GS değil, “Tekrar” TV!..

A -
A +

Bugüne kadar pek çok defa yazdım, onun için “sön söyleyeceğim sözü”, bu defa “en başta” söyleyeceğim; “Bu hâliyle GS TV, Galatasaray’a yakışmıyor!..”
Galatasaray’ın Sayın Başkanı Mustafa Cengiz’e söylüyorum; “Yakışmıyor, yakışmıyor, yakışmıyor” ve de asıl acısı “yakışacağı” da yok!..
Eğer “Galatasaray’a, spora yakışacak bir TV olsa”, GS TV, bugün “mali sıkıntılar içinde yaşayan” kulübüne de “mali bakımdan destek ve yardımcı” olur!..
Bilmiyorum, “GS TV ile ilgilenen, bu konuda sorumlu ve yetkili olan” yönetici ya da yöneticiler kim?..
“Kim ya da kimlerse”, çok açık ki, “ya GS TV’yi seyretmiyorlar” ya da “önem vermiyor, ilgilenmiyor”, dahası “Böyle gelmiş, böyle gitsin. Bunca işimiz arasında bir de bununla mı uğraşacağız” diyorlar!..
Koy tekrarları ve de tekrarları ve de tekrarları yüzlerce, “Galatasaray’ın eski maçlarını” binlerce defa ekrana, yetmedi, “benim gibi gönlü Galatasaray’da olan” bir spor yazan gazetecinin bile “adını sanını unuttuğu, tanıyamadığı” kişileri, “herhâlde daha tanınanları, ünlüleri getirecek güçleri olmadığı için” kamera karşısına oturtup, saatlerce ve saatlerce sadece ve sadece ‘futbol” konuştur. Dahası, “haber” diye, 24 saat tekrarlanan “eskimiş ve ezberlenmiş” haberleri tekrarlayıp, dur; bitmedi ve de en kötüsü “alt yazı haberciliğini” paspas etmenin “en tahammül edilmez örneklerini” vermeye devam et; mesela “oynanmış bitmiş” maç için hâlâ “Şu saatte başlayacak, falan hakem yönetecek” alt yazısı ekranda dönsün, dursun!..
Sonra da “bu ekrana reklam verilmesini” bekle; ne tablo ama; “iş adamı” aptal mı?..
Haftanın en az 4 gününü evimde ekran başında geçiriyorum. “Galatasaray yazmasam”, inan olsun ki, “o TV’ye bir dakika bile tahammül etmem” mümkün değil; sinir ediyor insanı, “Bu kadarı da olmaz” diye bağırmamdan, eşim bıktı, usandı!..
Bir defa, “Galatasaray gibi sporun birçok dalında faaliyet gösteren bir kulübün TV’si olduğunu unutmuş” kişiler var, işin başında; varsa yoksa “futbol” ve de “bitmek bilmeyen” konuşma programları, “eski maçlar” ve tekrarları, tekrarları, tekrarları!..
“Ancak futboldan zaman kalırsa”, biraz basketbol, biraz voleybol idare ediliyor, dahası “Bu kadarı da herhâlde ayıp oluyordur, bari ‘öteki branşlardan da birkaç görüntü ve birkaç satır haber’ verelim” dendiğinde, “üvey evlatlar” TV ekrana gelebiliyorlar, ama işte o kadar!..
Açıkça söylemem gerekirse, “Galatasaray Kulübü’nün televizyonunun bu hâle gelmesinin, getirilmesinin sebebi” ortada; işi bilen, gazeteciliği, televizyonculuğu bilen” kişi yok, o kuruluşta!..
Ve de anlaşılıyor ki; “dost / arkadaş” tartısı ile kurulmuş bir kadro var, ortada!..
Yıllardır “ana kural” değişmiyor; öncelikle ve vazgeçilmeden “gelen başkan ve yönetimleri yıkama, yağlama yarışı yapılacak ve bu yarışın bayrağı daha ileriye götürülecek!..”
Önerimdir: “Televizyonculuğu da, gazeteciliği de, sporu da çok iyi bilen” onca Galatasaraylı var, İstanbul’da.
“Bunlardan 8-10 tanesi ile” ve de “gönüllü” olarak bir “yayın kurulu yaparsın”; bu kurul kendine bir başkan seçer, bu kurula “kurul ile yönetim kurulu ve de TV yönetimi arasında irtibatı kuracak” bir de “bu işlerden biraz anlayan” bir yönetim kurulu üyesi verirsin. Haftada bir gün 2 saat toplanırlar, çay-kahve içerken, “geçmiş bir haftada neler yapıldı, neler yapılmadı / başlayan yeni haftada neler yapılmalı” üzerinde konuşurlar, fikir verir, öneriler yapar ve de TV yönetiminin önünü aydınlatırlar; kısa zamanda görülür ki, “Tekrar TV” Galatasaray TV’si hâline gelmeye başlar!..
Bu kadar kolay, ama bir şart var; “Eş / dost işi kaldırılır ve yapacak olanlar iş başına getirilirse ve ‘yaptıkları sürece’ TV’de kalırlarsa!..”

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.