Başkan / Hoca / Taraftar / Ve…

A -
A +

Fenerbahçeli yazar / çizer / konuşur meslektaşlarımın, “en ünlüsünden, en mütevazısına kadar” büyük çoğunluğu, “takımın aldığı kötü sonuçların sorumlusunu” buldu; “Şükrü Saracoğlu Stadı’nın tribünlerini doldurmayan” Fenerbahçeli taraftarlar!..
“Onlar stadı doldurmayınca”, futbolcular havaya giremiyor, coşamıyor, rakip takıma da, dikkat buyurun “hakemlere” de baskı yapılamıyormuş!..
Hımmm, “doğrusu” bu “kötü sonuçlar için bulunan” sebebe “Hayır” diyemiyorum; aksine “Haklılar” diyorum, diyorum da, “bu acıklı tablonun sorumluları kim” sorusunun cevabında onlardan ayrılıyorum!..
“Bir zamanlar”, bugün hâlâ ve hâlâ “yeniden aday olmaya hazırlanan” 20 yılın başkanı göreve gelmeden, Fenerbahçe “sadece dopdolu tribünlerin krallığı değil, bütün Türkiye’de hem de çok farklı olarak en büyük taraftar kitlesine sahip” bir imparatorluktu da!..
“Fenerbahçe, Anadolu’nun hangi kentine gitse”, orada adeta bayram olurdu; statlar “sarı-laciverte bürünürdü!..”
Ya şimdi; kimse itiraz etmesin; “O yurt çapında açık ara en büyük sevgi, saygı, sempati kuşağıyla sarmalanmış” Fenerbahçe’nin yerinde yeller esiyor.
Bıraktım, Türkiye’yi, “Fenerbahçe Cumhuriyeti’nde bile başkana ve adamlarına karşı” önlenemez bir “antipati fırtınası” dinmek bilmiyor!..
Bitmedi; “saha dışını anlatan” bu tabloya, şimdi de “saha içi” benzer bir tablo eklendi.
Bir zamanlar “ülkede yetişen, dışardan gelen en iyi hücumcuları transfer edip, gol rekorları kıran”, dahası “sahaya getirdiği futbolla taraftarını keyif içinde coşturan” sarı-lacivertli takımın yerine yeller estiren, o takıma “sistem” diye “keyif vermeyen, az gol atılan ve de bol bol gol yenilen”  bir “anti futbol oynatan” hoca da, o başkan tarafından “inatla” kadronun başında tutulunca, tribünlerin “daha da boşalmasından” tabii ne olabilir?..
Bir bilet fiyatlarına bakın, bir karda kışta stada gidiş gelişlerin meşakkatine, bir de sahada oynanan (pardon oynanmayan) futbola bakın. Dahası, “O koltuk benimdir, vazgeçmem” inadıyla, “gelebilecek çok daha iyi yönetimlerin yolunu kesen” bir başkana duyulan “bıkkınlığı” da düşünün, o tribünler dolar mı?..
Evet, noktayı koymadan, “Başkan / Hoca sorumluluğuna ekleyeceğim bir gerçek” daha var. “Yukarıdan beri anlatmaya çalıştığım acı gerçeği saklama yarışına çıkan” Fenerbahçeli sevgili yazan / çizen / konuşan meslektaşlarım da, “Fenerbahçe’nin düşürüldüğü bu durumdan”, en az başkan ve hoca kadar sorumludurlar!..
Zannediyorlar ki; “kulüp taraftarlığı aptallıktır” ve de kulüp ve takım bu durumdayken, tribünleri doldurmaktır; hey, anlayın artık; “Kedi gözünü açtı!..”

Tükenmişler ve Gençler!..
“Galatasaray’ı bedava çalıştırırım, para almayacağım” dediği zaman ona “Hayır” diyen yöneticinin “ne kadar haklı olduğu” her hafta “o hocanın çalıştırdığı yeni takımının basketbol liginde de, Euroleague’de de aldığı sonuçlar” ile ortaya koymuyor mu?..
“Galatasaray’da çok yanlış, çok hatalı transferler yaptırarak, iki maç oynadıktan sonra gönderdiği Amerikalı oyunculara milyon dolarlar ödeten” o koç için, hâlâ sosyal medyada övgüler yağdıran ve de “Göreve devam ettirilmediği için” zamanın yöneticilerini eleştiren “basketbol cahili” Galatasaray kulübü üyeleri var!..
Kendi sahasında Maccabi Tel Aviv önünde takımını hezimete uğratan “Sallabolcu” hoca için hemen hemen her hafta parantez açtığım için okurlarımdan özür dilerim. Ama “o hocanın ve benzerlerinin artık basketbol camiası tarafından iyi tanınması” gerek. Bilinmelidir ki, Ergin Atamanların, Oktay Mahmutilerin modası geçmiş, Türk basketboluna verecekleri fazla bir şey kalmamıştır.
Sağlam ve genç bir nesil geliyor; basketbolumuzda onların yolu açılmalı ve Basketbol Federasyonu da bu yolun iki yanına çiçekler döşemelidir!..

Bisiklet sezonu açılırken!..
Basra Körfezi’ni çeviren ülkelerdeki ve Avrupa’daki “küçük” turlarla bisiklet sezonu açıldı. 3 Büyüklerden İtalya Turu’na az kaldı. Bisikletseverler de Eurosport kanallarının başına oturmaya başladı.
Başladı da, “Bisikleti anlatan” grubun içindeki “inatçı ve ısrarlı Sky ve Froome ayrımcılığı yapan” kişiler, mikrofonlarına “bu sezonda da zehir katma yarışına devam edeceklerini” hemen gösterdiler.
Son dönemin “en büyük” yol bisikletçisi İngiliz Sky Takımının kaptanı Froome’un “nefes hastalığı” var, onun için devamlı “ilaç kullanıyor.”
Geçen sezon İspanya Turu’nun bir etabında “bu ilacın dozunu,  ‘nefes darlığından tıkanmaya başlayınca’, doktorlarının nezaretinde verilen iznin üzerine çıkarmış” ve “bu durum yarıştan sonraki testte ortaya çıkınca”, hakkında soruşturma açılmış. Soruşturma sürüyor, “alınan doping değil, ilaç ve doz aşımı var”; oldum olasıya “Anglosakson takımlara ve yarışmacılara düşmanca davranan” Fransız basının da tahrikleri devam ediyor; “illa isteniyor ki, Froome da, Sky da ağır ceza alsın!..”
Eurosport’taki “bizimkilerin de derdi”, aynı Fransızlar gibi; “Vay efendim, neden yarışıyormuş, yarışmamalı, turlara katılmamalıymış!..”
“Turları organize eden, dünya bisikletini yöneten” uluslararası kuruluşlar, “gerek görseler” Froome için “tedbir koymazlar” ve onu “soruşturma sonuçlanana kadar yarışmaktan menetmezler” miydi?..
Dubai Turu’nu izliyoruz; İtalya’daki bir küçük turu, Fransa’daki Paris-Nice Turu’nu, “etabı anlatacaklarına”, varsa yoksa ve durmadan “Sky / Froome / Doping / Ceza / Neden yarışıyor tartışması”; olacak şey mi?
Yıllarca, “yasaklı madde kullandığı için şampiyonlukları, kupaları elinden alınan” İspanyol Contador’u savunagelip, ona “övgüler yağdırdılar”; şimdi, “Afrika doğumlu” İngiliz Froome’a yaptıkları utanç verici değil mi?..

Şaka!..
İstanbul’dan Galatasaray üyesi bir arkadaşımdan “geçmiş olsun” telefonu gelmişti. Birkaç dakikada da “Galatasaray üzerine” sohbet ettik. “UEFA imtihanımız, sonra Mali Genel Kurul imtihanımız var, sence ne olur Öcal Abi” diye sordu!..
Ona dedim ki; “Merak etme ikisinde de bir şey olmaz. Ama asıl Fatih Altaylı’nın imtihanından geçmeli bu yönetim. Bak daha önceki geçemedi, iflah olmadı. Disiplin Kurulları karşısında ‘hazır ol”da durdu. Şimdikiler de, UEFA’yı, Mali Genel Kurulu bir tarafa bırakıp, Fatih Altaylı’dan ‘geçer not alacak’ şeyler yapmalılar; yoksa, bilsinler ki, mayıs genel kurulunda aday bile olamazlar!..”

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.