Arda, G.Saray’ı beklerken!..

A -
A +

Arda Turan’ın, TGRT Haber’de Sabri Ugan ile katıldığı programı izlemedim. Ama o programla ilgili gazetem Türkiye’de çıkan haberi okudum, hem de iki defa. Birincisi “okuyucu” olarak, ikincisi “yazacak olan” olarak!
“Hatalarım oldu” derken, “O hatalardan ders aldım, şimdi ‘o dersleri alan ve gereğini yapacak olan’ Arda olarak futbola devam edeceğim” mesajını da vermişti, Arda.
Dahası, “Ben Galatasaraylıyım, Galatasaray’a karşı hata yapmadım, yapmam. ‘Gel’ derlerse gelirim, Galatasaray’a karşı şartım olamaz” derken de, hem başta Mustafa Başkan olmak üzere Galatasaray yönetimine, hem de “elini öptüğü” Hoca’sı Fatih Terim’e mesaj gönderiyordu, Arda.
Bakınız, tablo ortada; Arda, “faal futbolculuk hayatını, ‘hatalarından arınmış’ bir kaptan olarak Galatasaray’da tamamlamak” istiyor. Galatasaray’a yaptığı hizmetler göz önüne alındığında Kaptan’ın “bunu istemeye” hakkı var!..
Buna karşılık, Galatasaray futbol takımının ve Fatih Hoca’nın da “Arda’ya ihtiyacı var” ve Arda “bu ihtiyacı karşılayacak kariyere sahip” bir millî takım ve Galatasaray kaptanı!..
Galatasaray’da, Atletico Madrid’de, Barcelona’daki kariyeri ile, “bu takımlarda oynarken kazanılan şampiyonluk ve kupaların sayıları itibarıyla” ve de “Türk Millî Takımı’ndaki başarı çizgisi ile” Arda’nın “kariyerine sahip, kaç futbolcumuz var”, bir düşünelim!..
Ve de “Galatasaray yönetiminin, Fatih Hoca da istedikten sonra, böyle ‘kariyer ve karizmaya sahip’ bir futbolcunun ‘faal futbol hayatına Galatasaray’dan başka bir takımda son vermesine yol açacak’ bir karar alabileceğine” de inanmak istemiyorum.
Eğer “Galatasaray olmazsa – ki, ben olmayacağını düşünmek bile istemediğimi bir cümle önce yazdım – Arda’nın faal futbolculuğa en az iki yıl daha devam etme” düşüncesinin olduğunu ve “kararı aile meclisinin vereceğini” gösteren cümleleri var, Arda’nın.
Bu düşünce onun, “kendisine güvendiğini, iyi durumda olduğunu ve iki yıl daha üst seviyede futbol oynayacağına inandığını” gösteriyor.
Dahası, “takım içinde Fatih Terim’in sağ kolu olacak Arda, Hagi gibi”; daha ne olsun?..
Ve Arda, tam da Hagi’nin Galatasaray’a geldiği yaşlarda. Soruyorum; Hagi Galatasaray’da kaç sene oynadı ve de neler yaptı, ortada değil mi?
Neden Arda Turan yapmasın; hatalarını görmüş, anlamış, ders almış ve azmetmiş bir Arda Turan?
Herhâlde düşünüyordur, Arda; “Mustafa Başkan’ı misafir kabul edebileceği günlerin ilkinde evinde ziyaret edip ‘Geçmiş olsun’ demeyi”; böyle bir ziyaret bile “mutlu sonun başlangıcı” olabilir!..
Bakalım ne olacak, yaşayıp göreceğiz!..

Doğru mu?..
Yıllar boyu “Fenerbahçe’yi yazıp çizen”, şimdi faal gazeteciliği bırakmış bir meslektaşım bana “özetle” dedi ki; “Nihat Özdemir konusunda, Ali Koç’u dolduran ve yanlış yaptıran Başkan Vekili Semih Özsoy’dur. Semih Bey, oldum olası Nihat Özdemir’e sempati duymamıştır.”
İlginç bir iddia, “doğru olup olmadığını” bilmiyorum. Bu sorunun cevabını ancak Fenerbahçeli meslektaşlarım verebilir. Ama “nedense (!) bu ve benzer konular artık gazeteciliğin kitabından çıkarıldığından” kimseler “bu işin altında başka şeyler var mı, yok mu” diye araştırmıyor, soruşturmuyor ya da “bildikleri hâlde” yazmıyor. “Kimseleri kırmayalım, küstürmeyelim, kızdırmayalım, öfkelendirmeyelim” hassasiyeti, gazeteciliği “eksikli” hâle getirdi, hem de “çok” eksikli; yazık!..

Bir Talât vardı…
İki yaş küçüğümdü, biz “anne tarafından” Kilisliydik, o da Gaziantepli. Kilis takımlarıyla, Antep takımlarının kıyasıya mücadele ettiği yıllarda Şehreküstü takımında futbola başlamıştı.
Ve Talât Özkarslı Göztepe’de oynamaya, sonra da Galatasaray’a geldiği günlerde ben de “genç bir spor yazarı olarak” onu çok yazdım. Müthiş hırslı, mücadeleci, güçlü, “yenilgiyi kabul etmeyen” ve “tertemiz yürekli” yiğit bir futbolcu idi. Galatasaray’da ve millî takımda kaptanlık da yaptı.
82 yaşında vefat ettiği haberini gazetede okuyunca, gözlerim nemlendi, daldım gittim.
Mekânı cennet olsun, nur içinde yatsın. Özkarslı ailesine, dostlarına, arkadaşlarına, Galatasaray ve spor camialarına baş sağlığı dilerim.

Çok yakında!...
Mustafa Cengiz Başkan’ın “iyi olduğu” haberlerini alıyorum, Urla’ya kadar geliyor. Mutlu oluyorum.
Perşembe günü aldığım son haber; “Tedavi devam ediyor, hızla iyileşiyor. Çok yakında yönetim kurulu toplantılarına başkanlık edecek!..”
Daha önce de yazmıştım; “Galatasaray’ın kendi stadında oynayacağı maçlarda tribünde olacak” diye; inşallah!..

Şaka!..
Sevgili Ömer Faruk Ünal’ın dünkü köşesinden:
“1 – Protokolde, “maçın gözlemcisinin” tribünde olacağı yazılı. Ama maçlara gözlemci gitmeyecek, hakemler ekrandan d ğerlendirilecek.
2) Dördüncü hakemin maç günü stattaki eş güdüm toplantısına katılmayacağı yazılmıştı. Hem kalabalık olmasın hem de hakemler günübirlik seyahat yapacakları için. Ama saat 11.00’de stadı gezecek ekibin içinde dördüncü hakem de var.”
Hımmm, anlaşılıyor ki, Futbol Federasyonu ve Merkez Hakem Kurulu için bir “musahhih kadrosu” ihdas edilmeli, edilmeli ki, “bu hatalar” yapılmasın!
Kadroya alınacak “genç stajyer arkadaşlar için” hoca da hazır; Ömer Faruk Ünal!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.