor değil. Ben, Galatasaray’da “gelmesini isteyen ve bekleyen” büyük çoğunluğun yanında, az sayıdaki “gelmesini istemeyen” bir azınlık grubuna dâhil olanlardan özellikle “Galatasaray üyesi” sıfatını taşıyanların ve de “Dursun Özbek gitmelidir” kampanyasına katılanların “sosyal medyada ne söyleyeceklerini, ne yazacaklarını” doğrusu ya, çok merak ediyorum. 
Zira, herkes gibi onlar da biliyorlar ki; “Terim başarılı olursa, Dursun Özbek, istediği sürece Galatasaray’ın başkanlık koltuğunda oturacaktır!..”
Yani, Terim “Galatasaray futbolunu ve takımını kurtarırken, Dursun Özbek’i de kurtaracaktır!..”
İşte, bir kulüp taraftarını psikolojik olarak sıkıntıya sokacak ironi, bugünlerde tam da “bu durumdaki” Galatasaray üyelerinin gönlüne oturmuştur; Allah onlara kolaylık versin!..
Ve de artık anlamalılar ki, “karşılarındaki başkan” öyle kolay lokma değildir ve “onu küçümseyenler” fena hâlde yanılmışlardır!.. 
Dahası, dün yazdığım gibi “Galatasaray yönetim bakımından öylesine küçülmüştür” ki, Özbek’in karşısına “olağan gelişmenin gereği olarak çıkacak ‘yeni’ başkan adaylarının seçimi kazanması mümkün görülmediğinden”, sevgili kardeşim Hıncal Uluç’un samimiyetle yazdığı rüyadaki gibi “doksanına merdiven dayamış” eski başkanlardan ve “onun etrafında kurulacak bir koalisyondan” umut beklenmektedir.
Tablo gösteriyor ki, Florya’yı ve Galatasaray futbolunu Fatih Terim’e teslim eden” Özbek, “muhaliflerine umut kapısının son kanadını” da kapamıştır.
Bu durumda, “kim olursa olsun”, artık bir Galatasaraylının “baskın seçimi kazanma şansı” kalmamıştır!..
Sportif büyük başarılara imza atmış iki başkanın Faruk Süren ile Ünal Aysal’ın “Fatih Terim’i gözden çıkarmalarından sonra başlarına gelenler (Normal sürelerini bile tamamlayamadılar) Galatasaray’ın tarihinde yazıyor!..
Artık herkes bilmeli ki; “Galatasaray içinde öyle bir Fatih Terim gerçeği vardır” ki, “Onu yanına alan” koltuğunda rahat oturur, geceleri rahat uyur; yeter ki Terim “büyük bir hata, büyük bir yanlış yapmasın!..”
Böyle bir zamanda “Geldim” demesi, beraberinde “Fatih Terim adına büyük bir risk” getirmektedir. Bunu Terim de iyi biliyor, onun için “çok dikkatli olacak” ve “muhaliflerinin beklediği” büyük hatalara, yanlışlara düşmeyecektir.
Terim’e de, Galatasaray’a da “İmparator’un yeni dönemi” hayırlı uğurlu olsun!..

Yakıcı tablo!..

Sosyal medyada “Galatasaray’ın son 20 yıldaki başkanları ile ilgili” çok anlamlı bir kıyaslamaya rastladım.
“Osmanlıdan esinlenerek” yaptığı ve aşağıdaki tabloma ilham veren yazısı için o Galatasaraylıyı kutlarım, beni hem düşündürdü, hem “geçmiş yılları” hatırlattı, hem de güldürdü. (İznini almadığım için adını yazamıyorum. Üslubu önemli ölçüde değiştirdim, eklemeler yaptım.) İşte “ortaklaşa” tablomuz:
Alp Yalman: Döneminin sonu Galatasaray’ın yükselme döneminin de sonu.
Faruk Süren: Tam bir Lale devri.
Mehmet Cansun: Duraklama döneminin başlangıcı.
Özhan Canaydın: Gerileme dönemine ilk adımlar...
Ünal Aysal: Çöküş sürecine giriş.
Duygun Yarsuvat: Tanzimat dönemi.
Dursun Özbek: Muhalifleri “Bitiş dönemi” diyorlar ama daha süresi bitmedi, yaşayıp göreceğiz. 
Sorumlu sadece kulüpler mi?..
Meclis’te Spor Bakanlığı bütçesi görüşülürken, Saffet Sancaklı söz almış ve “Kulüplerimize FIFA’dan, UEFA’dan gelen Avrupa kupalarında oynamaktan men, puan silme, transfer yasağı cezalarının altını çizerek” demiş ki: “Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor’un toplam borcu 7 milyara dayanmış hâlâ Süper Lig’de mücadele edebiliyorlar. Şu anda dört büyüklerin bu mali tabloyla kulüp lisans kurallarına göre Süper Lig’de değil, 2. Lig’de olmaları lazım. Mali fair play bunu emrediyor. Niye düşürmüyorlar; çünkü koca koca kulüpler. Bir gün gelecek bu dört büyükler küme düşecek çok uzun değil.”
Tabloya “Saffet Sancaklı’nın penceresinden bakarsak” deriz ki; “Doğru söylüyor!..”
Amma bir “başka” pencere de var, o pencereden başımı uzatarak ben de diyorum ki; “Bu tablo, bugün oluşmadı ki, yıllar ve yıllar önce resmedilmeye başladı, tablodaki köyün ne hâle geleceği belli olduğu hâlde ressamları çizmeye ve boyamaya devam etti. Şimdi o ressamlardan biri olan Sancaklı, şikâyet ediyor.”
Evet, “siyasetçilerimiz istese” idi ve de gereğini yapsalardı; “O köy, bugün çağdaş bir kent olurdu”. Ama yapmadılar. Hâlbuki, “yapacakları çok kolay bir işti”; çağdaş bir kulüpler yasası çıkarmak!..
Merak ediyorum, Sancaklı bunca zamandır Meclis’te, “bu konuda” ne yaptı?..

Şaka!..

Fatih Terim “göreve geldiğini”, sosyal medyada “Nerede kalmıştık” tweeti ile duyurmuş. Benim hatırladığım “üst üste iki şampiyonlukta kalmıştı”, bilmem ki, Başakşehirliler, Fenerbahçeliler, Beşiktaşlılar ve Trabzonsporlular başta ligdeki rakipleri “Nerede kaldığını” hatırlıyorlar mı?..
Bu tweet, “meydan okumanın Terimcesi” galiba!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.