İki büyük kulüp ve şaibe iddiaları!..

A -
A +

Ülkenin en çok izlenen "spor kanallarında", günün 24 saatinde "tekrarlarla beraber" ekranlara kurulan "futbol yorumcusu" arkadaşlarımızın içinde, gerçekten "üst seviyede ve hepimize bir şeyler öğretenler" var. Onları "keyifle ve ilgi ile" izliyor, dinliyor ve çok şey öğreniyorum.
Onların dışındakiler, ki "çoğunlukta olanlar" onlar; aralarında ikiye ayrılıyorlar; "sansasyon bombaları patlatmaya ve onlarda reyting yapmaya meraklı olanlar" bir alt grup, "Benim oğlum bina okur, döner döner gene okur" misali ya da "Pişir pişir ye müceddere (Güney'de Kilis-Gaziantep yörelerinin bulgur ve mercimekli pilavı)" örneği "durup dinlenmeden aynı şeyleri, aynı üslupla söyleyen" ve bıktıranlar alt grubu…
Bu ikinci grubun, ikinci grubunda olanları ekranda görünce, 'zap'lıyorum ve de "onları niçin ekranlara çıkarıyorlar" anlamıyorum; dost arkadaş hesabı galiba!..
Geliyorum; "sansasyon bombaları patlatarak, ekranlarda kalmaya gayret eden ve reytinglerini yükselten" arkadaşlara…
Elbette, "futbolumuzdaki perde arkası gelişmeleri" izliyorlar, soruşturuyorlar, öğrendiklerini de "gıdım gıdım sır verme" taktiği ile ekranlara taşıyorlar!...
İşte burada duralım ve "işin geldiği" hassas ve önemli bir noktanın altını çizelim!..
"Gıdım gıdım" verme, kişileri de, yönetimleri de, kulüpleri de "zan altında bırakacak" bir durağa gelince, iş çatallaşıyor!..
Mesela, hafta başı, böyle bir anlatım ve o konu üzerinde "diğer konuşmacıların ısrarla yaptıkları eklemeler ve sorular", doğrudan "Futbol Federasyonunun, hatta Maliye Bakanlığının ilgili soruşturma bölümünün üzerine eğilmesi gereken" bir tabloyu ortaya koydu!..
Bir yorumcu, bir büyük kulübün yöneticilerini, "bonservisi elinde bir futbolcunun transferinde menajerine çok büyük paralar ödendiğini" öne sürerek ve defalarca "bu tabloda 'şüpheli bir durum' olduğunun âdeta altını çizerek" zan altında bıraktı; "Şaibeli bir durum" demeye getirdi!..
Programı yöneten arkadaş da, dört beş defa "Bu durum araştırılmalı. Böyle şey nasıl olur? Borç içinde olan, harcama limitini aşamayacak bir kulüpte, böyle bir ödeme nasıl yapılır" diyerek, olayın altını kalın çizgilerle çizdi.
Bu arada masadaki bir başka yorumcu da defalarca "benzer olayların bir başka büyük kulüpte de olduğunu" söyleyerek o kulüpteki bazı transferleri hem de isim vererek anlatmaya çalıştı.
Bu arada programı yöneten arkadaş, bir ara uyanmış olacak ki, "Bunlar sadece iddialar. İspatlanmaları gerek" gibilerden geri dönüş yapmaya çabalarken "iddiayı oraya atan" arkadaş "Belge var, itiraz olursa ortaya koyarım" dedi.
İşte burada tekrar tekrar duralım; "Hisseleri İstanbul Borsasında alınıp satılan böylece yüz binlerce ortağı olan" ve "ayrı ve özel kanunlara tabi" şirketlere sahip kulüplerin yönetimlerini "böylesine ağır bir şaibe altında bırakan" bir iddia, yüz binlerin seyrettiği bir ekranda "ortaya atılıp, öylece bırakılamaz!..
"Belge varsa", işte o ortaya konur; ne demektir; "İtiraz olursa ortaya koyarım" sözü?..
Varsa belgen ortaya koyacaksın; ben de varsa hisse senedim, "böyle yöneticilere sahip bir kulübün şirketinin hisse senedi elimi ve vicdanımı yakmasın" diye, ertesi gün hemen satayım!..
Bu iki büyük kulübün yöneticileri… Sanırım içlerinde "o programı izleyen" yöneticiler mutlaka vardır… Zira "ekranda okunan sosyal medya Tweet’leri de iddiaların önemini perçinlemişti…  A Spor kanalındaki bu "bonservissiz ama menajerli ve de şaibe atfedilen" transferler konusundaki iddialara karşı "şeffaf ve açık" açıklamalar yapmalıdırlar… Ve de… Eğer "iddiaların aslı yoksa", o zaman da "hukuk yollarında" gerekeni!..

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.