Emre’nin küfrünü hak edenler!..

A -
A +

Ortada yıllardan beri sürüp gelen, dahası “bile bile lades” denilerek “sürdürülen” bir rezaletin tablosu var! Bakın kısaca anlatayım:
Futbolcu, hakeme küfrediyor, küfür canlı yayın kayıtlarında var, ama ne var ki, hakemin / hakemlerin “bu küfrü duyup duymadıklarına ve raporlarına yazıp yazmadıklarına göre”, mesela bir futbolcu “1 maç”, bir futbolcu “3 maç”, bir futbolcu “6 maç” ceza alabiliyor ve bu “adil (!) rezalet” yıllardır sürüp geliyor!..
Burada “adalet”, hakemin ne kadar “kör ve sağır” olduğuna, ne kadar” korkak veya cesur” olduğuna, dahası büyük kulüplerden ve onların gazaplarından çekinerek “3 maymunları ya da yarım 3 maymunları” oynamasına bağlanıyor!..
İşte bu yüzden, “küfürde yılların sabıkalısı” ve de “giydiği Galatasaray / Fenerbahçe / Başakşehir formalarının içinde saklanarak”, hakemlerin ve Disiplin / Tahkim Kurullarının “kimseden korkmaz hakemlere ve rakip oyunculara küfretmekten sakınmaz” kıldığı Emre Belözoğlu, bir zamanlar takım arkadaşı olan Caner “küfürden 6 maç ceza alırken, iki sarı karttan 1 maçlık otomatik ceza ile paçayı kurtarıyor”; her zamanki gibi!..
Birinde, hakemlerin “küfür olayını, stattaki çok kişi duyduğu halde, şu veya bu şekli ile görmediklerini, duymadıklarını ortaya koyan” rapor sessizliği yüzünden “maçın canlı yayın kayıtlarını isteyip, oradaki ses ve görüntülere göre 6 maç ceza veren ve de onaylayan” Disiplin / Tahkim Kurulları var, ortada.
Ötekinde, “küfürden tek kelime ile bahsetmeyen, ne var ki küfür olayının başlangıcı olan hakemin bir kararına itirazla, ikinci sarı karttan kırmızı gösterildiği ifade edilen” hakem raporu yüzünden, “küfür maçın canlı kaydında olduğu ve çok kişi tarafından duyulduğu” halde, futbol disiplin talimatındaki “yıllardır kapatılmayan bir kara delikten istifade ederek” durumu “1 maç ile yırtan” bir futbolcu var, ortada!..
Aslında Emre’ye kızmamak gerek; “onu bu hâle” ettiği küfürlerle hakemlere bol bol banyo yaptırdığı hâlde, “nedense (!)” o küfürlerin bir türlü duyulamaması ve raporlara yazılmaması getirdi ve de işte burada yazıyorum ki; “kör ve sağır olduklarını” adeta herkese ilan eden “hakem dörtlüleri (İnsaf; hepsi mi sağır ve kördür onların; biri de mi duymaz?)” yüzünden hakemlik paspas edilir ve Emre de “paspas etmeye” devam eder; dahası çok acı; hakemler de bu küfürleri hak eder!..
Bu “sportif şiddeti ve terbiyesizliği resmen ve alenen davet eden” hem de 3 satırlık talimat değişikliği ile ortadan kaldırılacak bu kara deliği de, benim federasyonlarım, yıllardır “kapatmamak için” yarışır; bin dereden su getirilir, bin birinci mazeret, bin ikinci bahane de bulunur; rezalet sürdürülür; bravoooo!..
Bitmedi; benim sevgili kardeşim, değerli meslektaşım Attila Gökçe bile “İş kazaları” başlığı ile yazdığı yazıda “Emre Belözoğlu’na gelince... Son yıllarda durulma - demlenme dönemine giren Başakşehir’in lider futbolcusu Konya’daki maçın uzatmasında (94.48) üst üste iki sarı kartla kendini dışarıda buldu. Fenerbahçe maçında cezalı duruma düştü. Kimileri bu işte “şeytanî” bir kasıt arıyor, olaya pislik karıştırmaya çalışıyor. Hadi oradan. Bu da bir iş kazası!” deyiverir.
Daha bir ay bile geçmedi, Emre’nin “benzer bir küfürlü olayın kahramanı oluvermesi”; sevgili Attilacığım. “Yıllardan beri bu iş kazalarını (!) sık sık yapan” bir sürücü var ortada, bilmem ki “ehliyetine kısa bir süre de olsa el konulması” gerekmiyor mu?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.