İnsafsız bir kumpas!..

A -
A +

Geçen sezon “Kulüpler Birliği Bildirisi” adı altında yayınlanan “kimlerin yazdığı, kimlerin imzaladığı” üzerinde günlerce tartışma ve açıklamaların ve de “Bizim haberimiz olmadı; tasvip etmiyoruz, imza vermiyoruz” diye açıklama yapanların çoğunlukta olduğu, Galatasaray camiasında “Galatasaray’a karşı komplo” algısı oluşturan “esrarengiz ve gıllıgışlı” olaydan sonra…
Bir de “Galatasaray maçlarını yönetecek hakemlere gözdağı veren” o “acılı iki hakem infazı” kararı gelince…
Bitmedi; bir de Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz’in “O bildiriyi geri çekin” önerisi defalarca reddedilince…
Ve de, transfer ayındaki “bazı oyuncu alışverişlerinin, Galatasaray aleyhine gerçekleşmesi için ‘bazı’ kulüpler arasında dirsek teması olduğuna dair” belirtiler ortaya çıkınca…
Gene “çok gerilimli bir maç” sonrasında Galatasaray’ın hocası, “çok dikkatli ve seçilmiş cümleler” ile “bu” tabloyu işaret etti ve de “Daha açık konuşamam, gene ceza yağdırırlar” dedi.
Fatih Terim’in “o sözleri, kesinlikle Federasyonu, kurullarını ve hakemleri hedef almıyordu”; sadece “birkaç kulüp başkanı arasında Galatasaray’a karşı kurulan bir ittifakı” işaret ediyordu!..
Ne var ki, Hürriyet’te “tarafsız görünmek uğruna” Mehmet Arslan kardeşim gibi Galatasaraylılar başta, “fırsat bekleyen” Galatasaray karşıtları, Fatih Terim’e ateş püskürdüler!..
Ve… Fatih Terim “tedbirsiz” olarak Disiplin Kurulu’na sevk edildi.
Ve de…  “Tarafsız” Futbol Federasyonu Disiplin Kurulundan “Fatih Terim’e 4 maç ceza çıktı; Fenerbahçe derbisinde takımının başında olamayacaktı!..”
Maçtan sonra ve gece TV’lere bağlanarak, “doğrudan maçın hakemlerini hedef alan” ve “yukarılara doğru da yansıtan” çok ağır sözlerin, açıklamaların sahibi bir kulüp başkanını “tedbirsiz” olarak Disiplin Kurulu’na gönderdi ve “tarafsız” disiplin kurulunda “sadece 60 günlük bir protokol tribünlerine girememe cezası(!)” çıkageldi.
Buraya kadar “Türkiye’de disiplin adaletinin nasıl işlediğini gösteren” bir yeni örneği anlattık; ama olay keşke “bu kadar ile” kalsa idi!..
Türk spor tarihine “kapkara bir leke olarak yazılacak” bir başka olay da “Terim’e verilen 4 maçlık haksız ve adaletsiz cezaya” eklendi; bu ekleme “Galatasaray’ın sadece hocasına karşı değildi”; bütün bir Galatasaray toplumuna, camiasına, kulübüne dönüktü. “Ceza”, Galatasaray’ın “diğer kulüplerimizin de olduğu gibi, tarihî ve ma-nevi büyük bir değerinin çiğnendiği” bir “zaman seçimi” ile damgalanmıştı; “Saat 19.05’te!..”
19.05; Galatasaraylıların günlük hayatında “Galatasaray’ın kuruluş yılını anlatan” bir semboldü ve Türkiye Futbol Federasyonu’nun içindeki bir “gizli ve kirli el” tarafından “Galatasaray’a karşı” çok çirkin ve de “çok kötü” bir tehdit unsuru, dahası “meydan okuma” olarak kullanılmıştı!..
Federasyon “bu iğrenç tesadüfü(!)” nasıl karşılayacak bilmiyorum; bu “Galatasaray taraftarını çileden çıkarmayı ve sokaklara dökmeyi hedefleyen kumpası” kim yaptı, bilmiyorum; Federasyon gereğini yapacak mı, yapacaksa nasıl yapacak; onu da bilmiyorum…
Ama bildiğim iki şey var; Birincisi, Galatasaray toplumunun ve camiasının “bu rezil saldırıyı sakin ve olgunlukla karşılamasının” gerektiği; ikincisi de, Galatasaraylıların “Galatasaray’ın değil”, Türk sporunun üzerine düşürülen “bu kara lekeyi”, hiç ama hiç unutmayacakları!..

Madalya rekortmenleri idiler!..
Art arda önce Gül Çiray (Akbaş)’ı, sonra Tevfik Kış’ı kaybettik. Spor yazarlığımın gençlik yılları, onların başarılarını yazmakla, yorumlamakta, röportajlarının peşinde koşmakla geçmişti.
Biri “Atletizmimizin”, öteki “Güreşimizin” unutulmazları arasına girmişti; “sporcu” olarak, “hoca” olarak, “yönetici” olarak!..
Gül Çiray, kalp krizi sebebi ile vefatından bir gün önce “ENKA Pisti’ndeki Sadi Gülçelik Yarışmalarını” izlemiş ve kazanan atletlere ödüllerini vermişti.
O, Türk Atletizminde “uluslararası yarışmalarda altın madalya alan ilk Türk Kadın atleti” idi. O zamanların sadece Türkiye’nin değil Yugoslavyalı, Yunanistanlı Balkan atletizminin de “en büyük ve başarılı” kadın atletlerinin başında geliyordu. Türkiye’de bir rekor olan “kırdığı 47 Türkiye rekorunun yanına”, 400 / 800 / 1500 metrelerde ve krosta 17 Türkiye, 5 Balkan  şampiyonluğu ile 2 Balkan rekoru ve Uluslararası yarışmalarda aldığı sayısız madalyaları da eklemişti.
Türk güreşinin “greko – romen” dalındaki efsanelerinden olan Tevfik Kış, “Avrupa (1966 – Essen) / Dünya (1962 – Toledo, 1963 – Helsinki) / Olimpiyat (1960 – Roma) şampiyonlukları” üçlemesini yapan “altın” sporcularımızdan biriydi. Balkan şampiyonalarından, Akdeniz oyunlarından da altınlar getirdi. Saymakla bitmez, tam bir “güreş podyumlarının madalya rekortmeni” idi. 85 yaşında aramızdan ayrıldı. Antrenör olarak “şampiyonlar” yetiştirdi. Yönetici olarak da Türk sporuna ve güreşine büyük hizmetler yaptı.
Gül Çiray’a da, Tevfik Kış’a da Allah’tan rahmet diliyorum; mekânları cennet olsun, nurlar içinde yatsınlar!..
NOT: Ne acıdır ki, “bu iki büyük Türk sporcusunu” basın olarak unuttuk; futboldaki “3’üncü sınıf” bir transfer bombası(!) kadar bile önemsemedik; yazıklar olsun, bizlere; utanıyorum!..

Şaka!..
Geçen hafta “sahada maç sonunda formalar değişince” neler yazmıştık; bilmem ki şimdi “yönetimlerin ‘şike’ konusunda açıklamaları” çarpışınca ne diyeceğiz?..
“Kırk yıllık Kani, olur mu Yani?” desem, ne dersiniz?..

Hollandalılara müjde veriyorum!..
Fenerbahçe’de pırıl pırıl parlayan bir genç futbolcu var; Ferdi Kadıoğlu. Geçen yıl 1,4 milyon avro bonservis bedeli ile Hollanda’nın NEC Nijmegen Kulübü’nden alınmış. Bonservis bedeli “taksitler” hâlinde ödenecekmiş.
Ne var ki, birkaç gün önce Hollanda’nın bu küçük kulübünün genel müdürü bir açıklama yaptı; “Belediyeye, maçlarımızı oynadığımız Goffert Stadyumu’nun 244 bin avroya ulaşan kira borcunu ve stadın masraflarını ödeyemiyoruz. Zira Fenerbahçe’den ödeme alamıyoruz. “Elbette bu borcu ödemeyi planlıyoruz ancak şu anda seçkin bir borçlumuzla da uğraşıyoruz. Sorun bu” açıklamasını yapmış ve demiş ki; “Avukatlarımız, UEFA ve FIFA’ya dava açmak için çalışıyorlar.”
Hollandalılar merak etmesinler, Ali Koç Başkan “Galatasaray ve Fatih Terim’le uğraşmaktan Ferdi’nin bonservisinin taksitlerini unutmuştu”; göreceksiniz “sizin hatırlatmanızdan sonra” hemen ödeyecektir!..

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.