Hak varsa verilsin, ama taviz asla!..

Yıllardan beri, “Kulüplerimizi gırtlağa kadar borca sokan” ve de “ancak, FIFA’ların, UEFA’ların araya girmesi ve mali durumlarını denetim alarak düzeltilmesi için ağır cezalara hükmetmeye başlaması ile”, camiaları, taraftarları ve spor medyamız ile “sorumsuz yönetimlere karşı” ayağa kalkan bizler değil miydik?..
“UEFA’ların, FIFA’ların yaptığını, cezalar dahil bizim Federasyonlarımız, çıkaracakları talimatlarla önleseler ve de ‘mali disiplini sağlasalar’ olmaz mıydı” diye bar bar bağırmadık mı?..
Peki, Futbol Federasyonu “bunu geçen yıl yapmaya başladığında” da, “Nihayet aklımız başımıza geldi, işte yapılması gereken buydu” diyerek “bir – iki kulüpçü çatlak ses dışında” alkışlamadık mı?..
Federasyon’un çıkardığı “talimat” ortada değil miydi; nasıl uygulanacağını bilmeyen var mıydı?..
Dahası Federasyon, “İtirazlar olabilir, itirazlar incelenir, görüşmeler yapılır, eksik varsa, hata varsa düzeltilir” açıklaması da yapmadı mı?..
Peki, bu “kıyamet koparmak” neyin nesi oluyor; “Ligden bile çekiliriz” tehdidi ne oluyor, “taraftarı sokağa dökebilecek” yaygara ne oluyor ve de “kulüpçü” yorumcuları sayfalara, ekranlara sürmek ne oluyor?..
Federasyonun, “İş FIFA / UEFA cezalarına kadar gitmesin” diyerek “mali tedbirler almak için attığı ilk adımlarda hata ve eksikler varsa, ‘masa başında dostça, uzlaşma imkanlarını kullanarak çözmek yerine’, etrafı velveleye verecek bir tavır almak” hangi anlama geliyor ve kime hizmet ediyor?..
Bunca yıl “yap / boz tahtası hâline gelen” transfer ve kadro listelerine onca milyon Avroyu, TL’yi akıtan kim, onca teknik adama onca parayı ödeyen kim, onca borç ortada iken “onca büyük bütçe açığı verecek” harcamaları yapan kim?..
Kulübünün mali tablosu “tam bir revizyon ve rehabilitasyon gerektiğini” gösterirken, “rakip kulüplerin anlaştığı” oyunculara, sanki Dünya’da ve Türkiye’de oyuncu kalmamış gibi, “üstelik maliyetlerine yüklüce fark koyarak vermeyi marifet sayanlar” kimler?..
Dahası, “onca borç, onca bütçe açığı varken”, yeniden bir “yap / boz transfer listesi hazırlamak ve gerçekleştirmek için”, Federasyonu “hedefe koyma” senaryosunun rejisörlüğüne soyunanlar kimler?..
O kıyameti koparanlara sormak gerek; “İki maç ceza alan bir futbolcu için ‘itiraz hakkını kullanıyor ve Tahkim Kurullarına gidiyorsun’ da, ‘böyle hayati bir karar için’ hukuken hakkın olan ‘itiraz dilekçesini hazırlamadan ve Federasyon’a vermeden’, neden savaş açıyorsun?..”
Federasyon, “eğer federasyon” ise ve de “kulüpleri, Türk futbolunu ve sporunu mali bataktan kurtarmayı hedeflemiş” ise bu konuda “varsa, eksik, hata ve yanlış hesaplama, onları düzeltmekten öte” en ufak taviz vermemelidir!..
Zaten “küme düşmenin kaldırılması” ile kulüplere verilecek “en büyük taviz” verilmiştir; gerisi, “mali ve idari disiplinin bizzat Federasyon tarafından paspas edilmesi” demektir ki, bu da “Türk futbolunun FIFA ve UEFA nezdindeki ‘mali suç dosyalarının artmasının kulüplerle beraber ortağı olma’ felaketini” beraberinde getirecektir!..
“Haklıya hakkı verilmeli” ama “hakkı yoksa” taviz verilmemelidir!..