Galatasaray’da insan olmak!..

A -
A +

Bugün Galatasaray’ın “mali genel kurulu” var; ne var ki, “genel kurula geleceklerin çoğunluğu”, kulübün mali durumunu konuşmak ve alınacak kararlara ortak olmaktan çok, “Dursun Özbek ve yönetiminin ibra edilip edilmemesi için” salonda olacak ve “merak edilen” de zaten bu!..
Haftalardır, Mustafa Cengiz yönetiminin, “Dursun Özbek’in ibra edilmemesi için” elinden geleni, “kapalı kapılar ardından sızdırılan” bilgiler kanalı ile “İbra etmeyelim” diyen gruplara ulaştırdığına dair iddialar ayyuka çıktı.
“Bu iddialara inanmak istemeyenler” ise Galatasaray sahnesinde ramp ışıklarına çıkan bazı gelişmeleri görünce, “acaba” sorusunun girdabına kapıldılar. Zira yeni yönetim ve yeni denetim kurullarının etrafındaki havaya bakılırsa, “İbra edilip edilmeyecekleri belki de bir avuç oya bağlanmış görünen” Dursun Özbek ve arkadaşlarına, “kendilerini savunacakları, yaptıklarını ve yapamadıklarını anlatacakları, neyi neden yaptıklarını ve neyi hedeflediklerini söyleyecekleri” bir kürsü ve zaman imkânı vermemek için, hukukçulardan fetva bile alınmıştı. Bu durum, Fatih Altaylı başta bir grubun “bir ibra olayını bir kan davası hâline getirmek için” elinden geleni yapmasının, genel kurulda atılan son adımı olmayacak mıydı ve “bu kabul edilemez” adım ile Galatasaray etiğinin ne hâle düşürülmek istendiği ortada değil miydi?..
Dursun Özbek ibra edilir ya da edilmez; genel kurulda “kalkan ve kalkmayan eller” sonucu tayin edecektir; “edilmezde” tüzük ve kanun ne diyorsa o yerine getirilir. Bu hak ve yetki Galatasaray Genel Kurulunundur.
Benim bu yazı ile altını çizmek istediğim, “Aylardan beri içinde belki de bazı iftira unsurlarının da bulunduğu iddialarla basında ve sosyal medyada topa tutulan ve “genel kurul karar vermeden hatta infaz bile edilen” bir başkan ve yönetiminin, “savunma hakkıdır!..”
Bir kulüp başkanı için “ibra edilmemek”, adeta “idam cezasına denktir” ve “sadece idari ibrasızlığın bile” Adnan Polat Başkan’ı ne hâle getirdiği ortadadır; hele ki, “ibrasızlık, mali ibrasızlık olursa” gerisini düşünün!..
Şimdi soruyorum; “böyle bir tabloda”, bir başkan ve bir yönetim, “Gelin kendinizi savunun çağrısı” yapacağına, “Yok tüzük şöyle, yok böyle, yok ben ve benim denetçilerim konuşacak, Sayın Başkan siz de sıranız geldiğinde konuşursunuz” demek, izan ve insaf sahiplerinin vicdanlarını rahatsız etmez mi?..
“Böyle bir tablo” dedim; aylardır, “basın desteği ile beraber Dursun Özbek ve yetki verdiği arkadaşları için neredeyse ‘çalıp çırptıkları’ imalarının yapılmasına bile zemin hazırlanan” bir ortamdan, sosyal medyada “ibra idamı çığlıklarının atıldığı” bir ortamdan söz ediyorum.
İşte “böyle” bir ortamda, “savunma hakkına kısıtlamalar, engellemeler koymanın” ne anlama geldiğini görmek için, sadece “insan olmak” yeter!..

Bugün sorulacak soru!..
Ey Galatasaray’ın bugün Mali Genel Kurul’a gidecek olan üyeleri, Sayın Başkan Mustafa Cengiz’e sorun; “Aziz Yıldırım, il il gittiği seçim gezilerinde durup dinlenmeden ‘2005-2006 sezonundaki Galatasaray’ın şampiyonluğuna leke düşürmek için’ elinden geleni yapıyor.
‘Şampiyonluğumuzu FETÖ’cüler elimizden aldı, Galatasaray’a verdi’ diyor. Aynı iddiayı Bursaspor’un 2010-2011 sezonu şampiyonluğu için de yaptı. Bursaspor yönetimi Aziz Yıldırım’a çok sert bir cevap verdi ve hem federasyona, hem yargıya suç duyurusunda bulunulacağını da açıkladı. Siz neden susuyorsunuz?..”
Aziz Yıldırım günlerdir tekrarlayıp duruyor ve “çirkin” iddiayı; “Olumsuz bir sinek vızıltısı olsa” hemen bildiriler yayınlayan ve “basına yargı gözdağı veren” Galatasaray Başkanı ve yönetiminden “tık yok!..”
Şimdi sorma zamanı; yoksa, “Sükût ikrardan gelir” sözünü hiç duymadılar mı?.. Dahası, spor kamuoyu ve özellikle Fenerbahçeliler “Bakın, Galatasaray’dan ses seda çıkmıyor. Cevap bile veremiyorlar, Aziz Başkan haklı” diye düşünürlerse, bilmem ki haksız mı olurlar?..

Orman ve Güneş!..
Ne derse desin, ne söylerse söylesin, Fikret Orman’ın “Şenol Güneş ile ilgili olumlu sözlerine artık inanmıyorum” ve de inanıyorum ki; “ilk fırsatta yollar ayrılacak!..”
Geçen sezonun sonundan beri “Şenol Güneş’e yaptıkları, sözleşmesini ‘otomatik madde’ ile uzatması Çin seyahati ve transferler dâhil görüşlerini bile almaması” gibi basına da yansıyan gelişmelere, bugünlerde “yenisi” ekleniyor, haberler doğru ise.
“Sportif direktör” olarak, Fenerbahçe başta birçok kulüpte futbol oynamış ama Beşiktaş’ın kapısından geçmemiş bir “futbol yorumcusu” arkadaşımıza teklif yapmış Fikret Orman / Metin Albayrak ikilisi.
Ne var ki, bu arkadaşımızla, Şenol Güneş bir vakitler Bursaspor’da “pişti olmuşlar” ve “Güneş istemediği için” Serkan Reçber Bursaspor’dan ayrılmak zorunda kalmış.
Nereden nereye; “Efendim, bu ayrı proje, Şenol Hoca ile ilgisi yok, Serkan Reçber Metin Albayrak ile çalışacak” deniyor ama onlara cevabı Beşiktaş’ın gol krallarından Ahmet Dursun veriyor. Hani “Seba gitsin, Dursun kalsın” sloganındaki Ahmet Dursun; “Sportif direktör yapılacak bir Beşiktaşlı ağabeyimiz yok muydu ki, Serkan Reçber’e gittiler?..”
İsteyenle bahse girerim; sezon sonu, “Beşiktaş şampiyon olsa” da Orman ile Güneş’in yolları ayrılacak!..

Sinmeyen ve sinen!..
Ergin Ataman, hafta içinde basına “Arda Turan ile ilgili” açıklamalar yaptı ve dedi ki; “Başakşehirli Arda Turan benim içime sinmiyor. Fenerbahçeli, Beşiktaşlı Arda da içime sinmezdi. Galatasaraylı bir spor adamı olarak içime sinmiyor yani. Arda’yı görmek istediğim üç yer vardı. Bir tanesi Avrupa’da dev bir kulüp. Bir tanesi Türk Millî Takımı. Bir tanesi de Galatasaray. O da eminim kendini tuhaf hissediyor.”
Bu haberlerin gazetelerde çıktığı günün gecesinde, Ergin Ataman’ın koçluğunu yaptığı Anadolu Efes, hem de kendi salonunda Barcelona’ya “83-107” yenildi.
Yooo, Barcelona’yı “eski” Barcelona sanmayın; Euroleague puan cetvelinde “sonuncu (16’ncı) durumda olan” Anadolu Efes’in hemen üstünde ve 15’inci sırada; 29 maçta son Anadolu Efes galibiyeti de dahil ancak 10 galibiyet alabilmiş!..
“Arda’nın Başakşehir’de oynamasını içine sindirememeyi bırak” sevgili Ataman da, “Bu hezimeti nasıl içine sindirebiliyorsun” ve de “Anadolu Efes, Euroleague’de başında koç olarak çıktığın maçların kaçını kazanabildi”, onu söyle!..

Şaka!..
Galatasaraylılar, UEFA’nın “1955-2017 yılları arasında Avrupa kupalarında tüm zamanların en başarılı 20 takımı arasında sadece bir tane Türk takımı var; Galatasaray” açıklamasını normal karşılarken…
Aziz Yıldırım, Ali Koç’a karşı başkanlık seçimini kazanmak için il il geziyor, yemekler veriyor ve övünüyor; “Benim zamanımda Galatasaray’ı 6-0 yendik!..”
Yazık, hem de çok yazık; “Bu sözleriyle, spor kamuoyuna farkı fark ettirdiğinin” bile farkında değil!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.