G.Saray’da neden istikrar yok?..

A -
A +

Belhanda ve Onyekuru’dan, “gol pası beklemekle Galatasaray’daki ömürlerini tüketecek olan” Diagne ile Mitroglou’na acıyorum

Eğer Galatasaray, “tarihin en kötü Fenerbahçe kadrosundan seçilmiş 11’i, hem de maçın büyük bir bölümünde 10 kişi kalmışken bile yenemiyorsa”, elbette “hakemdi, Fenerbahçe Stadı’nın gizemi ve büyüsü, şuydu, buydu” diye bir yığın “sebep, mazeret, bahane” sayılabilir, yazılabilir ama, bu “nedenler görüntüsü” acaba “işin gerçeği” midir; hele hele takımın hocası, Fatih Terim olursa?..
“Geçen yılın şampiyon takımı”, transferde “zedelense” de, “istenen ve beklenen transferler yapılamamış olsa” da, bugün “her şeye rağmen şampiyonluk, Türkiye Kupası ve Şampiyonlar Ligi kovalayan” takımdır ama asla “Fatih Terim Takımı” değildir!..
Zira, Fatih Terim Takımı, “bir disiplin ve istikrar takımıdır, bir aidiyet heyecanı, coşkusu takımıdır, bir yardımlaşmak, fedakârlık ve inanç takımıdır”; bugünün Galatasaray’ında “bu temel ilkelerde eksiklikler”, hem de “büyük eksiklikler” vardır ve Fatih Hoca’nın “bütün çırpınmalara rağmen”, işte sezonun sonu gelmek üzere; “disiplin ve istikrar” hâlâ yakalanamamıştır!..
Neden; “bu” sorunun cevabını bulmak için arşivimde “biraz” dolaştım, bakındım. Bir zamanlar “benzer bir tablo” ortaya çıktığında “Bir Bilen’e sormuşum”, bana demiş ki; “Bu konu, Amerikan futbolunda bilimsel bir araştırma yapılarak bir sonuca ulaştırılmış, araştırmada takımda dört grup oyuncu olduğu ortaya çıkmış.
A Grubu; Takımla bağlantısını kafadan tamamen koparanlar,
B Grubu; Takımla bağlantısı kısmen devam eden ama kulakları dışarıdan gelen tekliflerde olanlar,
C Grubu; Takımla bağlantısı zihnen devam eden ama duygusal bağ geliştirmeyen oyuncular,
D Grubu; Kulüp ve takımla zihnen ve ruhen özdeşleşip aidiyet duygularını geliştirenler.
Eğer takımın kadrosunda C ve özellikle D Grubu oyuncular çoksa, istikrar olur, disiplin olur, ‘ekip zekâsı’ gelişir. Aksine, A ve B Grubu’nda olan oyuncular fazla ise, o oyuncuların teknik kalitesi ne kadar yüksek olursa olsun, istikrar yakalanamaz. Ayrıca, elbette gece hayatı ve alkol alımının da yakından izlenmesi gerek.”
Sözü, daha fazla uzatmadan, Galatasaray’da şimdi vereceğim sadece “iki isim” bile, “Bir Bilenimiz” sevgili Turgay Renklikurt Hoca’mızın “ne kadar doğru söylediğini” ortaya koyacaktır: Belhanda ve Onyekuru’ndan, “gol pası beklemekle Galatasaray’daki ömürlerini tüketecek olan” Diagne ile Mitroglou’na acıyorum.
“Moral vermek için” atılacak olan penaltıyı “Diagne’nin eline vermesi gereken” Belhanda’nın on binlerce tribün ve yüz binlerce TV seyircisi önünde “Galatasaray’ın santrforuna yaptığı” ortada. Bu takımda “istikrar, disiplin ve takım zekâsı” ne zaman ve nasıl gelecek; haziranda “bu tiplerin (Kadroda bol bol var, say say bitmiyor; A’lıklar, B’likler) büyük çoğunluğu” gönderildiği zaman!..
Bakınız, Liverpool - Chelsea maçının son 10-12 dakikasını seyretmek bile, “istikrar, disipilin ve zekâ bakımından” bir takımın nasıl olacağını ortaya koyuyor.
Liverpool 2-0 galip… “Geriye çekilip”, defansına güvenmek yerine, “gol atmak durumunda olan rakibini, onun sahasına hapsediyor”; 7-8 oyuncu ile Chelsea yarı sahasında yapılan pres… Saha kenarında “hata yapıp, presi kırdıran” oyuncularına öfkelenen ve ter ter tepinen bir hoca; Jürgen Klopp!..
Bitmedi; bizim “ağır çekim top çıkaran” Muslera’mızın yaptığına “tenezzül dahi etmeyen” Liverpool kalecisi Alisson!..
Daha yığınla “örnek verebilirim”, iki takım arasındaki fark için ama, bugünlük bu kadar yeter de artar bile!..
Galatasaraylılar dua etsinler Fatih Hoca’ya, yoksa takımları bugün Trabzonspor’un da altında, “UEFA Kupası için” çabalar dururdu!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.