Arda Turan!..

A -
A +

Gece yarısından sonra, Emirgân’daki “Gizli Kalsın” barına gidiyorsun, “öyle bir şey yapıyorsun ki”, gizli kalması mümkün değil…
Ama kabahat senin değil, “o barın güvenlikçilerinin”; neden alıyorlar seni, barlarına? Bugüne kadar, o kadar skandalın kahramanı oldun ve de “gizli kalması için” en ufak bir gayret sarf etmedin; “ne yaptıysan”, TV ekranlarında, magazin sayfalarının manşetlerinde yer aldı. İşte, şimdi de üçüncü de değil, “birinci sayfa manşetlerine çıkmayı hak ettin”; helal olsun sana!..
“Spor sayfaları manşetlerinden” geldiğin yerlere bak ve de “2 ay sonra doğacak” çocuğundan utan!..
Haberlerde okuduğuma göre, “erkek erkeğe” gittiğiniz” barda beraber olduğun grupta bir “ünlü” arkadaşın da varmış; sen arkadaşın da olan sanatçının burnunu kan ve kırık çanağına çevirirken, seyretmiş; hiç şaşırmadım!..

İshal-i kelamın yok ettiği meslek!.. 
Kimse kusura bakmasın, kırılmasın, gücenmesin; ama görülüyor ki; Fenerbahçe medyası ve o medyanın muhabirden, yorumcuya bütün ünlü ve de ünsüz mensupları, aylardan beri “öyle şeyleri, öyle gerçekleri, öyle haberleri” bizim gençlik zamanımızın tabiri ile “iki seksen atlamışlar” ki, hayret etmemek mümkün değil!..
Başkan Ali Koç açıklamasa, daha da atlamaya devam edecekler; yazıklar ola!..
Son yıllarda yazıp gelmeye devam ettim; “Artık gazeteciliği, haberciliği unuttuk”, bol bol gazete sayfalarında da, TV ekranlarında da, radyo mikrofonlarında da “ishal-i kelama yakalandık” ve tedavi edemiyoruz, “ilacı belli,” alıp içmek için kılımızı bile kıpırdatmıyoruz, neden?
“Gazetecilik zor”, dahası “fincancı katırlarını ürkütme korkusu” var; dahası, “laf yazmak, laf etmek” kolay; konuş konuşacağın kadar, yaz yazacağın kadar; her gazete sayfasında “aynı konular ve laflar”, her TV ekranında “aynı konular ve laflar!..”
Bilmiyorum, bir gazetenin, bir TV’nin Spor Müdürü de çıkıp, “Bizim Fenerbahçe muhabirimiz, yazarlarımız, yorumcularımız yok (!) mu? Kulüpte bunca şey olmuş, iş dehşet verici kumpas iddiasına kadar varmış, neden haberimiz olmamış; olmuşsa neden yazmamışız, ekranlara vermemişiz” diye sordu mu acaba, “onca para, onca imkan” verilen, “ülkenin en tanınmış insanları, yorumcuları, spor gazetecileri arasında olan” yorumcularını, yazarlarını, Fenerbahçe muhabirlerini karşısına alarak?..
Hele hele “Ali Koç, doğru kararlar aldın ama geç kaldın” diyen, yazan yorumcular var ki; adeta “Biz biliyorduk” itirafında bulunmuyorlar mı?..
Canım ben de ne yazıyorum, Allah aşkına; duyan kiiim, dinleyen kiiim; ekranlarda, sayfalarda “ishal-i kelama devam!..”

ŞAKA

UEFA’nın “yeniden yargılanma” kararı üzerine, UEFA Başkanı Aleksander Ceferin ile görüşmek üzere İsviçre’de giden Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, spor yazarlarına “Galatasaray kendini sadece kulisle değil, rakamlarla kanıtlamış durumda. Uçağın kalkışı gibi kalkıştayız, inşallah bir kuş sürüsüne çarpıp düşmeyiz” dedi.
Aman sayın Başkan, son aylarda onca büyük hatalar ve yanlışlar yaptınız ki, artık Galatasaraylılar “Siz ve yönetiminiz varken, kuş sürüsüne ne hacet” diyecek hâle geldiler!..

Terim farkı!..

Rahmetli Gündüz Kılıç’ın “sağbek” Ali Beratlıgil’i “santrfora alıp, gol kralı yapması”, Derwall / Mustafa Denizli ikilisinin zaman zaman “Raşit’i stoperden, santrfor mevkiine göndermesi” örneklerini hatırlattı ve yazdırdı Fatih Terim; Antalyaspor maçındaki Maicon / Donk hamleleri ile ve Donk’un golü gelip, 3 puanla dönünce, İstanbul’a. Çok yorumcuya da “Cimbom’un deplasman kabusu bitti” dedirtti!..
Ve de,“art arta bu iki hamleyi anlatırken” de bazı yorumcular “Fatih Hoca gene şapkadan tavşan çıkardı” dediler!..
Ben “tersini” düşünüyorum; Fatih Hoca bu defa “Şapkadan tavşan çıkarmak” yerine, “Tavşandan şapka çıkardı”; işte “Fatih Hoca farkı” burada!..
Baksanıza, bugüne kadar seyrettiğim “en kötü” Bosna-Hersek ile oynanan ve “Kazanacağız” dediği milli maçta, anlı ve şanlı Lucescu, “şapkadan tavşan çıkarmak” bir yana “bir gol bile çıkaramadı”; ne çıkarması, “teşebbüs dahi” etmedi!..
“Memur olmak” başka şey, “Patron olmak” başka!..

Ne hâllere düşürüldün, Galatasaray?..

Gazetelerde bir haber; “Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) İzmir Şubesi’nce düzenlenen ve ‘4 ekibin katıldığı’ 4. Allways TSYD İzmir Voleybol Turnuvası’nda Arkas Spor 9 puanla şampiyonluk kupasına ulaştı, Arhavi Belediye 5 puanla ikinci, İkbal Afyon Belediye Yüntaş 3 puanla üçüncü, 1 puan alan Galatasaray da dördüncü oldu.”
Yani, sonuncu; Mustafa Cengiz ve arkadaşları “bu büyük ve unutulmaz başarıdan dolayı” iftihar edebilirler!..

Yazık ettiler, kendilerine!..

Bakınız, Arda Turan gibi, Emre Belözoğlu gibi, Burak Yılmaz gibi, Gökhan Töre gibi, Volkan Demirel gibi futbolcuları, “geçmişlerine bakarak” savunmak için değil bir cümle, “bir kelime” bile yazmam.
Yazarsam, kalemime, mesleğime ihanet etmiş olurum.
Kulüpleri, onlara neler vermediler, hocaları onlara neler vermediler, taraftarlar, seyirciler onlara “neler vermediler”, bu basın, bu millet, bu devlet onlara neler vermedi; paraysa para, formaysa forma, dersse ders, alkışsa alkış, manşetse manşet, ekransa ekran, sevgiyse sevgi, saygıysa saygı…
Ama “onlar” ne yaptılar; hem de uyarılara, ricalara, ihtarlara, cezalara rağmen inat ve ısrarla, genç sporculara, genç futbolculara “olumlu örnek” olacaklarına, “olumsuz” örnek olmak için adeta yarıştılar ve hâlâ da yarışıyorlar; neden savunayım onları; artık onlara üzülemiyorum, bile!..
83 yıllık hayatım bana öğretti ki; “İnsanları tanımak için ‘iyi’ olaylara değil, ‘kötü’ olaylara bakmalısınız ki, ‘gerçek yüzlerini’ görebilesiniz!..”

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.