Federasyon kurullarında kimler hangi takımı tutuyor?..

A -
A +

Spor sayfalarında zaman zaman “Hangi hakem, hangi takımı tutuyor” ya da “tutuyordu” başlıklarıyla verilen araştırmalar görürüz. Ünlü, FIFA kokartlı, Süper Lig’e abone hakemlerimizin “renk sevgilerini” ortaya koyan bu araştırmalar, çocukluklarından, gençliklerinden” başlar, sonrasında “zaten” hakemlerimiz tarafsızdır.
Zira, “tarafsız olmadıkları” görülürse, pek çok çalışana nasip olmayan ölçüdeki “maç parasından mahrum kalacaklardır”; el hak “böyle bir kaybı renk sevdası sebebiyle göze alamayacak kadar” akıllıdırlar!..
Aslında, “Federasyonlarda aralarında ‘renk sevdalıları aranacak’ kişiler” hakemler değillerdir. Aralarında “renk sevdalıları aranacak” kişiler federasyonlarda, kurullarında vardır ve de “renk sevdalısı olmanın hakkını” zaman zaman verirler.
Elbette “büyük çoğunluğa yapıştırmam” mümkün değil bu iddiamı, ama “istisnalar” epeyce vardı, bunca yıldır yaşıyor, görüyor ve yazıyorum.
İşte onun için, bir büyük kulüp, “kızdıkları federasyon başkanı yeniden aday olduğunda”, hem de “boykotu bağıra çağıra açıklayarak” seçimlerde “kurullara üye vermeyi reddederken”, bir başka büyük kulübün asbaşkanının, seçim sonuçları belli olunca, başkanına koşup, “Bizden falan kurula 4 kişi girdi başkanım” diye müjde verdiği günleri yaşadık, gazetelerde ‘tekzip edilmeyen’ haberleri çıktı, yorumlar yazdık.
“Hakemler hangi takımı tutuyor” sorusunun peşinde koşan spor basınımız, nedense “Federasyon yönetiminde, Disiplin, Tahkim, Hukuk ve hatta Merkez Hakem Kurullarında üye olanların, dahası ‘bilabedel, yani meccanen, yani ücretsiz’ görev yapanların hangi renklerin sevdalıları olduğunu” araştırmaz, soruşturmaz.
Hele hele, “bugünlerde yaşadığımız ağır tablonun ceza verici ve onaylayıcı kurullarında üye olanlar için” bir araştırma yapmak niçin kimsenin aklına gelmez?..
Hemen hemen hepsi, spor ve futbol dünyamızda yıllardan beri “bilinen” insanlar; “kimin hangi rengin sevdalısı olduğunu” araştırıp, bir sonuç tablosuna varmak o kadar zor mu?..
Mesela Galatasaray yönetimi, “Fatih Terim’e ödenecek tazminatın intikamı alınıyor” iddia ve yorumlarının spor camiasına, spor sayfalarına, sosyal medyaya kadar yayıldığı bir ortamda, “böyle bir araştırma yapıp”, sonucunu açıklamayı neden düşünmüyor?..
Sorunlar, “bildiri yayınlamakla çözülse”, dünyada sorun kalmazdı, öyle değil mi, Sayın Mustafa Cengiz ve Sayın Abdurrahim Albayrak?..
Federasyon Yönetim Kurulundan başlayın isterseniz; “Yıldırım Demirören- Beşiktaşlı, Ali Dürüst - Galatasaraylı…”

Sakatlar dünyamız ve ahlak!..
Bir Bilen “bu hafta” bana dedi ki; “Dünya Hekimler Konfederasyonunun “spor hekimlerinin uymakla zorunlu olduğu 13 maddelik bir ‘ahlak kuralları yasası’ vardır ve bir deklarasyonla 1981’de açıklanmıştır Bu deklarasyonun 4’üncü maddesi der ki; ‘… Spor hekimi, daha sonra sporcunun zarar görebileceği her türlü tıbbi işlemi, hekimlik adına reddeder. Özellikle; Sporcunun müsabakaya katılabilmesini sağlayabilmek için organizmanın koruma sistemini veya acıma duygusunu devreden çıkaran tıbbi girişimler bu meyandadır.’ Yani, diyor ki, Dünya Hekimler Konfederasyonu; ‘Ey spor hekimi, bir sporcuyu ağrısını kesecek iğnelerde oynatırsan, bu bizim ahlak yasamıza aykırıdır, yapma!’ İşte bizde ‘insafsızca bu iğneler yapıldığı için’ takımlarımız sakatlar revirine dönüyor. İki günde geçecek bir gerilme, iğneyle oynatılma ve zorlanma yüzünden haftalarca sürecek sakatlıkları ortaya çıkarıyor. Yazık değil mi o sporcuya ve de takımına?”
Teşekkürler, Turgay Renklikurt Hoca’m, tamam da, bu “sağlık ve ahlak dışı” işe, neden Türkiye Futbolcular Derneği müdahale etmiyor ve seyrediyor, neden Türk Tabipler Birliği sesini sedasını çıkarmıyor, olacak şey mi?..”

Galatasaray’a düşürülen leke!..
Türkiye’de “bütün spor branşları içinde” gelmiş, geçmiş “en başarılı teknik adam kimdir” sorusunun “açık ara” tek cevabı vardır; “Galatasaray Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı Başantrenörü Sedat İncesu!..”
Türkiye ve Avrupa şampiyonluklarına, Dünya Kupalarına, Kâinat Kupalarına kadar hem de defalarca “almadık kupa bırakmayan” bir hocadır, Sedat İncesu!..
Onun istifası, “yaptığı” açıklamalardaki tablo, Başkan Mustafa Cengiz ve arkadaşlarını Galatasaray tarihine “en ayıplı yönetimlerinden biri” olarak gömecektir!..
“Bir Feghouli maliyetine”, Türkiye’ye ve Galatasaray’a “dünya ve insanlık için engelliler gibi çok hassas bir branşta”, rüyalarda bile görülemeyecek başarıları, kupaları getiren bir takıma reva gördükleri muameledir, Sedat İncesu’yu isyan ettiren. Ve ben, onun, “gerçek olduğuna inandığım” şikâyetleri ile “ayrılmak zorunda bırakıldığına” inanıyorum, Galatasaray Kulübü “ne açıklama yaparsa yapsın” inanmaya da devam edeceğim.
İnsan bir aynaya bakar ve sorar; “Ben Galatasaray için ne yaptım, Sedat İncesu 13 yıldır ne yaptı?” diye. Ondan sonra yayınlanan bildiriye “Bu zor günlerde, kulübümüz üstüne oynanan oyunlara karşı camiamızın ihtiyatla yaklaşması ve teyakkuz hâlinde olması gerekmektedir” ifadesini koyar!..
İşte, “onca kupanın altında imzası olan” bir hocaya “böyle teşekkür ediyor”; bugünün Galatasaray başkan ve yöneticileri, yüzleri kızarmadan; ayıptır, ayıp!..

Şaka!..
Türk Futbol Millî Takımı’na tarihinin “en başarısız dönemlerinden birini yaşatan” Lucescu, tribünlerdeki “İstifa et” çağrılarına karşı “Benim beğenilmeye ihtiyacım yok” demiş.
Aman hocam, “malumu ilam etmene” gerek yok; senin neye ihtiyacının olduğunu zaten cümle âlem biliyor; “Avro… Avro… Avro!..”

At palavrayı bre spor basını!..
El insaf, sonunda “Usain Bolt’u da ‘palavra transferler listemize kattık” ve haberler yaptık. Sonunda Sivasspor Başkan Vekili patladı; “Burası atletizm kulübü değildir, bu haberler tümüyle yalandır!..”
Peki, Sivasspor Başkan Vekili patlarken, benim spor sayfalarının müdürleri ne yapıyor; hiç!..
Bu haberi yapan, bu haberi “araştırmadan, soruşturmadan sayfasına koyan” için ne yapılıyor; hiç!..
Peki ne oluyor; vatandaş “At palavrayı bre spor basını, sayfalar, ekranlar ve de gazetecilik inlesin” diyor; yazıklar olsun!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.