Galatasaray Başkanı’na mesajımdır!..

A -
A +

Mustafa Cengiz Başkan, “zor durumdaki Galatasaray Kulübü’nün bin bir işi” ile uğraşıyor, tamam. Sanıyorum “başını kaşıyacak” zamanı yok. Tamam. Napolyon’un dediği gibi “Para... Para... Para...” velakin çare; “Galatasaray’ın  stadının altına ya da Müzenin yanına bir darphane lazım” galiba... Buraya kadar da tamam!..
Amma… Bir “velakin” daha, bazı işler var ki, “Paraya değil adama dayanıyor!..”
Ve sevgili Cengiz Başkan, siz “Murat Ece” gibi bir yardımcınızı, “Bu kulübü Dursun Özbek batırmış, biz kurtaracağız” diyen bir yardımcınızı kaçırıyorsunuz ve “sonraki hayatında başarılar diliyorsunuz”; olacak şey mi?..
Ne diyor Murat Ece; “Bir dizi mesele var. Mali tabloları incelemek yeterli... UEFA’nın, ‘Futbolcu satmadan alamazsın’ diyen transfer yasaklarına, Taçspor Kulübü ile olan mali kaçaklara, geleceğe dönük mali sıkıntıya, yönetim içinde yaşanan görüş ayrılıklarına ve de ‘Ben yaptım oldu’ mantığı ile plansız programsız adımlar atılarak aşılması gereken maddi-manevi sorunlara çare üretilemeyince istifa kaçınılmazdı. Ben Galatasaray’a yıllarını vermiş bir babanın oğluyum. İstifaya gerek gördüm o kadar. Fazlasını zaman söyler...”
Dahası var; Hatice Günay gibi Galatasaraylı Hanımefendi, “Galatasaray Adası hakkında açtığınız dava, yaptığınız itiraz reddedilince”, bakınız nasıl dert yanıyor, sosyal medyada; “Malum hukukçu değilim. Anladığıma göre kabaca davayı açarken kullanım hakkı bizde olan parselleri de dâhil etmemişiz, bu nedenle de iddia ettiğimiz hususlar (açık alanların daha fazla olduğu) sağlanmadığından muhatabımız kiracı olarak kabul görüyor! İşletmeci olsaydı, tahliyesi çok kolay olacaktı. Ada’dan çıkmak istemeyenin âdeta ömür boyu kullanımını sağlayacak sözleşmemizle kördüğümlerle karşı karşıyayız!
Neyse bu konu bir çoğumuz gibi beni de çok üzdü / üzüyor... Bu sarmaldan nasıl çıkamayacağımızı bilenlere karşı, nasıl çıkacağımızı bilenler henüz görünürde yoklar.”
Yıllardır, siz de dâhil bütün başkanlara “bu sütunlardan” bağırıyorum; “Ada konusunu çözmek istiyorsanız, bu konuyu bilenlere ve çözmek isteyenlere teslim ediniz. Yoksa çözülmeyecek, oradan beslenen şagil, beslenmeye devam edecek. Galiba istenen de bu!”
Şimdi artık “tamamen” inandım ki, “istenen bu” ve “çözmek istemeyenlere, bilmeyenlere emanet edilmesi” de bundan!
Bakınız Hatice Günay gibi “sizi seven, destekleyen” bir hanımefendi Galatasaraylıya bile, sonunda yazdırdınız; “Bu sarmaldan nasıl çıkamayacağımızı bilenlere karşı, nasıl çıkacağımızı bilenler henüz görünürde yoklar.”
İftihar edin; size “Bu işi kime teslim etmeniz gerektiğini” de yazdım, ama “yanınızdakiler” o kişiyi “yanınızda istemezler”, sebebini de zaten Hatice Hanım bile “üzülerek” yazdı, sonunda!..
Bu acı tablonun ortadan kaldırılması “para mı istiyor”, sayın Başkan, aksine, çözülürse, “düne kadar başkasının yediği paralar, hem de onlarca mislisi ile” Galatasaray’ın kasasına akacak; daha ne olsun?
Peki, ne bekliyorsunuz; GODOT’yu mu?..
Bitmedi, Mustafa Başkanım, “devamı” gene bu köşedeki “Neler oluyor?” başlığının altında!..

Neler oluyor?..
Galatasaray’ın Sayın Başkanı, sevgili Mustafa Cengiz, bakınız bir başka Galatasaray Kulübü üyesinin yazdıklarına; “Az önce Kalamış’da bir iki kadeh bir şey içip biraz atıştırdık. Yüzde 10 üye indirimi talep ettiğimde reddedildim. Çünkü yan masada lokantada otursam indirim varmış ama benim oturduğum masa plaj kısmına aitmiş, burada oturan üyeye indirim yokmuş. Hesap da 120 lira... Yani 12 lira için üyeyi refüze eden bir işletmemiz var. Bu tesis işletmelerini de acilen lisecilerden kurtarmak gerek... Bu ne mantık, bu ne akıl???”
Bu tabloyu ortadan kaldırmak için “para gerekmiyor” sevgili Başkan, sadece “düzeltecek adam” gerekiyor!..
Ve de daha da acısı, “bir Disiplin Kurulu üyesinin, Galatasaray üyesi bir gazeteciye sosyal medyada hakaretleri” devam ediyor.
Gazetecinin yazdıkları “doğrudur, değildir” o ayrı mesele, o gazeteci, kulüp üyesi olarak Tüzüğe aykırı bir söz söyler, hareket yaparsa, sen Disiplin Kurulu üyesisin, şikâyet önüne gelecek, karar vereceksin”; o üyeye hakarete nasıl devam edersin?..
Bunu düzeltmek için de “para gerekmiyor” sayın Başkan; zira “Disiplin Kurulu derneklerin tali kuruluyor. O yetkiler aslında yönetim kurulunundur. Tüzüklerle o görevin Disiplin Kuruluna verilmesi” sağlanmıştır. Ama “asıl” sorumlu sizsiniz. Bu üyenin yaptığı, doğrudan sizi de iltizam eder; neden onu “doğru yola çekmiyorsunuz”; bu da para mı istiyor?..
Sayın Başkan daha “böyle” onlarca şey yazabilirim, mesela en başa da “Galatasaray TV’yi koyarım”, tam bir “iptidai ekran, dost / arkadaş / alkışdaş ekranı” var, karşımızda ve Galatasaray markasına yakışmıyor!. Onca kere yazdım, kılınız kıpırdamıyor; “bilmeyenlerle, bilmek, öğrenmek istemeyenlerle çalışıyorsunuz”, artık şüphelenmeye başladım; “başarılı olacağınıza” gerçekten inanıyor musunuz?..

Gerçek ve efsane!..
Önümde bir tablo duruyor, kulüplerimizin Passolig sayısı:  
Galatasaray: 753 bin 888
Fenerbahçe: 717 bin 389
Beşiktaş: 648 bin 886
Trabzonspor: 213 bin 790
Konyaspor: 129 bin 381
Bursaspor: 128 bin 524
Antalyaspor: 97 bin 669
Kayserispor: 60 bin 328
Göztepe: 57 bin 093
Yeni Malatyaspor: 56 bin 235
Medipol Başakşehir: 50 bin 918
Demir Grup Sivasspor: 49 bin 399
Aytemiz Alanyaspor 33 bin 695
Çaykur Rizespor: 32 bin 555
Akhisarspor: 32 bin 418
BB Erzurumspor: 29 bin 410
MKE Ankaragücü: 25 bin 513
Kasımpaşa: 13 bin 248
Bu tablo  gazetelerde, WEB sitelerinde yayınlandı, ben “neden” sütunuma aldım, işte sebebi:
Bu tabloya bakarsak, “Üç büyüklerin dışındaki bütün kulüpler”, hadi “Trabzonspor’dan Antalyaspor’a kadarına” da “Eh işte” dersek, diğerleri iflas etmeli!..
Ama bizde ne oluyor; “iflas etmeli” dediklerimiz iflas etmiyor, “borçlarına bakarsak” ‘Üç Büyükler’ “iflas etmiş” gibi!..
Sebep; sebep ortada, “iflas ettirenler” var ve “o ettirenler” ne yazık ki, çoğunlukla “efsane” diye anılıyorlar; spor basınımız sağ olsun!..

Şaka!..
Sevgili Fatih Hoca’m “özetle” demiş ki; “Artık bir şeyler değişmeli, Mesela, Galatasaray’ın oynatmayacağı oyuncuları Fenerbahçe, Beşiktaş alabilmeli. Taraftardan, camiadan tepki gelmemeli.”
Aman Hoca’m, senin oynatmak istemediğin oyuncuları “bedava veriyorsun” Çatladıkapıspor, Ataryemezspor bile almıyor, “üstüne para istiyor”; Sen, “oynatmayacağın değil, oynatacağın birkaç futbolcuyu koy piyasaya”, bakalım ne oluyor?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.